Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

16/06/2019

Buz kütlesi kırılınca!..

 “Görünmez kazalar bazen insanın sonu oluyor. Yıllar geçtiği hâlde o anı hiç unutamam...”
 
Doksan üç yaşında bu hatırayı yazıyorum. Otuz yıllık askerlik mesleğimde iki arkadaşlık unutulmaz demiştim. Birisi av arkadaşlığı, diğeri asker arkadaşlığı... Ayvalıklı Osman ismindeki askerim de kendisini ava götürmemi çok istediğini belirtmişti.
Av fişeğini doldurup, dolduramayacağını sordum. “Babamın fişeklerini hep ben doldururdum” dedi.
“Pazar günü götüreceğim. Yalnız para vereyim, çarşıdan malzemeleri al ve doldur” dedim. Cumartesi günü alıp doldurmuş. Pazar sabahı lojmana geldi. Öğle azığımızı, çayımızı, çaydanlığımızı, yani çay malzemelerimizi, ispirto ocağını, öğle nevalemizi alarak epeyce uzakta olan Aşkale’nin Tuzla'sını da geçerek, ırmağın ikiye bölünüp birleştiği yere geldik... Oraya hemen Eskimoların buzlardan evleri olan igloya benzer bir bekleme yeri yaptık. Boyumuzu aşan bu kar yığınına birkaç da delik koyduk ki gelen ördekleri görelim ve ateş edelim. Getirdiğimiz ufak oturaklara oturduk. İspirto ocağımızı yakıp içini karla doldurduğumuz demliği koyduk. Derken yukarıdan iki ördek kendilerini suyun tatlı akışına vererek önümüze geldiler.
Ben hemen hazır olan tüfeği mazgaldan uzattım nişan alıp tetiği çektim. Bir de ne görelim? Hayvanlar âdeta selam verip gittiler!.. Derken sağdan tek ördek önümüzde arz-ı endam etti. Artık kaçamayacaksın dercesine tam nişan alıp tekrar tetiğe bastım. Hayvan bir bize baktı, bir de gideceği yere yollandı. Hem çayımızı içiyor, hem de gelen ördekleri korkutuyordum.
Osman dayanamadı:
-Komutanım, biraz da ben atayım bakalım, dedi.
Tüfeği verdim. Gelen ördeklere o da birkaç defa attı. Nihayet bir kanat kırığı kaldı. Suda dönüp dururken akıntıya kaptırıp gitmeye başladı. Osman koşarak önünü almaya çalışırken birdenbire ayağının altındaki buz kütlesi cayırdayarak kırılmasın mı?.. Çocuk bin güçlükle kendini kenara attı. O zaman benim benzimi görecektiniz. Kalbimin atışı herhâlde iki misline çıkmıştı. Allah’ıma şükürler ettim. Heyecanlar geçtikten sonra hem bekledik, hem de karnımızı doyurduk. Bu arada boş durmayıp bazen ben, ördekleri korkutmaya devam ettik.
Akşam yaklaşırken fişeklerin bittiğini haber verdi Osman. Hazırlanıp melül mahzun eve döndük. Çok şükür bu badireyi de atlatmış olduk. Ama bugün bile o anın heyecanı var içimde. Genç yaşta vefat ettiğini öğrendim. Allah gani gani rahmet eylesin...
            Hüseyin Hilmi Levent-Tarsus
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp