Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

19/09/2019

“Anahtarı teslim edemem!..”

“Dinine devletine vatanına milletine bağlı bir öğretmenim. Yani ölümden korkmuyorum!..”
 
Öğretmen olarak tayin olduğum köyde bir gece yarısı kapımı çalan meçhul kimse, kapıyı açar açmaz uzun namlulu silahı göğsüme dayamış ve sertçe konuşmuştu:
-Sakın ses çıkarma! Yavaşça gir içeri ve bizi dinle!
-Çok korkmuştum… Ne diyeceğimi bilemedim… Dediklerini yaparak kollarımı havaya kaldırıp geri geri odama çekildim.
Bana silahı doğrultan kişiyle birlikte yanında birkaç kişi daha gölge gibi odama süzüldü… Doğrusu hiç böyle bir şeyle karşılaşmadığım için çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim.
Şöyle göz ucuyla baktım tam altı kişiydiler…
-Ben öğretmenim… Benim sizinle bir işim olmaz. Benden ne istiyorsunuz?
Göğsüme silahı dayayan kimse sertçe emir verdi:
-Bize okulun anahtarını vereceksin!
-Okulun mu? Ne yapacaksınız okulu?
-Çok konuşma… Seni ilgilendirmez…
Sersemliğim geçmiş, kendime gelmiştim. Bütün samimiyetimle Rabbime sığınıp dedim ki:
“Dediğinizi yapmazsam beni öldürebilirsiniz. Ama ben Allaha ve ahiret gününe inanıyorum. Dinine devletine vatanına milletine bağlı bir öğretmenim. Yani ölümden korkmuyorum. Ne yapacağınızı bilmeden bu anahtarı size teslim edemem!”
Bu kararlı ve kesin konuşma karşısında çaresiz sakinleştiler. Konuşarak çözüme gitmeye karar verdiler galiba. Silahı olan dedi ki:
-Hocam, biz kaçakçıyız… Sınırdan kaçak mal getirecektik Jandarma peşimize düştü. Onları atlatmak için buraya sığındık. Bakmayacakları yer okul binası olur diye size geldik. Bizi komşu köyde sanıyorlar. Yarın hafta sonu ve okul kapalı. Okulda bir günlüğüne kalmak zorundayız…
Ben hiç oralı olmayınca az önce dik dik emir veren kaçakçı duygusal açıdan kendini anlatmaya başladı:
-Sayın Hocam benim sekiz tane çocuğum var ellerinden öper. Arkadaşların da dörder beşer çocukları var. Bizi zora koşma kurban olayım. Şu anda otuz kırk kişinin ekmeğiyle oynuyorsun. Bu bizim hayat memat meselemiz. Biz sana zarar vermek istemiyoruz… Okula da zarar vermeyeceğiz…
Mecburen silah tehdidi altında, okula zarar vermemeleri şartıyla anahtarı verdim. Beş kişi sabaha karşı gece karanlığında sessizce okula geçerken, silahı göğsüme tutan kimse beni rehin almıştı. Hâliyle kimseye bilgi vermek veya ihbar etmek gibi bir şansım da yoktu. DEVAMI YARIN
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp