Top
Ragıp Karadayı

Ragıp Karadayı

ragip.karadayi.ihlas@gmail.com

03/06/2020

"Çok hoş müjdelere şahit olmuşsun yeğenim!.."

"Babamın cenazesine bütün Tillo ve Siirt halkı geldi desem doğrudur emmi."
 
İbrahim Hakkı, amcasına babasının vefatını anlatıyordu:
-Ben hocamın karşısında, babamın da ayak ucundaydım. Bir anda Allahü teâlânın inâyeti erişti, ihsânlarına kavuştum. Vefât eden ve önümüzde uzanmış yatan muhterem pederim, mübârek başını kaldırdı…
- Allahü ekber!
- Kimya tesiri olan nazarıyla yüzüme bakıp tebessüm ederek taziyede bulundu. O anda mübârek göğsünden şimşek gibi bir nûr parladı. Kalbim titredi, üzüntü ve elem gidip yerine sürûr ve lezzet doldu. Babamı bu hâlde görünce, bayramlıklarını giymiş bir çocuk gibi sevindim. Üzüntülü duran ahbaplar bu sevincime bir mana veremeyip hayret ettiler. Allahü teâlânın ihsânı ve mübârek hocamın himmeti bereketi ile olan bu hâdiseyi oradakiler görememişti. Ben yaşadım ya o bana yeterdi!
- Mübarek olsun İbrahim’im!
- Cesaretim artmıştı! Hocamız oradan ayrıldıktan sonra babamın yüzünü açıp baktım bir daha. Gülüyor gibiydi. Yüzü nurlu, bedeni sıcak ve yumuşak idi. Sanki uyuyordu.
- Şehidlik hâlleri!
- Cenâze namazına çevre köyler ve bütün Tillo ve Siirt halkı geldi desem doğrudur. Namazını hocamız kıldırdı. Onun vefâtına benden başka herkes üzüldü.
- Çok hoş müjdelere şahit olmuşsun yeğenim! Elbette üzülmek yakışmazdı!
- Ah! Emmi ah! Âlemin babası olan hocamız, bu yetimine şefkat edip iltifât eylediğinden, merhum babamdan sonra onun hizmetleri bize mîras kaldı. O mübârek hocam, bu bozuk huyluyu nice hikmet şerbetleriyle terbiye eyledi. Kalb hastalıklarından beni kurtardıktan sonra, kendi muhabbeti ile yaktı. Böylece bende, âhiret hâllerinde yakîn hâsıl oldu. Tevekkül etme, dert ve belâlara, ibâdete ısrarla devam etmeye tahammül, her işe rızâ gösterme hâli hâsıl oldu. Pek kıymetli, lezîz nimetler ihsân edildi. Hepsinden daha evlâsı, kıymetlisi ise, Allahü teâlânın zâtında ve sıfatlarında bilgi sahibi olmaya, ma’rifetullaha kavuştum.
- Mübarek olsun yeğenim! Nimete kavuşanlara afiyetler olsun.
- Âmin, ecmâin… Öğrenemedim sadece ümit etmeyi emmi…
- Ümit etmeyi, çalışmayı, teslimiyeti, tabi olmayı öğrenmişsin yeğenim…
- Bildiklerim bilmediklerimden çok ama çok az…
- Mühim olanları öğrenmek zor İbrahim’im! Düşmanı da, mâni olanı da çok!
- Öylece bir köşede lâl olup da susmayı sevemedim muhterem emmim… İçimden geliyorsa öğrendim öğrettim… Bu böyle devam edecek inşallah! Elimden bir şey gelmiyorsa susarım, ellerimden akıp gitmesini beklerim…
- Bu yaşta bunları öğrenmek herkese nasip olmaz yeğenim, imrendim doğrusu… Osman abim de boşuna hasretlik çekmemiş…
- Onların hiçbir şeyi boşuna değilmiş, onu da anladım! Hayatın anlayış göstermesini beklemiyorum emmi! Eğer hocamı tanımamış olsaydım; hep ben ben… Hep benim kalbim ve benim nefsim derdim! Senin, onun, bunun, gönlünü hiç düşünmezdim… Bu hayatta benim olmasını isteğim her şey hemen olmalıydı… Oysa sadece O “ol” derse oluyormuş… Emmi, artık iddialı kelimeler kullanmıyorum… DEVAMI YARIN
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp