Ücretli öğretmen Ahmet Fazlı Elçi'nin 40 TL karşılığında hamallık yaparken, kalp krizi geçirerek, yaşamını yitirdiğini okudunuz. Uzel, Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde Mehmet Rüştü Uzel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde ücretli öğretmendi. Başka bir lisenin kitaplarını taşımak için hamallık yapıyordu. Uzel, maaşı yetmediğinden değil; yaz aylarında derse giremediğinden bu nedenle de para kazanamadığından hamaldı. Tıpkı aynı statüde bulunan ve sayıları 60 bini aşan diğer meslektaşları gibi. Onlar okulların kapalı olduğu yaz aylarında, bayramlarda, yarı yıl tatillerinde evlerini geçindirebilmek için "hamallık dahil" başka iş yapmak zorundalar.
Neden mi? Çünkü onlar "mevsimlik öğretmenler." Tıpkı mevsimlik işçi gibi. Part-time öğretmenlik yaparlar. Piramidin basamakları gibi düşünülürse öğretmenlik mesleğinin en alt basamağında otururlar. Onlar için yaz tatilleri ya da bayramlar "işsizlik" günleridir. Çünkü ders karşılığı para alırlar ve sigortalanırlar. Onların tatil günlerinde maaşı da sigortası da yoktur.
En fazla ayda 18 gün sigortalı olarak gösterilirler. Hiçbir sosyal hakları yoktur. İşe başlarken onlarla sözleşme bile yapılmaz. Onlar kadrolu ya da sözleşmeliler gibi bakanlık tarafından atanmaz. İl ya da ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri'ne başvururlar. Hatta birkaç yıl öncesine kadar okul okul dolaşıp okul müdürlerine dilekçelerini bırakıyorlardı. Öğretmen açığı varsa görevlendirilirler. Ücretleri İl Özel İdare bütçelerinden karşılanır.
Kaderleri okul müdürlerinin "iki dudağı" arasındadır. Müdür onları istemezse hiçbir hak iddia edemeden kendilerini kapının dışında bulurlar. Görev yaptıkları okullara kadrolu ya da sözleşmeli bir öğretmen gelirse "Sana ihtiyacımız kalmadı" denilerek, gönderilirler. Öğrencilerine "ücretli" olduklarını söylemeye utanırlar. Çoğu okulda angarya işler onlara yaptırılır. Ne de olsa "en alttakilerdir", seslerini çıkaramazlar.
Maaşlarına gelince; saatleri 7 TL'dir. Haftada en fazla 30 saat derse girebilirler. Ama bu çok nadirdir. 30 saat derse girse alacağı para 840 TL dir.
İşte onlar "Bana bir kelime öğretenin bin yıl kölesi olayım" dediğimiz öğretmenlerimiz. Kitapların yüküne mi, sıcağa mı yoksa yaşadıklarına mı kalbi dayanamadı bilinmez ama Çorlu'daki Ahmet öğretmen gibi onlar yazları hamallık yaparlar....