SONUÇLARI liselere geçişte kullanılacak ve 6 dersten yılda 12 sınavın yapıldığı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nin (TEOG) ilk dönem puanları “mahkeme kararı” beklenmeden açıklanmıştı. Bu yüzden de yürütmeyi durdurma istemi ile açılan davalar kabul edildiği takdirde puanların tekrar hesaplanması gerekecekti.

Ancak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkililerinden aldığımız bilgilere göre, Türkçe dersi sınavından bir, matematik dersi sınavından da bir olmak üzere toplam 2 soru ile ilgili yürütmenin durdurulması talebi ile açılan 3 ayrı davada idare mahkemesinden bakanlık lehine karar çıktı. Mahkeme sorularla ilgili yürütmenin durdurulması talebinin reddi doğrultusunda karar verdi. Bu durumda Türkçe ve matematik dersi sınavlarında iptal edilen soru yok. Bu iki sınav da 20 soru üzerinden değerlendirilecek.

Bakanlığın da iptal edilen soru olmadığı için tekrar TEOG puanlarını hesaplamasına gerek kalmayacak.

Ancak her sınav sonrasında başta öğrenci velileri soru iptali olup olmayacağını endişe ile bekliyor. Çünkü iptal edilen her soru çocuğunun puan kaybetmesi anlamına geliyor. Buna mazeret sınavlarında soru iptali olmaması da eklendiğinde kaygıları daha çok artıyor.

Bakanlığın artık öğrencilere puan kaybettiren ve onları cezalandıran bu uygulamadan vazgeçmesi gerek. Tıpkı ÖSYM’nin yaptığı gibi hatalı bir soru varsa bu soruyu tüm öğrenciler doğru yapmış kabul edilmeli. Çünkü soruların hatalı olması öğrencilerden kaynaklanmadığına göre öğrenciler neden cezalandırılıyor?

DİPLOMALARI KARŞILIKSIZ UNVANLARI YOK

SOSYAL Hizmet ve Danışmanlık önlisans programlarından mezun olan gençler bir süredir yaşadıkları sıkıntıları duyurmaya çalışıyorlar. Bunun için de bir platform kurdular ve sorunlarını örgütlü olarak dile getiriyorlar. Yaşadıkları sıkıntıya gelince; bu programdan mezun olan gençler 2 yıllık eğitimin ardından diplomalarının özel ve kamu sektöründe tanınmadığını söylüyor. Mezunlar, “Mesleki unvan ve görev tanımı yapılmamış bir bölümde 2 yıl okuduk. Başarılı olduk ve diploma aldık. Ama diplomaların geçerliliği yok” diyor.

Aynı alanda 4 yıllık bir lisans mezunu “sosyal çalışmacı” veya “sosyal hizmet uzmanı” unvanlarını alırken ve eğitimlerini gördükleri mesleki alanlarda çalışırken önlisans programı mezunları unvan ve görev tanımları yapılmadığı için aynı haklardan yararlanamıyor.

Bir mezun KPSS’de yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor: “2011 yılında sosyal hizmete yönelik bir alanda meslek nitelik kodumuzla bir yere yerleşirken, 2012’den itibaren bize kod vermemeye başladılar.”

İstedikleri ise mesleki unvan, görev ve yetki tanımlarının mesleki hiyerarşiye uygun bir şekilde tanımlanması ve 2011 yılından sonra ellerinden alınan “meslek kodlarının” tekrar iadesi.