Top
Süleyman Özışık

Süleyman Özışık

suleyman.ozisik@tg.com.tr

28/10/2019

İtibar…

ABD Başkanı Donald Trump'ın Erdoğan'a gönderdiği mektubun üzerinden neredeyse 20 gün geçti.
Muhalefet meseleyi sakız gibi çiğnemeye devam ediyor. Bütün televizyon tartışmalarında o mektup meselesi üzerine yaygara koparılıyor.
"Efendim Cumhurbaşkanı o mektuba cevap vermeliymiş çünkü burada Erdoğan'ın değil, ülkenin itibarı söz konusuymuş."
Cumhurbaşkanı ve Türkiye o mektuptan sonra Amerika'ya defaatle cevap verdi oysa...
Mektubun geldiği gün Barış Pınarı Harekâtı'nı başlatarak cevap verdi... ABD'nin, "Müttefikimiz" dediği 700 küsur teröristi imha ederek cevap verdi... Resülayn ve Tel Abyad'ı ele geçirerek cevap verdi... Amerika'nın YPG'ye hediye ettiği silahlara el koyarak cevap verdi... 
Yetmedi...
Amerika'nın canhıraş şekilde gönderdiği iki üst düzey yetkiliyi hizaya çekerek, "Bugüne kadar destek verdiğiniz teröristlerinizi de alıp o bölgeden çıkacaksınız. Ya çıkacaksınız ya da karşı karşıya geleceğiz" diyerek ve dediğini yaptırarak cevap verdi. "Bugüne kadar YPG'ye verdiğiniz askerî ve lojistik desteği derhal keseceksiniz" diyerek ve dediğini yine kabul ettirerek cevap verdi...
O da yetmedi...
Rusya ile masaya oturarak Amerika'nın en çok önemsediği Tel Rifat ve Menbiç'ten YPG'li teröristlerin çıkmasını sağlayarak cevap verdi...
Amerikan Başkanı Donald Trump'ın evladı gibi sevdiği, Amerika'nın ise vize verilmesi için seferber olduğu terör örgütünün elebaşlarından Mazlum Kobani hakkında "Kırmızı Bülten" çıkararak cevap verdi.
Bütün bunlar yetmedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "13 Kasım'da Amerika'ya gittiğimde Trump'a gönderdiği mektubu bizzat iade edeceğim" dedi. 
Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz?
Uluslararası nezaket kurallarının dışına çıkarak kabadayılık yöntemine başvuran Amerikan Başkanı'na, "Al bu mektubu, en müsait yerine monte et" diyerek racon kesmektir!
Ancak bu da bizim muhalefeti memnun etmeye yetmiyor.
Çünkü beyefendiler bütün bu yapılanların ve yapılacak olanların, Cumhurbaşkanı'nın itibarını, Türkiye'nin itibarını kurtarmaya yetmeyeceğini düşünüyor!
Ülkenin ve Cumhurbaşkanı'nın itibarını bir düşünüyorlar, bir düşünüyorlar ki sormayın...
CHP'nin başındaki adam her hafta kürsüye çıkıp, "Türkiye bütün terör örgütlerini kendi topraklarında yetiştirip Suriye'ye gönderdi" diyerek kendi ülkesini karalarken ülkenin itibarı akıllarına gelmiyor...
Yine CHP'nin başındaki adam ülke ülke dolaşıp, "Bizim ülkemize turist göndermeyin. Çünkü bizim ülkemizde bir diktatör var ve göndereceğiniz turistlerin can güvenliği yok" derken akıllarına itibar gelmiyor...
Koro hâlinde, "15 Temmuz bir darbe girişimi değildir, bir tiyatrodur" diyerek Fetullah Gülen isimli teröristi meşrulaştırdıklarında akıllarına ülkenin itibarı gelmiyor...
Kendi milletvekilleri, "Türkiye sarin gazı üretiyor" diyerek ülkesine iftira attığında, "Bir savaş olursa ben İran'ın saflarında yer alırım" dediğinde akıllarına Türkiye'nin itibarı gelmiyor...
1128 akademisyen "Türkiye'de etnik temizlik yapılıyor. Türkiye içerideki ve dışarıdaki Kürtlere soykırım uyguluyor. Birleşmiş Milletleri Türkiye'ye askerî operasyon yapmaya davet ediyoruz" derken akıllarına itibar meselesi gelmiyor...
Kendileri ekran ekran dolaşıp, "YPG terör örgütü değildir, kendi ülkesini kurmaya çalışan meşru bir oluşumdur" derken ve Türk askerini "İşgalci" diye dünyaya anlatırken akıllarına itibar gelmiyor...
HDP'li milletvekilleri sabah akşam Türk askerine "İşgalci", Türkiye'ye "Katil devlet, terör devleti, mafya devleti" diye iftiralar atarken akıllarına yine itibar gelmiyor...
Ama dünyanın "Manyak" dediği pırasa kafalı adam mektup gönderince bir anda itibar delisi olup çıkıyorlar.
Erdoğan o mektuba cevap verdiği an Türkiye'nin uluslararası konjonktürde itibarı hemen düzlüğe çıkarmış.
Oysa eskiler derler ki: İtibar düştüğü yerden kaldırılır... Türkiye 70 yıldır itibarı nerelerde yere düşürülmüşse oralara topuk vurarak itibarını yeniden ayağa kaldırıyor...
Kendisine bugüne kadar "Hasta adam" diyen, "sünepe" muamelesi yapan Avrupa'ya meydan okuyarak itibarını ayağa kaldırıyor...
Canı çektiğinde Türk silahlı Kuvvetleri'nin içine çöreklenmiş çetelere darbe yaptıranlara kafa tutarak itibarını ayağa kaldırıyor... 
"Size silah vermeyiz" diyenlere inat, kendi millî silahlarını üreterek itibarını ayağa kaldırıyor...
40 yıldır terör örgütü PKK'ya ve onun yan oluşumlarına destek veren ülkelere geri adım attırarak itibarını ayağa kaldırıyor...
Onun için siz bırakın Türkiye'nin itibarını düşünmeyi de kendi derdinize yanın!
Bakın işte...
Kapalı kapılar ardında ittifak kurduğunuz HDP'liler ve PKK'lılar "Biz sizinle iş birliği yaptık, siz bizi sattınız" diyerek size laf atıyor. Öyle mektup falan da göndermiyorlar. Karşınıza geçip, gözünüzün içine bakarak yüzünüze tükürür gibi söylüyorlar.
Artık bu ülkede adınız terörle, teröristle yan yana anılıyor. Mensubu olduğunuz Atatürk'ün partisi CHP'ye bu ülkenin insanı artık "CHPKK" diyor. Siz ayaklar altında paçavraya dönen kendi itibarınızı kurtarabiliyor musunuz önce onu söyleyin.
Cevabınız hayır ise şöyle azıcık kenara çekilin de başladığımız işi bitirelim!
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp