Top
12/11/2019

WhatsApp grubundan çıkmak

Bir akşam evde otururken WhatsApp ekranımda bir mesaj belirdi. Baktım, bir gruba alınmışım.
Ekran birden şenlendi. Bayramda aynı evde buluşan aile üyeleri gibi herkes muhabbet etmeye başladı. Grup bilgilerine baktım. Çoğunu tanıyordum.
İstenmeden gruplara alınmayı pek sevmediğim için bu durum pek hoşuma gitmedi. Ama ayıp olmasın diye de hemen çıkmadım. Biraz takılır, sonra bir mazeret uydurup çıkarım diye düşündüm ve bir yıllığına grubu sessize aldım. Hiç ilgi göstermiyor demesinler diye de birkaç emoji ve cuma tebrikiyle ortama girdim.
İlk başlarda muhabbet iyi gidiyordu. Akşamları beş on dakika giriyor, yazılanlara hızlıca bir göz atıyor, birkaç kelimelik yorumlarla olayı geçiştiriyordum.
Ama bir zaman sonra yazılanlar hızlıca göz atılamayacak kadar çoğaldı. Artık grubu takip edebilmek için, günlük düzenli okuma yapmam gerekiyordu. Ben de ilaç bırakır gibi gruba yazma dozunu kademeli olarak azaltmaya başladım.
Bu pasif direniş bir süre sonra grup üyelerinin sinirini bozmaya başladı. Gruba niçin hiç yazmadığımı soranlar oldu.
Yoğunluktan dem vurdum, WhatsApp’la aramın pek iyi olmadığını söyledim. Ama hiç ikna olmadılar.
Savunmalarım dikkate alınmayınca da yazmayı tamamen bıraktım. Tek kaşımı kaldırıp düşündüm, yanaklarım kızararak gülümsedim, ağzımı yuvarlak yapıp hayret ettim, el salladım, zafer işareti yaptım.
Emoji tabanlı garip iletişimim artık can çekişmeye başlamıştı. Bir ara bu grubu unutmayı denedim. Ama sessiz de olsa, gruptaki yaklaşık 30 kişinin paylaşımlarının gürültüsünü, yapılan şakaların kahkahalarını cebimde hissedebiliyordum.
Gülünmemiş espriler, seyredilmemiş videolar ve ibret alınmamış özlü sözler grupta biriktikçe, benim de içimde stres birikiyordu. Kendimi kalabalık bir ortamda kimseyle konuşmadan oturan gıcık birisi gibi hissetmeye başlamıştım.
Grubun sağ tarafındaki yeşil simgenin içindeki rakam binlere ulaştığında girip temizlik yapıyordum. Benimle ilgili bir şey yazılmış mı diye satırlar arasında hızla ilerlerken de acayip yoruluyordum.
Ve bir gün, artık iyice bunaldığım bir anda kesin olarak bu gruptan çıkmam gerektiğine karar verdim. Çok güçlü bir şekilde hissettiğim bu çıkma cesareti kaybolmadan hemen telefonu elime alıp bir açıklama cümlesi yazdım. Sonra yazdığım cümleyi beğenmeyip sildim ve yenisini yazdım.
Fakat hiçbir açıklama içime sinmedi. Cümlelerim ya çok kibirli ya çok laubali oluyordu.
Tam çıkmaktan vazgeçmek üzereyken birisi, “Hayırdır? Yazıp yazıp siliyorsun! Makale yazmaya benzemiyor değil mi?” dedi. Yine yanaklarımı kızartıp mahcup bir şekilde gülümsedim.
Başka birisi, “Adam gazeteye her hafta destan yazıyor. Bize gelince emojilere yaslanıyor” gibi bir şey yazdı.
Gülen, kahkaha atan, düşünen, göz kırpan emojiler ekranda resmigeçit yaparken sinirlerim iyice gerildi. Birkaç dakika salonda ayakta bekledikten sonra ani bir hareketle “Gruptan çık”a tıkladım. Ardından pimi çekilmiş bir el bombası gibi telefonu koltuğun üzerine fırlatıp panik içinde mutfağa koştum.
Bir aksiyon filminin ortasında gibiydim ve kendimi inanılmaz suçlu hissediyordum.
Birkaç dakika mutfakta oyalandıktan sonra tedirgin adımlarla salona geri geldim ve yavaşça telefonu elime aldım. Birkaç direkt mesaj gelmişti. “Hocam, bir yanlış mı yaptık?” diyenlerle “Sessize alsaydın bari. Çok ayıp oldu millete!” diyenler birbirine karışmıştı.
En son grup yöneticisi, “Seni tekrar gruba alıyorum. En azından niçin gruptan çıkmak istediğini açıkla, sonra çık” diye yazdı. “Ok” yazıp gönderdim.
Ve birden kendimi yine grupta buldum.
Akışa baktım. Müthiş bir sessizlik vardı. Öfkeli kalabalık bir açıklama yapmamı bekliyordu.
Derin bir nefes aldım. Ve kaşları büzük, dudağı bükük emojiyi öncü kuvvet olarak gönderip harfleri tuşladım;
“Arkadaşlar, tekrar merhaba. Kusura bakmayın. Yanlışlıkla çıkmışım.”
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları