Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

11/01/2020

“Bağdat Güvercini de ne?”

“Farkında mıydı ustam bilemem ama cömertliğin nasıl olduğunu müşahhas tarif etti...”
 
Girizgâhtan sonra güvercinlere merakı olduğundan bahse başlayıp “şu güvercin konusunu anlatıversen ustam” dedi… Dedi ama bu hatıra denilen şey de “haydi anlat” deyince anlatılmaz ki… Anlatılsa da tadı çıkmaz… Hatıra çayda dem gibidir kahvede kıvam gibi… Buğusu tütse de köpüksüz olmaz… Ağız laf yapsa da gönülsüz olmaz…
“Aşırı cömertmiş usta… Bir gelenek yaşatıyormuş hâlen tamirhanede… Dile kolay tam kırk sene boyunca her cuma kuru fasulye pişiriliyormuş dükkânında… Elli altmış kişilik sofra…
Duygulanmamak elde mi… Hey koçum be… Her semtte senin gibi bir babayiğit çıksa, yedi düvele nam salarız yeniden alimallah…
Çok duygulandım… Bir yediren insana çok gıpta ederim, bir de Allah rızası için birini giydiren insana… Bunlar en insani olan yardımdır çünkü… Karnı aç olanı doyurmak Yunus geleneğidir… Somuncu Baba geleneği… Bizim geleneğimizdir bre bizim…"
Biraz boynunu büktü Karbüratörcü Mehmet Usta… Dedi ki hafiften:
“Ya ne bileyim yaptığını aşikâr etmek pek hoş gelmiyor ama…”
Dedim ki: “Haklısın da ustam, iyilik hikâyeleri dinlemeye o kadar ihtiyacımız var ki ama!”
Her taraftan üstümüze şiddet haberleri yağarken boğuluyor vicdanımız… Bir nefes insanlık arıyor insanımız… Anlatın varsa iyiliklerinizi durmayın anlatın… Biraz yüreğimize su serpin biraz içimizi ferahlatın…
“Ben senden daha zenginim ama ben veremiyorum” diyen bir ahbabından söz etti… Farkında mıydı ustam bilemem ama cömertliğin nasıl bir şey olduğunu müşahhas tarif etti…
Derken sıra ısmarlama “Bağdat Güvercini”ne geldi…
Hoş, güvercin müvercin pek anlamam da bizim kayınbirader eski bir güvercinci olarak otomobilden bile değerli güvercinler var derdi. Bu işin ayrı bir dünya olduğunu o söylerdi…
Ustamın da güvercinlere merakı varmış… Derken evinin balkonuna bir güvercin gelip konar bir gün… Ayağında bir zil var. Göğsüne sembol takmışlar. Kulaklarında küpeler falan.
“Bu bir Bağdat Güvercini” dedi… Meğer çok özel hayvanlarmış bu Bağdat güvercinleri. Bir yere yuva yaptıktan sonra başka bir yere alıştırmak imkânsız gibi bir şeymiş. Aradan 10 yıl geçse bile bırakıldığında ilk yuvasına dönermiş…
Bu güvercinlerin de sahipleri Diyarbakır’dan Ankara’ya getirip orada uçuş resitali yapmışlar. Sonra dönüşte “uçarak gelecekler mi?” diye meraklanmışlar.
O gün bunların sekiz dokuzunu salıyorlar gökyüzüne ve diyorlar ki:
“Bakalım kaç günde geri dönecekler!..” DEVAMI YARIN
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp