Top
Süleyman Özışık

Süleyman Özışık

suleyman.ozisik@tg.com.tr

01/06/2020

Yanlış gündemler…


Yerel seçimlerden İstanbul, Ankara ve diğer birkaç kenti kaybeden AK Parti ve AK Parti seçmeni, bu şehirlerin kaybına hâlâ inanamıyor. Bu nedenle herkes gözünü bu şehirlerin yöneticilerine çevirmiş durumda. 
Kaybedilen şehirlerin belediye başkanlarının attığı her yanlış adım anında yankı buluyor. Yapılan en küçük bir hata gerek medyada gerekse sosyal medyada büyük yankı uyandırıyor.
İktidarın ve seçmenin bu sorgulayıcı gözlemi kuşkusuz çok kıymetli. Ancak iş öyle bir aşamaya geldi ki gerek iktidar gerekse iktidarı destekleyen seçmen kendi yaptıklarından ziyade, bu belediye başkanlarının yaptıklarını anlatır oldu. 
Ekrem İmamoğlu'nun, Mansur Yavaş'ın, Tunç Soyer'in ve Zeydan Karalar'ın yaptıkları, daha doğrusu yapamadıkları işler gündeme geliyor. 
İktidarın yaptıkları ise bu gündemin gerisinde kalıyor.
Bakın size çok basit görünen ama beni çok şaşırtan bir örnek vereyim.
İngiltere'nin başkenti Londra 9 milyon nüfusa sahip. Koronavirüs döneminde âdeta mezbahaya döndü bu kent, biliyorsunuz. İngiliz hükûmeti binlerce insanın öldüğü bu kentte şimdiye kadar sadece 600 bin maske dağıtmış.
Şimdi bize gelelim.
Kocaeli'nin Darıca diye bir ilçesi var, duydunuz mu bilmiyorum. Nüfusu sadece 200 bin. AK Partili belediyenin yönettiği ilçede bugüne kadar yaklaşık 400 bin maske dağıtılmış.
Bununla yetinmemiş Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık ve ekibi. Dezenfektanından kolonyasına, ekmeğinden, diğer temel gıda ihtiyacına varıncaya kadar her haneye yardım yapmış. 
Sadece bir kentin küçücük bir ilçesinde durum bu.
Geniş coğrafyaya baktığınızda inanılmaz işler yapıldığını görürsünüz. Sakarya'ya, Balıkesir'e, Bursa'ya bakın mesela. Bu belediyelerin yaptıklarını anlatmaya inanın sayfalar yetmez. Girin bu belediyelerin kurumsal internet sitesine, "Yahu bu yapılanların her biri dünya çapında haber olacak nitelikte" dersiniz.
Ama bunları neredeyse görmüyoruz artık!
Niye?
Bütün algılarımızı iş bilmez, çapsız belediye başkanlarına çevirdiğimiz için.
İstanbul'da Ekrem İmamoğlu bugün nasıl bir skandala imza attı acaba diye bakarken, Esenler'in, Üsküdar'ın, Zeytinburnu'nun, Sultanbeyli'nin, Beyoğlu'nun verdiği muazzam hizmetleri es geçiyoruz.
Son günlerde yaşananlara şöyle bir göz atalım.
Türkiye koronavirüs ile mücadelede dünyaya parmak ısırtıyor. "İtalya'dan, İspanya'dan, İngiltere'den daha kötü duruma geleceğiz" diyenler rezil olmuş durumda. 
Maske dahi bulamayan dünyanın 100 ülkesine tıbbi yardım gönderiyoruz. Amerika, İngiltere, İspanya, Fransa gibi ülkeler elimize bakıyor âdeta. Giden her yardım uçağı sonrası teşekkür üstüne teşekkür ediyorlar.
Sadece bu değil. 
Korona nedeniyle devletlerin çökme noktasına geldiği bir ortamda, Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri arasında büyüme oranında zirvedeyiz. Milyonlarca insana kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği ve maaş yardımı yapıyoruz. Bir tek vatandaşımızı bu sürçte aç ve açıkta bırakmadık. 
45 gün içinde hayranlık uyandıracak güzellikte pandemi hastaneleri açıyoruz. Libya'da Rus askerlerinin kaçmasına neden olacak destanlar yazıyoruz. Terörle mücadele tam gaz devam ediyor. Akdeniz'den sonra Karadeniz'de de petrol aramaya başladık.
Peki bütün bu güzelliklerin yaşandığı bir ortamda biz ne yapıyoruz?
Ekrem İmamoğlu ne yapmış, nasıl yürümüş, nereye tekme atmış? Tunç Soyer neden Çav Bella şarkısı dinlemiş? Zeydan Karalar nasıl bir hastane yapmış? Muharrem İnce canlı yayını neden terk etmiş? Halk TV'de kim neyi konuşmuş?
Sadece bunları konuşuyor, bunları gündemde tutuyoruz. 
Başkalarının içi boş, bomboş gündemlerini kendi gündemimiz hâline getirirken, kendi gündemimizi konuşamıyoruz. 
Birileri, "Bizi konuşsunlar" diye reklamvari hareketler yapıyor ve biz farkında olmadan her gün bu tuzağın içine bilerek isteyerek düşüyoruz.
Hâlbuki ortada duran kabak gibi bir gerçek var.
Türkiye gibi bir ülkede medyayı kullanabilirseniz Ajdar'dan bile, sanatçı çıkarırsınız, Çikita Muz'u da herkesin diline pelesenk edersiniz. Bahsini ettiğimiz çapsız, beceriksiz insanlar bunu çok iyi biliyor ve bu amaçla her gün medyada yer almanın yollarını arıyor. 
Bu yolu onlara biz açıyoruz.
Bence el birliği yaparak bu yanlıştan vazgeçmenin zamanı geldi.
Yapılan yanlışları, skandal niteliği taşıyan olayları tabii ki gündemde tutalım. Ama bunu yaparken AK Parti'nin yaptığı devasa hizmetleri gölgede bırakmayalım diyorum. Önceliği, yapılan güzel işlere vererek, içi boş insanların reklamını yapmayalım diyorum. 
Özetle; zaten yok olan insanları, biz de yok sayalım diyorum.
Ne dersiniz yanlış mı düşünüyorum?

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp