TFF 1. Lig; Hatayspor'u, Karagümrük'ü, Erzurumspor'u ile Süper Lig'i ilk haftada fena hâlde mahcup etti…
Başladık. Seyircisiz. Sürprizli. "Hakem artılı" Büyükler firesiz. Geçen yıl düşen ama "Düşme yok" piyangosuyla ligde kalanların ve de son haftaya kadar "düşme tehlikesi yaşayanların" çoğu "gene" iyi işaretler vermediler. Süper Lig'de 2019-2020 sezonunun zirvesinde yer alan "ilk dördün üçü" de öyle!.. 1. Lig'den Süper Lig'e çıkanların üçü de galip; hem de 6 gol atıp, sadece "tek gol" yiyerek. Yani "1. Futbol Ligi" Hatayspor'u, Karagümrük'ü, Erzurumspor'u ile "Süper Lig'i" ilk haftada fena hâlde mahcup etti.
Ve de… Yeni sezonda "Hakem tartışmalarının" da, "Rıdvan Dilmen MHK'sı" damgasıyla göreve gelen bir kurul için, "daha ligin ilk haftasında, Rize'deki deplasman maçında Fenerbahçe'yi 'galip getiren çok şüpheli penaltı' ile başlaması" acaba talihsizlik ve şanssızlık mıydı?..
Fenerbahçe, "transferdeki büyük atılımın görüntüsünü" sahaya "tam olarak" aksettiremedi; takıma "gol adamı" gerek; çok açık!..
Haftanın en büyük sürprizi, elbette "Süper Lig Şampiyonu Başakşehir'in, lige yeni çıkan 1. Lig şampiyonu Hatayspor'a Gaziantep'de 2-0 yenilmesi" idi!..
Okan Buruk'un Başakşehir'i "hiç beklenmedik kadar kötü, etkisiz, coşkusuz, temposuz, duygusuz bir takım" görüntüsü ile mağlubiyeti hak etti. Yenilen iki golde "millî kaleci" Mert'in büyük pozisyon hatası yapması, ona güvenenleri üzdü!..
Şampiyonun hocasının yaptığı beş değişiklikten biri bile "işe yaramazken", Hatayspor'un "Süper Lig'de ilk maçına çıkan" genç hocası Ömer Erdoğan'ın yaptığı değişikliklerin "sonuca doğrudan etki etmesi" haftanın en büyük sürprizinin "heyecan verici ve alkışlanan" bir başka görüntüsü oldu.
"Ligde gönül bağım olan" ikinci takım Hatayspor, ligi böyle götürürse, kente "hayat verecektir"; devam!..
Haftanın ikinci büyük sürprizi, "çok eleştirilen" Beşiktaş'ın "övüle övüle" göklere çıkan Trabzonspor'u, hem de Trabzon'da hem spor, hem futbol olarak hezimete uğratması oldu; hem de "Hocası" karantinada iken!..
Evet, Trabzonspor bu maça "beklenmedik Sörloth darbesi sarsıntısı" ile çıkmıştı, önemli başka eksikleri de vardı ama… Açıkça görüldü ki; "takım hocası seçiminde 'İnşallah tutar' macerası" alternatif olmamalı!..
VE… GALATASARAY!..
"Sezon hazırlıklarının kapalı kutusu" Galatasaray ise "beklenenin çok ötesinde" bir futbol oynadı. Hatta Belhanda bile… "Böyle oynamaya devam ederse" onun için "Gitmelidir" diyen bizler dâhil, kimsenin, taraftarın da "söyleyeceği söz" kalmaz. İstenen ve beklenen, "aldığı paranın karşılığını vermesidir"; o kadar!..
Emre Kılınç, Taylan ve Falcao taraftarlara da, yönetime de, Fatih Hoca ve ekibine de "büyük ümitler veren" bir açılış yaptılar; devamı gelecek mi, bu hafta Başakşehir maçında göreceğiz.
"Sağlam" denilen defansta, Luyindama ve hele hele Saracchi, bir zamanların "iyi niyetli" Dany'si gibi "âdeta "saatli bomba" pozisyonunda oynadılar. Hakem "biraz iyi niyetli olmasa", riskli oyunlarının ötesinde "takımı her an 10 kişi bırakabilirlerdi"; dikkat!..
Kaleci Fatih "iki kurtarış" yaptı, iki de hata, biri zaten gol oldu; kolay değil, "şampiyon adayı Galatasaray'da Muslera gibi bir kalecinin yerine forma giymek"; ama asıl sahibi gelene kadar, ona güvenmek gerek!..
"Sağ bek Omar" çok iyi bir transfer; "giden Brezilyalıyı 'galiba' hiç aratmayacak", ilk resmî maçını 50'nci maçı gibi oynadı!..
Ve gelelim Arda'ya; "Kaptan olarak" nasıl bir görev üstlendiğini ve "nasıl yerine getireceğini" cümle âleme gösterdi. Fatih Terim'in "onu istemek" de ne kadar "haklı olduğunu" da!.. Futbolcu olarak "çok heyecanlı" idi. Kaçırdığı gol pozisyonunda ağları bulabilseydi, daha ilk maçta "Oldu bu iş" dedirtirdi; kimse merak etmesin; dedirtecek!..
