Top
Yetenekli Kalemler

Yetenekli Kalemler

yeteneklikalemler@tg.com.tr

10/08/2019

“Ne kadarı bonfile olsun?”

Kurban Bayramı geliyor… Kurbanda fakir fukara ne yapıyor? O, adı üstünde fakir. Çoğu çoluk çocuğuna bayramda ne yedireceğini, ne giydireceğini düşünüyor. Yüce dinimiz Kurban Bayramı'nın hikmetlerinden birinin de, işte bu fakirlere et (pay) vermek olduğunu söylüyor… Günümüzde bu gelenek ufak şehirlerde komşuluk ilişkilerinin olduğu yerlerde insanların birbirini tanıdığı apartmanlarda mahallelerde yapabilmek mümkün oluyor ama şehir hayatının getirdiği yalnızlaşmanın bir sonucu olarak İstanbul gibi büyük şehirlerde insanlar bırakın mahallede kim kimdir bilmeyi, oturduğu sitede kapı komşusunu bile tanımaz hâle gelmiş durumda...
Bu insanların artık kurban kesecek yeri mekânı olmadığı gibi kurban kesecek bilgisi ve o sahada tecrübesi de yok… Ne yapıyor bu insanlar? Kurban kesmeyi unutmayanlar memleketinde kesmeye yönelirken bunu yapamayanlar da hazır kesim yapıp adrese teslim eden kurum ve kuruluşları arıyorlar…
Ama burada kurban kesimi bir süre sonra amacından uzaklaşıyor… Kurban adı altında neredeyse "et siparişi"ne kadar uzuyor iş! "Kesiyor, biçiyor, paketleyip adrese gönderiyoruz" diyorlar… Sanki kasaptan et rica ediliyormuş gibi davranıyorlar. “Şu kadarı bonfile olsun. Şu kadarı köfte, bu kadarı bilmem ne...”
Yani birisi çıkıp da “benim kurbanım sadece köftelik olsun” dese on kilo köfteyi paket yapıp adrese teslim edecekler!..
Ama böyle çaresiz insanlara veya kurbandan kurbana et gören fakir fukara, kimsesiz yetim ve öğrenci olanlar için kurban hissesi vermek isteyenler için de İhlas Vakfı gibi kurumlar gönüllü aracı oluyorlar. Müslüman ülkelerde bayramdan bayrama et gören fakir ve yetimlere dağıtmayı üstleniyorlar.
Böylece hem kurban ibadetini dinimizin emrine uygun vekâlet vererek yerine getirmiş oluyorlar. Hem gerçekten fakir fukara kimsesiz yetim çocukların yüzlerinin gülmesine sebep oluyorlar...
Kendi imkânı olup kendi kurbanını kendisi kesen veya kestiren kimseler için rahmetli anneannemin sözünü hatırlatıyorum. "Kurban etinin üçte birini evde çoluk çocuğa bırakmak, üçte birini komşulara, eşe dosta, gerisini de fakirlere vermek müstehabdır evladım" derdi...
Kurbanınız kabul, ibadetlerimiz makbul olur inşallah.
            Rüveyda İnci-Konya
 
 
 
 
 
ŞİİR
 
     Ektiğini biçeceksin
 
Su gibi akıyor ömür dediğin,
Her canlı ölümü tatmayacak mı?
Nafile boşuna çabaladığın,
Azrail yakanı tutmayacak mı?
 
Hani nerde haber var mı gidenden?
Ne anadan ne babadan dededen,
Ruhtur seni terk eyleyen bedenden,
Ayrılıp yanından gitmeyecek mi?
 
İşte geldin yetmiş iki yaşına,
Ömrünü geçirdin boşu boşuna,
Sefil baykuş konup mezar taşına,
Aheste aheste ötmeyecek mi?
 
İster doksan olsun, yüz olsun yaşın,
Toprağın altına girmez mi başın?
En yakının oğlun kızın kardeşin
Mezarına çiçek dikmeyecek mi?
 
Üç günlük bir dünya bunun burası,
İman ile ölen bulur halası (kurtuluşu)
Yalan dünya ahiretin tarlası,
Herkes ektiğini biçmeyecek mi?
 
             Bayburtlu Mithat İnci
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
ARİFE (AREFE): Kıymetli geceye kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Fakat Arefe ve Kurban Bayramının üç gecesi böyle değildir. Bu dört gece, bugünleri takip eden gecelerdir. Arefe, yalnız Zilhiccenin 9. günüdür. Başka güne Arefe denmez. Arefe günü yapılacak işlerden bazıları şunlardır:
1- Arefe günü sabah namazından, Kurban Bayramı'nın dördüncü günü ikindi namazına kadar, erkek-kadın herkes, cemaatle kılsın, yalnız kılsın, 23 vakit farz namazda selam verir vermez, (Allahümme entesselam...) demeden önce, bir kere, vacib olan teşrik tekbirini söylemeli, yani, (Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallahü vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd) demelidir. Camiden çıktıktan veya konuştuktan sonra, artık teşrik tekbirini okumak gerekmez.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları