Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

16/11/2019

“Beni muhannete muhtaç eyleme!..”

“İnşaatta gece bekçisi yangın çıkarmış, yangında bütün kereste ve malzemeler yanmıştı...”
 
Şimdi çocuklarının yanında yaşayan yaşlı bir ihtiyarım... Ben on beş yaşımda iken gurbete çıktım. Ailem beni okutamadığı için inşaatlarda çalışıp usta oldum. Askerlik dönüşü kendi imkânlarımla kendime uygun bir evlilik yaptım.
Geçimim ağırlaşınca hanımın altınlarını satıp o yıllarda Türkiye’den işçi götüren Türk müteahhitlerden birisinin işçisi olarak Arabistan’a işçi olarak gittim. Burada bir seneden biraz fazla çalıştım ama şirket paramızı ödeyemiyordu. Alamadığımız paralarımız için şirketi mahkemeye verdik. Mahkeme tam 11 ay sürdü. 15 ayda kazandığımızı o bekleme süresindeki 11 ayda bize tekrar harcatmış oldular. Elimiz boş olarak Türkiye’ye döndük.
Ülkeme döndükten sonra memleketteki tarlaları falan satıp ağabeyimle Ankara’ya geldim... Öğrendiğim şekliyle inşaat yapmaya başladım. Kat karşılığı İncirli’den arsa aldım. Hafriyatına başladım... Arsada öyle büyük bir kaya çıktı ki, bir hafta, dozer, kompresör çalıştırmak zorunda kaldım. Şansa bak sermayenin neredeyse üçte ikisini bitirdim. Perişan bir hâlde inşaat işine devam ettim. Nihâyet inşaat başlamış, birinci kata gelmiştik...
İşler aksi gidince gidiyordu... İnşaatta gece bekçisi yangın çıkarmış, yangında bütün kereste ve malzemeler yanınca, ağlamamak için kendimi zor tuttum ama oturup kara kara düşünmekten kendimi alamadım. Ne yapacağımı şaşırmıştım...
“Mala gelsin de cana gelmesin” diyerek kendimizi teselli edip bir çıkış yolu aramaya başladım. Yılmamam lazımdı… Muhannet çok çetindi... Sağa sola koşup eşten dosttan altın, döviz gibi ödünç sermaye toplayıp inşaatı kaldığı yerden devam ettirdim... Fakat bir hayli borçlanmıştım...
İnşaatı tamamlayıp satarsam o zaman belimi düzeltebilirdim... Geriye sadece bindiğim arabam bana kalacaktı. Öyle de oldu. Bir şekilde satıp bitirdiğim inşaatın geliriyle borçlarımı ödedim...
Yani o işin de sadece hamallığını yapmış oldum... Yine elimde sermayem yoktu...
Yılmadım... Aydınlık evlerde %50 daire karşılığı bir arsa daha aldım. Param olmadığı için, kullanacağım malzemeye falan hep uzun vadeli çekler veriyordum...
Borcuma sadık biri olduğum için bana inanıyorlardı... Yine sıkıştığım bir gün, mecburen arabamı da satmaya karar verdim... Bir arabam vardı o da gidecekti... Fakat olacakla öleceğe çare bulunmuyordu.
Çorum yakınlarında yol alırken, arabam birden alev alıp yanmaya başlamasın mı? Canımızı kurtarıp gözlerimizin önünde cayır cayır yanan arabayı seyrettim yüreğim de yanarak... DEVAMI YARIN
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp