Top
Yetenekli Kalemler

Yetenekli Kalemler

yeteneklikalemler@tg.com.tr

23/01/2020

Çirmen Zaferi'ni bilir misiniz?

Osmanlı Devleti kurulduktan bir müddet sonra, 1364 yılında Türkler, Rumeli’ye geçince, Balkan milletlerinin tertip ettiği ilk Haçlı Ordusu ile Sırpsındığı’nda karşılaştılar. Osmanlı Türklerinin Edirne’yi 1361’de ele geçirdikleri zaman Konstantinopolis’ten (İstanbul) Avrupa’ya giden stratejik ana yol kesilmişti. Türk göçmenler çok sayıda ve çok hızla Trakya’ya yerleşmeye başlamışlardı. Osmanlıların 1363’te Filibe’yi ele geçirmeleri sırasında kaçan ve Sırbistan’a sığınan Bizans kumandanı Osmanlılar üzerine yürünmesini devamlı olarak tavsiye ediyordu. Bulgarlar ve Sırpların yanında Papa V. Urban’ın çabalarıyla Balkanlar’da bulunan Hıristiyan devletlerden olan Macar Krallığı ile Eflâk ve Bosna Prenslikleri birleşik olarak bir Haçlı seferi yapmaya karar verdiler ve Osmanlı Devleti’ne karşı ilk defa Haçlı ittifakı oluşturuldu.
10.000 kişi ile düşman hakkında keşfe gönderilen Hacı İlbey, düşman ordusunun içine sokmaya muvaffak olduğu casusları ile düşmanın disiplinsiz olarak, geceleri kralların ve kumandanların çadırlarında toplanıp şarap ve eğlence ile vakit geçirdiklerini öğrenmişti. Gece taarruzu ile sarhoş ve uyku sersemliği ile neye uğradığını bilemeyen haçlı askerleri, karanlıkta birbirlerini kırıp geçirmişlerdir. Bir kısmı da kurtuluşu firarda bulup kaçmıştır. Hacı İlbey 10.000 kişi ile 40.000 kişilik düşmanı perişan etmiştir. İlk Osmanlı kumandanlarından olup Balıkesir’de doğan Hacı İlbeyi, Karesi Beyliği ümerasından olup, Evrenos, Ece Yâkub ve Gâzi Fâzıl Beylerle beraber Orhan Gazi zamanında Osmanlı hizmetine geçti. Bundan sonra Karesi Beyi tayin edilen Şehzâde Süleyman’ın emrinde olarak Rumeli fütuhatına iştirak etti (katıldı) ve büyük hizmetlerde bulundu.
Bu zafere tarihimizde Sırpsındığı veya 1. Çirmen Zaferi de denilmektedir. (1364) Sırpsındığı Zaferi’nden sonra Türkler, Balkanlarda ilerlemeye devam ettiler. Sofya (1382), İşkodra, Manastır ve Niş (1386) topraklarımıza katıldı. Böylece Trakya’nın fethi tamamlandı ve Tuna Nehri’ne kadar alındı.
          Selman Alacık-Ankara
 
 
 
ŞİİR
 
    Sultan Fatih’i ağlatan şehit
 
Biraz tefekkür edip seyredelim âlemi,
Tefekkürsüz insan olmaz da öyle mi?
Yaradan bütün gazi ve şehitlerimize etsin rahmet,
O zamanlar Osmanlı tahtında otururdu İkinci Mehmet.
 
İçi içine sığmayıp âdeta kendini yiyordu,
“Ya İstanbul’u alırım ya o beni alır” diyordu.
Elbette cihat etmeden alınmazdı sevap
Bizans’a gönderdiği elçiden alınmadı olumlu cevap.
 
Ulubatlımın geçtiği yer oldukça dardı.
Bir elinde kılıç bir elinde sancak vardı.
Onu bu yola sevk eden çok yüksek bir imandı.
Mübarek sancağı kaparak surlara doğru tırmandı.
 
Tarih altın sözlerle söylese yeridir o anın.
Zira can onunsa sancak şerefidir İslam’ın.
O canı pahasına da olsa sancağı dikmeyi başarmıştı.
Manzarayı seyreden sultanın gözleri yaşarmıştı.
 
Böylece arkasından bırakmıştı bir eser.
Artık o gün öylece fetih oldu müyesser.
Biz ne kadar bahsetsek azar azar.
Tarihler bu olayı altın harflerle yazar.
 
                                   Nazif Arvas
 
 
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
ŞEYH ŞAMİL: Kafkasya millî kahramanı Şeyh Şâmil, Dağıstanlıdır. 1797’de Dağıstan’da doğdu. İmâm Şâmil, boyu iki metreden uzun, geniş omuzlu, pehlivan vücutlu, engin ve sağlam imanlı, dinî ilimlere ve her türlü muharebe sanatına fevkalâde vâkıf, son derece cesur ve çevik müstesna bir zattı. Bir avuç askeri ile 35 sene Rusların koca ordusuna karşı akıl almaz bir mücadele vermiş, Kafkasya’nın istiklâli için çarpışmıştır. Ömrü, Ruslarla mücadele ile geçti. Sonunda, hile ile oyuna getirdiler. Ruslara esir düştü. 10 sene esir kaldı. Hacca gitmesi için izin verildi. İstanbul’a geldiğinde, halk, kahramanı görmek için yollara döküldü. İstanbul’da bir müddet kaldıktan sonra, Medine-i Münevvere’ye yerleşip, 17 Şubat 1871 yılında orada vefat etti.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları