GÜNLERDİR dershalerin kapatılıp kapatılmayacaklarını tartışıyoruz. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ocak ayında TBMM'nde yapılacak yasal değişiklikle "dershane" tanımının ortadan kalkacağını, isteyenlerin özel okula dönüşebileceklerini söylüyor.
Dün Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkan Yardımcısı ve Avrupa Dershaneler Birliği Başkanı İbrahim Taşer ile konuştuk. Taşer, dershanelerin okulların yerine geçmek gibi bir işlevleri olmadığını belirterek, "Biz öğrenmeye destek veren kurumlarız ve dünyanın her yerinde isimlerimiz değişik olsa da bu kurumlara gereksinim olacak" diye konuşuyor.
Dershane kurucuları olarak "kapandıktan sonra" nasıl bir yol izleyeceklerini sorduğumda yanıtı, "İlk tercihimiz MEB denetiminde çalışmak. Ancak MEB bizi kendi bünyesinden çıkarmak istiyorsa da buna hazınız. Tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bundan sonra kendi denetimimizi derneklerimiz, odalarımız aracılığıyla kendimiz yapar, kalitemizi akredite ederiz. Adımız da dershane olmaz, 'Öğretime destek merkezi' olur. Hepimiz bu adı ortak olarak kullanırız" diyor.
Taşer'in dikkat çektiği gibi sertifika ya da diploma vermediklerine göre bu kurumların da bakanlık çatısı altında olmalarının da bir anlamı yok.
Defalarca dile getirdiğimiz gibi okullara da üniversitelere de yerleştirmeler sınav odaklı olduğu ve asıl yarış da bütün okullar için değil, belli başlı kontenjanlar için yapıldığından adı değişmiş olsa da dershaneler kapanmaz. Adları değişir ve var olmaya devam ederler.

Bu çocuklara kontenjan şart

KAYNAŞTIRMA eğitimi alan çocukların yaşadıkları sıkıntılarını sık sık dile getiriyorum. Tıpkı dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dünya Kız Çocukları Günü'nde buluştuğu otizmli Beril'in yaşadıkları gibi okul kapısından önyargılarla nasıl dönmek zorunda kaldıklarını anlatıyorum. Bu çocuklar arasından sesini duyurma şansına sahip olanlar Beril gibi eğitim hakkına kavuşabiliyor. Ancak başta eğitimcilerin önyargılarına karşı savunmasız olanlar ise ulusal ve uluslararası yasalara aykırı olarak en temel hakları olan eğitimden yararlanamaz duruma geliyorlar.
Oysa geçtiğimiz 2 Nisan'da açıklanan Otizm Eylem Planı'nda yaşama geçirilecek maddeler arasında çözüm de yer alıyor. Bu da onlar için spor ve güzel sanatlar liselerinde özel kontenjan ayrılması ve diğer çocuklarla eşit değil, durumları dikkate alınarak düzenlenen sınavlarda yarışmalarına imkan tanınması.
İşte o zaman da eğitimcilerin insafa gelmelerini beklemeye de gerek kalmaz.

****
Siz sorun eğitim editörü yanıtlasın
pkaplan@htgazete.com.tr

YENİ BİR YERLEŞTİRME
Soru: Kızım ek yerleştirmede istediği okula giremedi. Ama bu okulda boş kontenjan da var. Tekrar bir ek yerleştirme yapılması söz konusu olabilir mi?
Yanıt: Geçtiğimiz hafta son kez yapılan ek yerleştirmenin dışında başka bir yerleştirme olmayacak. Kontenjanlar boş kalsa da artık bir yerleştirmeden söz etmek mümkün değil.

VAKIF ÜNİVERSİTELERİ
Soru: Vakıf üniversitelerinde binlerce boş kontenjan kaldı. YÖK baraj puanları düşürerek, benim gibi bu okullara girmek isteyenler için bir çalışma yapacak mı?
Yanıt: Bu soru YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’ya yöneltildi. Ancak YÖK’ün gündeminde ne baraj düşürmesi ne de yeni bir yerleştirme olmadığı ifade edildi.