Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

17/01/2019

“Kim bu yabancı adam?”

Selamlaşıp bir masaya oturdu. Bacanağa kim olduğunu sordum. "Amerikalıymış” dedi...
 
Emekli olduktan sonra eşimin memleketi olan Amasya’ya yerleştim. Boş durmasını sevmeyen bir tabiata (yaratılışa) sahibim. Bazı işlere giriştikten sonra, ava çok meraklı olduğumdan birçok da arkadaş edindim. Dolayısı ile Avcılar Kulübü’ne de üye oldum.
O zamanlar av malzemeleri bugünkü gibi bol değildi. Hele barut karne ile satılıyordu ve temin etmek pek zordu. Barut hemen hemen kara borsaya düşmüştü. Arkadaşlar dedi ki:
“Hüseyin Ağabey, ona-buna kazıklanıyoruz, gel şuraya bir dükkân aç da kurtulalım...”
Ben de işsiz gezmektense bu isteği kabul ettim. Kulübe bitişik belediyenin boş bir dükkânı vardı. Onu kiraladım. Arkadaşların yardımı ile dükkânı bir şeye benzettik.
Ben hem dükkâna bakıyor, hem de kulübün işlerini yürütüyordum. Barut meselesinden dolayı oldukça zahmetli olmasına rağmen, birkaç sene devam ettim. Bu arada Amasyalı olan eşim vefat etti. Tarsus’un Gülek Mahallesi'ndeki akrabalarımdan birinin kızı ile evlendim.
Evvelki hanımdan çocuğum olmamıştı. Yeni hanımımdan bir oğlum, bir kızım dünyaya geldi. Maalesef kız evladım yaşamadı. Çok şükür hâlen öğretmen olan oğlumla yaşıyorum.
Oğlum dünyaya geldikten sonra pek fazla Amasya’da kalmamın bir mantığı kalmamıştı. Dolayısı ile dükkânımı kapatarak Gülek’e akrabalarımın yanına taşındım...
Kayınpederimin ve kayınvalidemin yardımları ile bir arsa bulup bir de ev yaptırdım. Hâlen orada oturmaktayım...
Hayatımın kısa bir bölümünü anlattıktan sonra esas anlatacağım konuya geçiyorum... Gülek’e gelince ilk işim, çarşıya çıkıp bir değişikliğin olup olmadığına bakmak oldu. Mahalle, daha evvel gazetemizde yayınlanan “bizim oralar” başlıklı yazımda anlattığım durumdan bir hayli değişikliğe uğramamıştı. Doğruca bacanağımın lokantasına gittim. Onunla hoşbeş ederken bana çok yabancı gelen birisi girdi. Selamlaşıp bir masaya oturdu.
Bacanağa kim olduğunu sordum. Bir Amerikalı imiş dedi. “Wellcome” dedim. O ise bana iyi bir Türkçeyle “Hoş bulduk” dedi.
Burada ne iş yaptığını sordum. “Burası hakkında bir kitap yazacağım” diye cevap verdi. Bir emekli astsubay olarak hayli meraklanmıştım. Bu adam bu bizim kadar iyi Türkçe konuşan birisi Amerika’dan buraya bu Gülek’e ne için gelmiş olabilirdi? DEVAMI YARIN
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp