Top
Öcal Uluç

Öcal Uluç

ulucocal10@gmail.com

12/10/2019

MHK’nın ortak vicdanını suçluyorum!..

Ey Merkez Hakem Komitesi Başkanı Zekeriya Alp, Başkan Vekili Oğuz Sarvan, üyeleri Ünsal Çimen, Zihni Aksoy, Hamza Işın, Turkay Güdü, Murat Ilgaz, Yunus Yıldırım, Ahmet Şahin…
Çoğunuzun hakemlik ve sporculuk hayatını “spor yazan” bir gazeteci olarak izledim, sahalarda seyrettim, yazdım, eleştirdim…
Çok kötü hatalar yaptığınız, çok ağır eleştiriler aldığınız oldu. Arşivleri karıştırtmayınız bizlere… Her insan hata yapar, sizler de yaptınız. Bu hatalarınız yüzünden yetkili kuruluşlardan cezalar da aldınız. Bugünküler de hata yapıyor; ama “o günlerle, bugünler arasında” büyük bir fark var!..
Sizlerin “onurlarını, kişiliklerini” paspas etmediler; sizler ne yapıyorsunuz?..
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor; bunca yıl hakemliğe, spora, futbola hizmet etmiş, “zirvelere tırmanmış, FIFA kokartları takmış” hakemlere yaptıklarınız utanç vericidir.
Evet, onlara “ceza verebilirsiniz, en ağır cezaları verebilirsiniz” ama “elinizi vicdanına koyarak” onların “onurlarını, kişiliklerini, kariyerlerini zedelememeye” dikkat ederek...
Onların da bir aileleri var, bir çevreleri var, bundan sonra “yaşayacakları” bir hayatları var!..
TV ekranlarında “reyting uğruna” hakemler üzerinden her türlü cambazlığı yapan, “rezil” kelimeleri bile pervasızca kullananlara, spor sayfalarında “kulüpçülük uğruna” her türlü hakareti yağdıranların yaygaralarına kulak vererek yaptığınız “insafsız infazlar” yürekler acısı bir tabloyu ortaya çıkarıyor!..
Rahmetli babam hep söylerdi; “Evladım kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi sakın olarak başkalarına yapma!..”
Gazetecilik hayatımın çok büyük bölümü “yöneticilik ile geçti”; Babamın öğüdü hiç aklımdan çıkmadı ve bana rehber oldu. Şimdi geriye dönüp “beraber çalıştığım” yüzlerce meslektaşımla ilişkilerime baktığımda, vicdanımın “çok rahat olduğunu” hissediyorum.
Ya sizler?..

G.Saray Başkanı’na yakışan…
Olmadı, sevgili Mustafa Başkan, olmadı.
Biliyorum, “Liseci” takımının bu defa da “Divan Kurulu üzerinden” sahneye koymak istediği senaryo ve sosyal medyadaki saldırıları sizi öfkelendiriyor ve üzüyor, amma…
Galatasaray Başkanı, ne olursa olsun, itidalini kaybetmemeli ve “Lağım fareleri yönetime ve hocamıza saldırmaya başladılar” dememeli…
“Lağım fareleri” yerine söylenecek “Galatasaray Başkanı’na yakışan” o kadar çok söz var ki…
Ayrıca, “bu sözü” hem de “isim vermeden” ortaya söylerseniz, “Sizi ve Fatih Hoca’yı eleştirenlerin hepsine ‘Bana söylendi’ diye düşünme kapısını açarsınız”; olur mu?..
Bakınız, sevgili kardeşim Hıncal Uluç bile, “aylardan beri sizi ve Fatih Hoca’yı eleştirdiği” hâlde, “…saldırmaya başladılar” ibaresine dikkat etmeyerek, “üzerine alınmış”; alınır, çünkü yaptığınız şey çok yanlıştır!..
Dahası, “hiç kimsenin ve elbette benim de” kanım odur ki; Fatih Hoca’mızın “Biraz da ceza almayanlar konuşsun” sözünü “yanlış” olarak üzerinize aldınız. Hâlbuki siz “konuştuğunuz için ağır cezalar almıştınız”, sonuncuda da “gene alacaktınız” ama “Ali Koç’un cezasının Tahkim Kurulunda kalkması için” size ceza vermediler. Fatih Hoca “sizi değil”, etrafınıza bir bakın “başka birilerini” işaret ediyordu. Siz ona “bütün karşıtlarınızı mutlu eden” sözlerle cevap verdiniz. Sonra…
Yok, “Fatih Hoca onlara dedi, biz bunlara dedik” diye, kimselerin inanmadığı, kimseleri tatmin etmeyen açıklamalarınız, her şeyin üzerine tuz biber ekti.
Galatasaray çok kritik bir dönemden geçiyor; “ucunda ışık görünen” tünelin yarısını geçtiniz; bunda sizin ve yönetiminizin payı çok büyüktür. “Galatasaray’ın ışığa çıkmasını, hele hele ‘Sizlerin başkanlığında çıkmasını’ istemeyenler” ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerdir.
Onun için her adımı atarken, her sözü söylerken çok dikkatli ve hassas olmanız gerek; zor ama olmak zorunda… Yapacak ve hedefe varacaksınız!..

Bravooo!.. 
Bir Futbol Federasyonu Başkanı düşünün ki, bir kulübün “iç işlerine karışıyor” ve “Kulüpler Birliği Başkanı olan Orman’la çok iyi anlaştıklarını” belirterek “Fikret Orman başkanlığı bırakırsa bu, Türk sporu için büyük bir kayıp olur. Ayrılmasını istemiyorum. Bunu kendisine de söyleyeceğim. Daha önce iki defa aradım, ulaşamadım ama mutlaka konuşup devam etmesi gerektiğini söyleyeceğim” diyor.
Nihat Özdemir “Fikret Ormanlı” Beşiktaş’ın “kaybolmaya başladığını” düşünmüyor; “Kulüpler Birliği ile ‘dikensiz gül bahçesi’ misali” olmasını istiyor; sonuç; onu dinleyen kim?
Vay ki, ne vay ve de ne vah!..
Eee, Federasyon Başkanı “böyle” yaparsa Millî Takım Teknik Direktörü ne yapmaz; o da “Beşiktaş’ın hocasına moral vermek için” akıl hocalığını üstleniveriyor; tebrikler!..

Dün geceki maç!..
Ben bu satırları yazarken Arnavutluk millî maçına 12 saat var; elbette kazanacak ve Fransa maçına “finallere gitmeyi garantiye almış, ama grup liderliğine oynayan bir takım” olarak çıkacağız!..
Futbolcularımız inşallah “Arnavut kardeşlerimizin çok inatçı olduklarını” unutmamışlardır; zira kazanmamızın “ilk şartı” buydu!..

Şaka!..
Haber; “Araştırma şirketi Areda Survey tarafından Türkiye’deki 81 ilde, 18 yaş üstü 7 bin 500 kişiyle yapılan araştırmada her üç kişiden birinin Galatasaray’a gönül verdiği ve sarı-kırmızılıların ülke çapında en fazla taraftarı olan kulüp olduğu belirlendi.”
Spor medyamızda ise, 20’nci yüzyılda yaptığı “masa üstü” araştırmalara göre “En fazla taraftar Fenerbahçe’de idi”; hâlâ da “o araştırma” geçerlidir; “2019 araştırması” da neymiş; kim inanır?..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp