Top
Prof. Dr. Çağrı Erhan

Prof. Dr. Çağrı Erhan

cagrierhan@yahoo.com

18/10/2020

Karabağ Meselesi hakkında 8 soru 8 cevap

 
İşgalci Ermenistan ateşkesi sürekli ihlal ediyor, sivilleri vuruyor, yasa dışı silahlar kullanıyor ve gerilimi Nahçıvan’a doğru kaydırmaya çalışıyor. Katıldığım konferanslarda ve programlarda Karabağ konusuyla ilgili en çok sorulan 8 soruya cevap vermeye çalışacağım.
1- “Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı ne zaman biter?”
Ortada Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı diye bir mesele yoktur. Ermenistan’ın işgal ettiği ve 30 senedir işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından çıkarılması mücadelesi vardır. Şayet bunun adına “ihtilaf” diyorsanız, o “ihtilaf” ancak ve ancak işgalci Ermenistan Azerbaycan topraklarından çıktığında ve Azerbaycan’ın meşru sınırlarına saygı duymaya başladığında biter. Bu da muhtemelen üç safhada gerçekleşebilir. Birinci safhada, mevcut ilerlemesini sürdüren Azerbaycan en az iki rayonu -20 gün içinde- işgalden kurtarır. İkinci safhada, Rusya’nın devreye girmesiyle Ermenistan -Karabağ’a özel statü tanınması karşılığında- üç Azerbaycan rayonundan daha çekilir. Bu aşağı yukarı 6 aylık bir süreçte olabilir. Yaklaşık 5 yıl içinde gerçekleşebilecek üçüncü safhada da, ekonomik olarak ve nüfus açısından bitik hâle gelecek Ermenistan karşısında Azerbaycan Karabağ’ın geri kalanını da işgalden azad eder. Tabii keşke, bir seferde işgal tamamen sona erdirilebilse en güzeli olur.
2- “Mink Grubu barışa katkı sağlar mı?”
Minsk Grubu’nun eş başkanlarından Fransa uzun yıllar boyunca Ermenistan’a tam destek veren hatta 1970'li ve 1980'li yıllarda diplomatlarımızı katleden ASALA terör örgütünü himaye eden devletlerden biri. Bir diğer eş başkan ABD, Ermeni lobisinin siyaset üzerinde en fazla etkili olduğu devlet. Üçüncüsü Rusya, Stalin döneminden başlayarak mevcut problemin ortaya çıkmasının zaten baş müsebbibi. Bu bilgiler ışığında, söz konusu üç eş başkanın, Azerbaycan’ın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını dikkate alarak, adil ve kalıcı bir barış planını Ermenilerin önüne koymasını beklemek abesle iştigaldir. Minsk Grubu hiçbir olumlu katkı yapmasa da, orta vadede saat Azerbaycan’ın lehine işlemektedir.
3- “Rusya ne istiyor?”
Rusya -kendi kontrolü altında olmak şartıyla- çözümsüzlüğün devamını istiyor. Topraklarında istediği gibi askerlerini konuşlandırabileceği ve sözünden çıkmayan bir Ermenistan’ın ve iplerini ellerinde tuttuğu Ermenistan’ı üzerine salmakla tehdit ettiği bir Azerbaycan’ın varlığı Rusya açısından hayati önem taşıyor. Gürcistan ve Ukrayna’ya yaptıkları gibi AB ülkelerinin Ermenistan ve Azerbaycan’da da etkili hâle gelmelerini istemiyor. Kısaca, “burası benim arka bahçem, benim sözüm geçer” diyor. Moskova son günlerde, tamamen Ermenistan’ın yanında durmasının, Azerbaycan’ı daha da kendisinden uzaklaştırdığının farkına varmaya başlamış gibi.
4- Ermenistan yetkilileri savaş suçu mu işliyor?
Evet. Savaş suçlarının ne olduğu, Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nün 8. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede çok ayrıntılı şekilde tek tek sayılan savaş suçlarının arasında “çarpışmalarda doğrudan yer almayan sivil bireylere ya da sivil nüfusa karşı kasten saldırı yöneltilmesi” ve “askerî maksatlı olmayan sivil hedeflere karşı kasten saldırı düzenlenmesi” sayılmıştır. Ermenistan’ın sivil yerleşim birimlerini ve sivilleri doğrudan hedef alan tüm saldırıları savaş suçu kapsamındadır.
5- Ermeni yetkililer savaş suçundan yargılanabilir mi?
Savaş suçunu bireyler işler. Suçu bizzat işleyen, işlenmesini emreden, isteyen ya da özendiren, suçun işlenmesine yardımcı ya da ortak olan ya da herhangi bir biçimde suçun işlenmesine ya da teşebbüsüne katılan kişiler bu kapsamdadır. Fakat Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsüne taraf olmayan Ermenistan’ın herhangi bir yetkilisinin, savaş suçu işledikleri için bu mahkemede yargılanmaları mümkün değildir. Şayet BM Güvenlik Konseyi, tıpkı Eski Yugoslavya ve Ruanda’da olduğu gibi özel bir mahkeme kurarsa, savaş suçu işleyen Ermeni vatandaşları da yargılanabilir. Bunun için Güvenlik Konseyi’nin daimî üyelerinin hiçbirinin kararı veto etmemesi gerekir ki, BM’nin adaletsiz düzeninde bu imkânsızdır.
6- İran’ın tutumu nedir?
İran 30 yıldır Azerbaycan’ın karşısında Ermenistan’ı desteklemektedir. Karabağ’ın işgaline sessiz kaldığı gibi, kendi topraklarından Ermenistan’a silah, mühimmat ve yabancı savaşçı sevkiyatına da göz yummaktadır. Bununla birlikte, İran’da nüfusun en az %50’sini oluşturan etnik Azerbaycan Türklerinin son hadise karşısında seslerini yükseltmeleri, Tahran ve Tebriz sokaklarında hükûmetlerinin tutumunu protesto etmeleri karşısında İran, Ermenistan’a açık bir destek tavrı içine girmemiştir. Şu an “bekle gör” siyaseti izlemektedir.
7- İsrail, Azerbaycan’ı mı destekliyor?
Azerbaycan ordusunun İsrail malı silahları kullandığı yönündeki haberler çerçevesinde, İsrail’in Karabağ meselesinde Azerbaycan’ın yanında olduğu gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Esasen İsrail, Azerbaycan’ın değil, kendi çıkarlarının yanında durur. Tel Aviv nasıl ki, 1990'larda Suriye’yi kuzeyden sıkıştırması ve kriz içindeki İsrail savunma sanayiine can suyu olması için Türkiye ile askerî iş birliğine girdiyse, bir süredir de İran’a karşı kendi yanında durması ve İsrail malı savunma sanayii ürünlerini iyi fiyata alması için Azerbaycan ile diyalog hâlindedir. Bu iki ülkenin de -sınırları belirli bir çerçevede- işine gelmektedir. İsrail’in gerçekten Azerbaycan’ın yanında yer aldığı tezi, soykırım yalanları karşısında Musevi lobisinin eskiden olduğu gibi durmaya başlaması söz konusu olursa doğrulanır. 
8- Türkiye ne ister?
En kısa cevabı olan soru bu: Azerbaycan ne isterse onu ister...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp