Top
Öcal Uluç

Öcal Uluç

ulucocal10@gmail.com

14/09/2019

Acımasız senaryo ve Brütüsler!..

Ta geçen yılın “esrarengiz, ne idiği belirsiz ve insafsız” Kulüpler Birliği Bildirisi’nden beri, açığa çıkan…Medyadaki “Tapınma Şövalyeleri” tarafından bitip tükenmeyen bir destekle halka aktarılan “Galatasaray aleyhine yazılmış bir senaryo var” sahnede…
“Galatasaray’a karşı” ‘3 Tam’, ‘2 Yarım’, ‘2 de Dörtte Bir’ kişinin kaleme aldığı” ve de yalan haberlerle, iftiralarla, “olumsuz” yorumlarla desteklenen bir oyun!..
Ne yazık ki, “Kulübün borç batağından kurtulması, şampiyonlukların devam etmesi, Şampiyonlar Ligi’nde bile ‘bir şeyler beklenecek’ bir takımın ‘çok ucuza’ kurulması için” elinden geleni yapan, UEFA’nın ve Federasyonun ‘Mali fair play baskılarına rağmen’ Falcao’ları bile getiren” bir yönetim, “sahnedeki bu acımasız oyunun Galatasaray’a en az zarar vermesi için” çabalarken, Kulüp içinde bir de “Lisecilerin Brütüslüğe soyunması ile” karşı karşıya…
Galatasaray camiası uyan! “Birlik içinde” takımının, hocalarının, yöneticilerinin yanında dur, arkasında dur!..
Galatasaray taraftarı, “sakın ola ki” kulübe, takıma zarar verecek taşkınlıklara başvurma. Görüldüğü üzere “Federasyonun Ceza Kurulları dâhil” takımına, hocalarına, yöneticilerine, stadına, tribünlerine “ceza için fırsat bekleyenler” var, onlara bu fırsatları verme…
Spor, dostluktur, barıştır, sevgidir, saygıdır, temiz ve güzel rekabettir; o yoldan ayrılma, örnek ol!..
Galatasaraylı futbolcular; başkalarının “devam” denilen faullerini, sen yapınca düdük çalınabilir, başkalarına “verilen” faullerin aynısını yaptığında “sana sarı kart gösterilebilir” ve de “başkalarına sarı kart gösterilen” pozisyonlarda “sana kırmızı çıkarılabilir”; dikkatli ol; hakemlere saygı göster, itiraz etme!..
Ve de, Galatasaray takımının hocaları, “deplasmanlarda” Galatasaray kulübesinin arkasından, sizlere, futbolculara küfürler yağabilir; yardımcı hakemler, dördüncü hakemler “onları duymazken”, sizin tepkinizi raporlayabilir, maçın hakemine şikayet edip, kart görmenizi sağlayabilir; aldırmayın, duymayın, görmeyin, itiraz etmeyin. “Ederek” birilerinin ekmeğine yağ sürmeyin, ceza almayın!..
Nokta!..

Millî takım ve istikrar!..
Çıkış; Fransa maçı… İniş; İzlanda maçı… / İniş; Andorra maçı… Çıkış; Moldova maçı…
Ortada “çık in, in çık tablosu” var. Eğer “buna çare bulamazsak”, gruptan çıksak bile sonrası gelmez!..
Uzun yıllardan beri “istikrarı yakalayamadığımız için”, uluslararası turnuvalarda Türkiye’ye hep “sürpriz takım” diye bakılmıştır!..
Ve de, işte “bilinçaltımıza yerleşen” bu çarpıklık yüzünden, Moldova’yı “farklı yendik” diye, spor medyamız âdeta “bayram” yapmıştır!..
Ne zaman ki, “Moldova’ya üç-dört attığımızda”, ortalığı bayram yerine çevirmeme, “galibiyete ‘normal’ diye bakma” süreci başlayacaktır; işte o zaman “istikrar gelmiş” demektir!..
Puan cetveli, “gruptan çıkacağımızı” gösteriyor; amma…
Ortada ki, hâlâ, işte bu “amma…lar” yüzünden rahatlıkla “Bu iş bitti, çıkacağız” diyemiyoruz. Zira “Arnavutluk / İzlanda sürprizlerinden” korkuyoruz!..
Ben korkmuyorum; “Benim takımım” İzlanda’yı da, Arnavutluk’u da yenecektir!..

Taylan ve Emre!..
Bu yazıyı yazarken Galatasaray’ın Kasımpaşa maçına 12 saat var.
Sahaya çıkacak on bir aşağı yukarı belli; bu kadro “kendi sahasında” Kasımpaşa’yı “rahat” yener mi?..
“Rahat” sözü bir tarafa “yener mi” sorusunun cevabı bile karışık kafamda. Karışıklığın “tamamen” giderilmesi için “Fatih Terimsiz” Fenerbahçe maçının sonunu beklemeliyim.
Ama “daha uzun süreli” olarak “Galatasaray bu sezon da şampiyon olur” tahminimin arkasındayım. Hem de “Federasyon’un da ‘Fatih Terim’e ceza’ oyunu ile dâhil olduğu” sahnedeki o “acımasız” senaryoya rağmen…
Kasımpaşa maçını, milyonlarca Galatasaraylı “Falcao için” bekliyor; “Lemina ne yapacak” diye bekliyor, haklılar; ama ben “eğer Fatih Hoca oynatırsa”, başka bir oyuncuyu merak ediyorum; Taylan Antalyalı’yı!..
“O genç” büyük bir futbolcu olacak, birkaç yıl sonra da “orta sahada oynayan” olarak “Galatasaray kaptanlığı” ona çok yakışacak!..
Elbette “merakla takımın ilk 11’ine oturmasını beklediğim” bir başka oyuncu da Emre Mor; o “gencecik” futbolcuyu, “futbol sahalarında yok edemeyeceklerini” anlayanlar, şimdi “magazin sayfalarındaki” Arda’ya benzetmek istiyorlar; dikkat!..

Karşıyaka!..
Hey gidi hey, bir zamanlar “Atatürk Stadı’na çıktıklarında ‘Türkiye seyirci rekorunu kıran’ iki takımdan biri” idi Karşıyaka, diğeri de Göztepe!..
Göztepe şimdi “hak ettiği” ligde, Karşıyaka ise “düşe düşe”, Üçüncü Lig’e düştü; “Süper Ligi de sayarsak” bu “dördüncü lig” demek!..
Ve o Karşıyaka perşembe günü “Muğla takımına penaltılarla yenilerek” Türkiye Kupası’ndan elendi.
Daha kötüsü, “tribünler” bomboştu!..
Karşıyaka, camiasının sahip çıkmaması, “bir zenginin eline bakması” ve de “işe siyaset karışması” yüzünden bu hâle düşmüştü!..
Yazık; hem de çok yazık!..

Şaka!..
Liseciler “Galatasaray Lisesi Müdürlüğüne tayin edilen ve Galatasaray Lisesi mezunu olan” Vahdettin Engin’i savunmak için “Galatasaray Lisesinin Galatasaraylılık ruhu vardır. Kimse merak etmesin, Galatasaray Lisesi bu ruhu, yeni Müdür’ümüze de aşılamıştır” diyorlar!..
Ne diyelim; “Galatasaray Lisesinin bu ruhu, Vahdettin Engin’e öyle bir aşılanmış” ki, “okuldan mezun olur olmaz” gitmiş Fenerbahçe Kulübü’ne üye olmuş!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp