Top
Pervin Kaplan

Pervin Kaplan

pkaplan@htgazete.com.tr

11/05/2013

Robert’li bile iki dershaneye ve özel derse muhtaç oluyorsa!

TÜRKİYE'nin en gözde okullarında okuyan gençlerden söz edeceğim. Aralarında Amerikan Robert, Galatasaray, İstanbul (Erkek) ve Kabataş Erkek liselerinin öğrencileri var. Türkiye'nin ilk 5 binlik diliminden bu okullara girdiler. Ancak hepsinin yolu ortak bir mekanda daha kesişiyor: Dershaneler ve özel dersler. Bazıları iki ayrı dershaneye gidiyor bir de üzerine özel ders alıyor.
Amerikan Robert Lisesi'nden tanıdığım bir genç, "Birinde bursluyum, diğerinin de 5-6 kişilik butik dershaneye 20 bin TL ödüyorum. Burslu olduğum dershaneden kaydımı sildirmiyorum, çünkü deneme sınavlarına giriyorum, farklı test kitaplarını alıyorum" diyor.
Galatasaray'da okuyan bir diğeri de birinde burslu diğerinde ücretli iki dershanede. İkisine birden gitmeye çalışıyor. Türkiye'nin en parlak gençleri ayrıca özel dersten de vazgeçmiyor. 4 öğrenci birleşip, ünlü bir matematik hocasından haftada 300 TL'ye ders alıyor. Ekonomik durumu daha iyi olanlar saatine 250 TL ödeyip haftada ortalama iki kez matematik ve edebiyat dersi alıyor.
Amerikan Robert Lisesi'nde yıllık 36 bin 230 TL ya da yatılı seçeneğiyle 63 bin 700 TL ödeyen bir veli çocuğunu butik dershaneye göndermek için yılda 18 ile 22 bin TL, haftada 2 gün ikişer saat matematik ve edebiyat dersi için de ayda ortalama bin TL ödüyor.
Türkiye'nin en iyi okullarında okuyan bu gençlerin neden dershaneye ihtiyaçları olduğunu sorduğumda gerekçelerini şöyle sıralıyorlar:
"Test tekniğini öğreniyoruz. Sınav kağıtlarını nasıl dolduracağımızı, hangi soruların çıkabileceğini anlatıyorlar. Bire bir ilgilenme, psikolog, koçluk desteği var. Psikolojik olarak yarışa hazırlanıyoruz. Bunları okullarda bulamazsınız. Bazılarında danışman bile yok. Dershaneye giden arkadaşlarımızdan geri kalmak istemiyoruz. Sadece okul yetmiyor. Müfredat sürekli değişiyor. 9. sınıfta görmediğimiz bir dersten üniversitede sorumlu oluyoruz. Oysa fazladan birkaç soru bizi 10 bin ileriye taşır."
Dershanelere ayrılan bütçeyi ve dershaneleri en fazla eleştiren isimlerin başındaki isimlerden Türk Eğitim Derneği Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu'nun üniversiteye hazırlanan oğlu da bu yıl dershaneye gidenlerden biri. Pehlivanoğlu "Akran baskısı var. Arkadaşları gittiği için zorunlu hissediyorlar. Gitmezse arkadaşlarından geri kalacağını düşünüyor. Zorunlu yolluyorsunuz. Sistem de çocukları 4 seçenekten birini işaretleyecek şekilde yetiştiriyor ve test teknikleri dershanelerde öğretiliyor. Sıralama sınavında önde olmak için yarış var" diyor.
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan'a "Neden Türkiye'nin en parlak gençleri bile dershaneye gitmek ve özel ders almak zorundalar" diye soruyorum. İşte yanıtı: "Okuların hedefi sıralama sınavına öğrenci yetiştirmek değil. Dershanelerde test tekniği var, antreman yapıyorlar. Çözdükleri sorular onları binlerce kişinin önüne taşıyor. Amerikan Robert, Galatasaray, İstanbul Erkek, Ataturk Fen, Ankara fen ve benzeri okullardaki çocuklar birbiriyle yarışıyor."
Bir de dershanelerin dereceye giren öğrencilere verdikleri otomobil, ev gibi "cezbedici" ödülleriyle üniversitelerin bursları bu yarışı daha da kızıştırıyor. Sonuçta tüm gençlerin yolu dershanede ve özel derste kesişiyor. Pehlivanoğlu'nun da vurguladığı gibi eğitim sınıf atlamanın bir yolu. Ancak "yarışa ve sıralamaya dayalı" böyle bir eğitim sisteminde en alttan en üste kadar tüm gençler bir bedel ödüyor.




Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp