Top
Prof. Dr. Kemal inat

Prof. Dr. Kemal inat

kinat@sakarya.edu.tr

30/12/2020

Dış politikada 2020 muhasebesi

2019 yılının zor bir yıl olduğuna kuşku yok... Covid-19 salgını bütün yıla gölgesini vurdu ve dünya ekonomisi gibi Türkiye ekonomisi de salgın nedeniyle ciddi zararlar aldı. Ancak salgına rağmen uluslararası politikadaki güç mücadelesi ve rekabet hız kesmedi. 2020’de de pandemi gölgesinde Türkiye birçok sorunla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu mücadelenin sürdüğü bazı cephelerden sevindirici, bazılarından ise üzücü haberler geldi...
2020’nin ülkemiz açısından en can acıtıcı gelişmesi İdlib cephesinde şubat ve mart ayında yaşanan çatışmalarda askerlerimizin şehit olmasıydı. Özellikle 27 Şubat tarihinde Rusya destekli rejim güçlerinin gerçekleştirdiği hava saldırısında 34 askerimizin şehit olması halkımızı büyük üzüntüye boğdu.
Rusya, Şam yönetimi ve İran destekli milislerin, daha önce Suriye’nin Halep ve Guta şehirlerinde yaptıkları gibi, İdlib’i de hava ve kara bombardımanlarıyla yerle bir edip insansız hâle getirme girişimine karşı Türkiye’nin direnmesi bölgede askerlerimizin de hedef alınması sonucunu doğurmuştu. Ancak Türkiye’nin bu saldırıya sert cevap vermesi binlerce rejim askerinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanırken, Moskova’yı Ankara ile anlaşma yapmaya zorladı ve İdlib’den Türkiye’ye yönelik yeni bir göç dalgası önlenmiş oldu.
İdlib muharebeleri sırasında Türkiye’nin SİHA’ları etkin bir şekilde kullanması Rusya ve Rejim güçlerinin ilerlemesini durdururken uluslararası medyanın dikkatinin Türk SİHA’larına çevrilmesi sonucunu doğurdu.
Türk SİHA’larının başarısının çok konuşulduğu diğer cepheler Libya ve Karabağ savaşları oldu.
27 Kasım 2019’da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükûmeti (UMH) ile imzalanan güvenlik ve askerî iş birliği mutabakatı gereğince 2020 başından itibaren Türkiye’nin Libya’ya askerî güç konuşlandırması ülkedeki güç dengesini hızlı bir şekilde UMH lehine değiştirdi. Başta Rusya, BAE, Mısır ve Fransa olmak üzere birçok ülke tarafından desteklenen Hafter güçleri hızlı bir şekilde mevzi kaybederken bu başarıda Türkiye’den temin edilen SİHA’lar oldukça etkili oldu.
Bu şekilde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları sınırı konusunda mutabakat imzaladığı UMH’nin devrilmesi engellenmiş olurken aynı zamanda Türkiye’nin Libya enerji sektörüne yatırım yapmasının yolu açılmış oldu. Ayrıca Hafter güçlerinin Tarhune şehrindekine benzer kitlesel katliamlar yapması Türkiye’nin desteğiyle önlenmiş oldu.
Türkiye’nin Libya konusunda oynadığı bu rolden rahatsız olan bazı Avrupa ülkelerinin Ankara’ya geri adım attırmak amacıyla 22 Kasım günü Roselina-A isimli Türkiye bayraklı ticaret gemisine Operasyon Irini isimli AB misyonunu bahane ederek korsanca bir baskın yapmaları 2020’nin can sıkıcı gelişmelerinden biriydi.
Ama Türkiye bu tür provokasyonlara rağmen gerek Doğu Akdeniz gerekse Libya konusunda hem kendi halkının hem de KKTC ve Libya halklarının faydasına gördüğü adımları atmaya devam etti. Özellikle Fransa’nın, Libya’da kendisini ve diğer Hafter destekçilerini köşeye sıkıştıran Türkiye ile mücadeleyi daha fazla destek bulacağını umduğu Doğu Akdeniz deniz yetki alanlarına çekme çabası, zaman zaman Türkiye ile AB’yi karşı karşıya getirdi. Ama Ankara’nın AB içerisindeki “dostları” ve Avrupa’daki diğer rasyonel aktörler, Fransa, Yunanistan ve GKRY’nin AB’yi kendi çıkarları doğrultusunda suistimal etmesine fırsat vermediler ve 2020 boyunca Türkiye ile bağları koparacak ağır yaptırım kararlarından uzak durdular.
Buna rağmen 2020 yılı boyunca gerek Avrupa’dan gerekse ABD’den Türkiye’nin canını sıkacak baskı ve müdahaleler gelmeye devam etti. İdlib’deki yeni mülteci dalgası tehdidi konusunda Türkiye’yi Rusya, Şam ve İran karşısında yalnız bırakan AB ülkeleri, diğer taraftan Avrupa’ya Türkiye üzerinden yeni mülteci girmemesi için Ankara’ya baskı yapmaya devam ettiler.
Bunun yanında gerek Avrupa ülkelerinin bazıları gerekse ABD, 2020 yılında da PKK/YPG ve FETÖ terör örgütlerine destek vermeye devam etmeleri de 2020’nin can sıkıcı gelişmeleri arasında yer aldı. ABD’nin, Rusya’dan S-400’lerin alınmasını gerekçe göstererek Türkiye’yi F-35 programından çıkarma ve yaptırım kararı da Batı ile ilişkilerimiz açısından bir diğer rahatsız edici gelişmeydi.
İsrail’in Filistin topraklarını işgalini meşrulaştırmayı ve Kudüs’teki Müslüman varlığını sona erdirmeyi hedefleyen sözde Yüzyılın Anlaşması da 2020’nin can sıkıcı gelişmelerindendi. Doğu Türkistan’daki Müslüman kardeşlerimize yönelik baskıların arttığına dair gelen haberler de Yemen’deki insani trajediye dair artan haberler de 2020’nin üzücü gelişmeleriydi...
Azerbaycan’daki sivil yerleşim yerlerinin Ermenistan tarafından roketlerle vurulması ve çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi de 2020’nin can yakıcı gelişmeleri arasında yer aldı. Buna karşılık Azerbaycan’ın 27 yıldır işgal altındaki topraklarını kurtarmasında Türkiye’nin desteği ise 2020’nin sevindirici gelişmelerindendi ki, Türk SİHA’larının başarısının konuşulduğu üçüncü cephe de burasıydı.
Fatih’in Karadeniz’deki 405 milyar metreküplük büyük doğalgaz keşfi ise salgının gölgesindeki 2020 yılında Türk dış politikasına ihtiyaç duyduğu öz güveni sağlayan en sevindirici gelişme oldu...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp