Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

17/09/2020

Tüylerim diken diken oldu!..

 “Eyüp’e vardığımda araçtan inmek üzereyken tanımadığım bir numara aramaya başladı...”
 
İçimde vicdan azabı, o aracın silecek lastiğini düşünerek, sicim gibi yağan yağmurun altında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden geçerken benim arabamın aynı sileceğinin aynı lastiği kopup uçup gitmesin mi? Tüylerim diken diken oldu: “Allah Allah” dedim bir an… Hızımı kestim… Bütün duygularım resetlendi… On dakika önce sahibinin kim olduğunu bilmediğim otomobile reva gördüğüm durum benim başıma gelmişti…
“Allah’ım bu nasıl bir durum?” diye bu defa kendi kendime yaşadığım durumun hikmetiyle meşgul olarak eve doğru gittim… Eyüp’e vardığımda araçtan inmek üzereyken kayıtta olmayan bir numara aramaya başladı. Açtım: "Buyurun."
-Hocam ben üniversiteden güvenlik… Bir araç sileceğinin lastiği çıkarılmış da bilginiz var mı?
Güvenlik kibarca bu konuyu benim yaptığımı ve bunun öğrenildiğini belirtiyordu. Hemen zihnimi yokladım. O esnada bir başka otomobilde bir kişinin araçta oturduğunu hatırlıyorum. Galiba o kimse görüp söylemiş. Zaten hepimiz birbirimizi bilen kimseleriz… Hoş, ben de zaten bu yaşadığım olay sonrası bu kimse kim ise bulup kendisinden helallik almak için karar vermiştim… Dedim ki:
-Evet durum böyle böyle oldu ve ben yalnızca sileceği kaldıracaktım. Ama lastiği de fırladı. Bu kasten olmadı. Aslında alıp takmam lazımdı. Kimin arabasıymış o?
-Hocam filanca profesörün…
-Tamam ben kendisini ararım, dedim.
O profesör ile samimiyetimiz yok ama tanışıyoruz. Muhterem bir insan… Aradım kendisini. Durumu anlattım. Kasti bir durum olmadığını, hakkını helal etmesini söyledim. Ayrıca aynı durumun Boğaz Köprüsü'ne geldiğimde başıma geldiğini söyledim… Dedi ki:
-Hocam üniversitede en son aklıma gelecek isim sendin. Demek ki öfkelendiğinde herkes kendini kaybedebiliyormuş. Ben hakkımı helal ettim. Zaten benim de üniversiteye gelirken acelem vardı. Uygun park edemediğimi biliyordum. Ama yolu kapatacak kadar açıkta bıraktığımı aracın başına döndüğümde anladım. Hakkım helal olsun. Siz de hakkınızı helal edin, dedi...
Bu hadiseyi birkaç arkadaşla paylaştığımda kimisi profesörün salih bir kimse olduğuna yorum yaptı. Kimisi “bu aslında sana bir ikaz” dedi… Aslında durum şuydu: Ne olursa olsun insan öfke kontrolüne sahip olmalıydı. Diğer taraftan çıkabildiğime göre o arabayı oraya bırakanın da acil bir durumu olabileceğini düşünmem gerektiğiydi...
           Dr. E. S. M.- İstanbul
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp