TÜRKİYE'nin önemli eğitim sorunlarının da eğitim ihlâllerinin de başında engelli öğrencilerin ailelerinin karşılaştığı 'engeller' ve verdikleri 'eğitim mücadelesi' geliyor. Özel gereksinimli bu çocukların akranlarıyla birlikte 'kaynaştırma' adı verilen eğitim almaları hem ulusal hem de uluslararası yasalarla güvence altında. Ama bu güvence çoğu zaman kağıt üzerinde kalıyor. Bu çocuklar, eğitim haklarından önlerine çıkan engeller yüzünden çoğu zaman yararlanamıyor. Çünkü bir yandan gittikleri okullardaki 'normal çocukların' aileleri 'Hastalıklarını çocuğuma bulaştırır' diye onları istemezken, diğer yandan da 'uğraşamayız' diyen eğitimciler karşılarına çıkıyor. Engelli çocukları olan aileler de yüzlerine kapanan bir okulun kapısından diğerine sürüklenip duruyor. Tıpkı bugün sayfamızda okuyacağınız B.'nin ve ailesinin yaşadığı gibi.
Özellikle ortaöğretimde zorunlu olmasına rağmen bu çocuklar için okuyabilecekleri 'uygun bir lise' bulmak da zorlaşıyor. Çünkü önce SBS'lerle düzenlenen liselere yerleştirme sistemleri, ardından da 'normal çocuklarla' eşit olarak yarıştırıldıkları özel yetenek sınavlarını aşmaları gerekiyor. Bu sınavlara kaynaştırma öğrencileri olmalarına rağmen hiçbir düzenleme yapılmadan alınıyorlar. Bazen de 'kazandı' listelerinden adları 'hata yapmışız' denilerek silinebiliyor.
Üstelik bu sıkıntıları hem özel hem de devlet okullarında yaşıyorlar. Eğitim Reformu Girişimi Koordinatörü Batuhan Aydagül, eğitim sisteminin tüm bireyleri kapsayacak 'genellikte' olmadığını söyleyerek, "Engelli çocuklar bu sistemin dışına itiliyor. Önce diğer veliler bu çocukları 'Çocuğumuzu geriletir' diyerek aynı sınıfta istemiyor. Birçok özel okula da 'Sınıfın performansı düşer, merkezi sınavlarda başarımız olumsuz etkilenir' gerekçesiyle alınmıyor. Sınava dayalı bu sistemde bu çocuklar 'yük' olarak görülüyor. Oysa bu ayrımcılıktır. Başka bir ülkede yaşansa büyük suçtur ve cezası vardır" diyor.
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan da engelli öğrencileri özel okullarda da istemeyen eğitimciler olduğunu vurgulayarak, "Söylemekten utanıyorum ama bu gerçek. Eğitim sistemine uyamayacakları ve okulların fiziksel koşulları bahane edilerek bu çocuklar geri çevriliyor" diye konuşuyor.
Oysa Aydagül'ün de vurguladığı engellileri eğitim kurumlarında istemeyen eğitimciler de onların çocuklarıyla birlikte okumalarına karşı çıkan aileler de ayrımcılık suçu işliyor.