Doğrusu, F.Bahçe önünde seyrettiğim G.Saray’dan üç gün sonra böyle bir futbol, böyle bir değişim beklemiyordum!..

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nin “favorilerinden” PSG önünde, sezon başından beri ilk defa “bir takım gibi” oynadı.
Elbette “aksayan” tarafları ve yerleri vardı, ama 90 dakika “güçlü” rakibi ile mücadele etti, önce “yenebilmek” ve de “golü yedikten sonra” da “yenilmemek” için elinden geleni yaptı; 1-0 mağlup oldu… Ama, “ümit” verdi!..
Kimse kusura bakmasın, yurt içinde meslektaşlarımın çoğu “Körlerin fili tarifi gibi” Galatasaray’ı ve oyununu “kendi tuttukları yere göre” yazdılar ve TV’lerde de yorumladılar!.. Çok azı, “farkı fark ettiren” bir bakış sunabildi. Onun için, ben “yurt dışından” bir “büyük futbol adamının görüşünü” buraya alacağım.
Bakınız, Marsilya ile Milan ile Clup Brugge ile Bayern Münih ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, UEFA Kupa Galipleri Kupası, ülke şampiyonlukları, gol krallıkları kazanmış “İki defa UEFA tarafından Avrupa’nın en iyi oyuncusu” seçilmiş, Fransız futbolunun efsanelerinden Jean Pierre Papin, “Galatasaray için” ne demiş:
“Uzun süredir Paris Saint Germain’e karşı cesur bir oyun sergileyen bir takım görmemiştim. Orta sahada Nzonzi ve arkadaşları Paris’e kafa tuttular. Eksik olan Falcao’nun yeterince desteklenmemesiydi. Kanatlar tam çalışmadı, destek forveti Babel’den gereken yardımı alamadı. Seri kısa paslarda çok iyi. Nzonzi’nin de kısa paslardaki başarısıyla sanırım Galatasaray biraz buna doğru evriliyor. Muslera büyük bir kaleci. Büyük bir takımın da büyük bir kalecisi olmasına şaşırmamak lazım. Fatih Terim, Paris’in tehlike oluşturacağı pozisyonlara önlem alıp kendi sistemini de değiştirmiş gibi gözüktü. Başarısız olduğunu söyleyemeyiz. Galatasaray’ın bugün tekrar uyandığını hisseder gibi oldum. Daha önceki oyunlarının üstüne çıktı.”
İşte, Fatih Terim’in, PSG önündeki Galatasaray’ını “en iyi anlatan” cümleler bunlar!..
Doğrusu ya, “Fenerbahçe önünde seyrettiğim” Galatasaray’dan üç gün sonra “böyle bir futbol, böyle bir değişim” beklemiyordum!..
Ama açıkça belirtmeliyim ki, Gençlerbirliği maçından itibaren, Süper Lig’de de, Real Madrid maçında da “artık” bekliyorum.
Galatasaray, “PSG maçı futbolunun üstüne koya koya” gelecek; Fatih Hoca’nın kulübede oturmaya devam etmesi” şartı ile!..
Belhandalara, Feghoulilere, Babellere “iltimas etmemesi, acımaması” şartı ile.
“Muslera’ya gerçekten çok zorunlu olmadıkça geri pası vermeyin. Zira sizin ileriye vuracağınız topların bir arkadaşınıza gitme ihtimali, hemen hemen her ileri vurduğu top ya taca ya da rakibe giden Muslera’nınkilerden çok ama çok daha fazla” demesi ve yaptırması şartı ile.
Kısacası ve özetle, Galatasaraylıların sezon başından beri özlediği “Fatih Terim disiplininin geri dönmesi” şartı ile!..
Dönüyor ve yakında “tam olarak” dönecektir; yaşayıp göreceğiz!..”