Top
08/10/2019

SON LEVEL KARA TOPRAK

3 yıl önce TEOG sınavında Türkiye birincisi olan bir öğrenci, geçen hafta intihar etti. Acılı baba, çocuğunun ölümüne bir oyunun sebep olabileceğini söyledi ve kayıp telefonun bulunmasını istedi.
Gencecik bir çocuğun intihar etmesi zaten korkunç bir olay ve hepimizi derinden sarstı. Bir de üzerine böyle bir ihtimal eklenince, bazı konuları yeniden gündeme getirmek şart oldu.
Öncelikle şunu iyi bilmek gerekiyor. Bu intihar vakasında sözü edilen oyunla, şiddet içeren savaş oyunlarının hiçbir ilgisi yok. Vurdulu, kırdılı, öldürmeli oyunların çocuklarda saldırganlığı tetiklediğini gösteren bazı araştırmalar var elbette. Ancak bu etki, karate filminden çıkan kişilerin birbirine tekme atmaya çalışmasına benzer bir durum. Yani çocuğunuz PUBG oynuyor diye panik yapmayın!
Ama Mavi Balina ile başlayan, Mariam ve Momo ile devam eden “sözde oyunlar” farklı. Çünkü 2015 yılından beri dünyanın birçok ülkesinde bir sürü çocuk bu oyunlar yüzünden intihar etti. Türkiye’de de 120 çocuk ve gencin intiharının arkasında yatan sebebin Mavi Balina oyunu olduğundan şüpheleniliyor.
 
Ölüm talimatı
 
Mavi Balina, sosyal paylaşım platformlarında oyun yöneticileri tarafından kişilere link gönderilerek oynanan bir oyun. Oyunun amacı oyunculara şiddet içerikli görevler vererek intihara sürüklemek.
Yani bu oyunda son level, kara toprak.
Oyunun ilk kurbanı ise Rina Palenkova isimli Rus bir kız. Bu kız 22 Kasım 2015'te bir selfie paylaştı. Fotoğrafta kızın ağzı ve burnu siyah bir şalla sarılmıştı ve kameraya doğrulttuğu orta parmağında kurumuş bir kan lekesi vardı. Fotoğrafın altında da "Nya bye" yazıyordu.
Rina bu fotoğrafı paylaştıktan bir gün sonra intihar etti. Aile çocuktan geriye kalan online hesapları inceleyince, 'Mavi Balina'nın izlerine rastladı.
İntihar vakaları kısa sürede artınca konu birden bütün dünyanın gündemine oturdu. Şu anda da birçok devlet, çocukları bu oyundan koruyabilmek için ciddi bütçeler ayırıyorlar.
 
Korkunç senaryo nasıl işliyor?
 
Mavi Balina oyununa katılan kişilerden, çoğu şiddet içeren 50 talimatı yerine getirmeleri isteniyor. Yönetici tarafından verilen bu görevler, gece yarısı saat ikide, yani herkes uyurken gerçekleştirilmek zorunda.
İlk birkaç gün kişisel bilgiler ve fotoğraflar isteniyor. Daha sonra derin olmayacak şekilde kol ve bacakların kesilmesi, belirli bir süre yalnız kalma ve kimseyle görüşmeme, yüksek sesle müzik dinleme gibi rahatsız edici talimatlar yer alıyor.
50. günün sonunda ise kişiye son aşama olan intihar etme komutu veriliyor.
Bu oyunu başlatan kişi 21 yaşındaki Philipp Budeikin ismindeki bir Rus. 2016 yılı Kasım ayında tutuklanan Budeikin, çıkarıldığı duruşmada toplumda temizlik yaptığını söyleyerek, kurbanlarını "biyolojik atıklar" olarak tanımlamış.
Yani adam tam bir sosyopat profili sergiliyor.
 
Güvenlik duvarı
 
Siber zorbalık veya bu tür tehlikeli oyunlar yüzünden canına kıyan çocukların acı hikâyelerinde, anne babalar neler olup bittiğini ancak çocuklarını kaybettikten sonra öğreniyorlar. Yani çocuklar yaşadıkları dramı aileleriyle paylaşmıyorlar.
12 yaşında sigara içen bir çocuk düşünün. Eğer bu çocuk sigara içerken elini yakarsa, ailesinden bu yarasını saklar. Çünkü yarayı gösterdiği anda açıklama yapmak zorunda kalır ve işler daha da içinden çıkılmaz bir hâle gelir. Benzer şekilde polisten kaçarken yaralanan bir suçlu hastaneye gidemez. Çünkü suçludur.
Çocukların dijital hayatını takip etmek çok önemli elbette. Ama sistemde kurallar yerine sadece yasaklar varsa, o sistem mutlaka bir yerde hata verir.
Yani cihazları kapattırmak meseleyi çözmez. Çocuklarımıza asıl zarar veren şey kendilerini ailelerine kapatmalarıdır. Çocukla ebeveyn arasındaki mesafe arttıkça, tehlike ihtimali de artar. “Bizim çocuklar benden acayip korkar!” diyen bir baba, gurur yerine biraz endişe hissetmelidir. Çünkü internet çağı ebeveynlik kurallarını da sil baştan değiştirmiştir.
Dijital dünyanın kötü adamlarının iştahını en çok kabartan şey, aile içi ilişkilerin zafiyet geçirmesidir.
Bu durumda her akşam birlikte sofraya oturan ve çocuklarıyla sohbet etmek için vakit ayıran aileler, en güçlü güvenlik duvarını oluşturmuş demektir.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları