Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

27/06/2020

Uğruna Müslüman olmuş iken...

“Böyle bir eşe sahip olduğu hâlde ondan ayrılmaya razı oluyor da dini yaşamaya razı olmuyor...”
 
Din Ataşesi aldığı net cevaplarla şaşırıyordu. Ben de hayret ediyordum: "Diyelim ki bu arkadaşınızla evlendiniz. Doğacak çocuğunuzun hangi din üzere yetişeceğini planladınız mı?"
Aldığımız cevap gerçekten çok ibretlik: "Herhangi bir dinden olması çok mu önemli? Hiç merak etmedim…"
Genç kıza sordu Ataşe:
-Bu gençle evlendiğinizde doğacak çocuğunuzun hangi din üzere yetişmesini düşünüyorsunuz?
-Elbette Hristiyan olarak yetişmesini istiyorum.
-Peki arkadaşınızla tanıştığınızda onun din ile ilgili bir eylemini gördünüz mü?
-Bazen kiliseye giderken benimle gelirdi. Kapıda benim dışarı çıkmamı beklerdi.
-Bak delikanlı kız arkadaşın doğacak çocuğunun Hristiyan olarak yetiştireceğini söylüyor. Ne dersin?
-Ya annem babam istemezse?
-O zaman dinin hükmünü bildireyim size. Müslüman bir erkeğin Hristiyan bir kadınla evlenmesi caizdir. Annen baban da razı olsun diye kız arkadaşına Müslüman olmasını teklif edersin. Kabul ederse hiç sıkıntı kalmaz...
Birkaç gün sonra kız, gence tutkusundan Müslüman olmayı kabul etmiş. Kelime-i şehadet getirmiş. En kısa zamanda İslamiyet’i öğreneceğini söylemiş. İlmihal bilgisini de önceden Müslüman olmuş Selma isminde bir hanım tanıdığından öğrenebileceğini söylemiş...
Daha sonra bizim delikanlı bu yeni Müslüman olmuş kızla evleniyor. Ana babası da gelini Müslüman olduğu için evliliğe tepki göstermiyor.
Ne var ki kız, Müslümanlığı öğrenip uygulamaya başladıkça Müslümanlıkla alakası olmayan kocasını sorgulamaya başlıyor. Çünkü kocası dinini yaşamamakta ısrarcı… Rice ediyor, yalvarıyor ne yaparsa olmuyor. Soğuyor dinle alakası olmayan kocasından…
Bir süre sonra Din Ataşesine geliyor: “Benim kocamın Müslümanlıkla alakası yok. Müslüman bir kadın Müslüman olmayan bir erkek ile yaşayamaz. Ondan ayrılacağımı kendisine söyleyin."
Tabii konu hukuki bir süreçte olduğu için Ataşe oraya yönlendiriyor. Ama delikanlı böyle bir hanıma sahip olduğu hâlde ondan ayrılmaya razı oluyor da dini yaşamaya razı olmuyor. Genç kız çok sevdiği kocasını inandığı Müslümanlığın gereği üzülerek de olsa terk etmek zorunda hissediyor. Sonuçta Avusturya mahkemelerine müracaat ederek ayrılıyorlar...
Bu olayı duyduğumda tüylerim diken diken oldu. Bir kadın sevdiği uğruna Müslüman olduğu gençten bu defa dini uğruna vazgeçmek isterken bizim gencimiz aksine sevdiği kızı terk etmeye razı oluyor da alnını secdeye koymaya razı gelmiyor!..
        Mehmet C.-İzmir
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp