Top
Nebi Miş

Nebi Miş

nmis@sakarya.edu.tr

16/11/2019

Beklediklerini yine bulamadılar!

Eski zamanlarda, bir Türk lider Batı başkentlerine gittiğinde “Türkiye ziyaretten beklediğini bulamadı” gibi manşetlerle gazeteler okuyucusunun karşısına çıkardı. O dönemler geride kalalı çok oldu.
Artık Türkiye’deki gazeteler bir yana, küresel medya bile Erdoğan’ın batılı liderlerle görüşmesinin ardından, “Erdoğan istediğini yine aldı” gibi başlıklarla gelişmeleri aktarmak zorunda kalıyor.
İşte en son ABD ziyaretini, “İşler Erdoğan lehine gözüküyor” yorumlarıyla vermek zorunda kaldılar.
Beklentileri, iki ülke arasında yaşanan sorunların kronik krizlere doğru evirilmesiydi. Korktukları, ABD Başkanı Trump’la Erdoğan’ın yüz yüze görüşmelerinde genellikle olumlu sonuçların çıkmış olmasıydı.
Dolayısıyla benzer bir sürecin yaşanacağını tahmin ettikleri için Erdoğan’ın, Trump’la görüşmesini engellemeye dönük hamleler yaptılar. ABD medyası başta olmak üzere, Türkiye içindeki Batılı medyanın uzantılarını da kullanarak, iki lider arasında gerginlik çıkarmak için çalıştılar.
ABD Kongresinden medet umdular. Mektup meselesini köpürttüler. Türkiye içindeki muhalefetin bir şeyler yapıp ziyareti iptal etmesi gerektiğine yatırım yaptılar.
Ziyaret gerçekleşince korktukları başlarına geldi. Kriz derinleşmedi. Liderler diplomasisinin ardından, Türkiye ziyaretten kazançlı çıktı. Hatta tarihsel olarak, ender rastlanan bir görüşme dizaynı ve pratiği gerçekleştirildi.
Böyle olunca da, İngiliz ve ABD medyası, İşler Erdoğan’ın lehine gözüküyor. Trump döneminde Beyaz Saray’ı iki kez ziyaret eden lider sayısı çok az. Hele bir Türk liderin ABD Başkanı ile bu derece sık görüşebilmesi oldukça nadir” yorumu ile ziyareti değerlendirdiler.
Birkaç ay aralıklarla sürekli olarak Erdoğan’ı olumsuz içerik ve nefret söylemi içeren başlıklarla kapağına taşıyan Almanların Spiegel Dergisi bile “Patron kim” başlığı ile yayınladığı analizde sanki dünyanın en güçlü ülkesinin başkanı Trump değil de Erdoğan’mış gibiydi. Türkiye Cumhurbaşkanı bu fırsattan istifade ederek, basın mensupları önünde ABD’ye öğüt verdi ve eleştirdi” yorumunu yapmak zorunda kaldı.
Yine Alman yayın organı Die WeltTrump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, “Gerçekten Cumhurbaşkanı’nın büyük bir hayranıyım. Cumhurbaşkanı ile çok iyi dostuz. Uzun zamandır dostuz. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Nereden geldiğimizi çok iyi anlıyoruz ve sorunlarımızı çok iyi anlıyoruz” şeklinde cümlelerle övmesini “çok garip” yorumu ile okuyucularına duyurdu.
Diğer Batılı medya organlarının çoğunluğunun görüşme ile ilgili analizleri de, beklentileri karşılanamadığından dolayı, hayal kırıklığı içeren serzenişlerle doluydu.
Dolayısı ile Batılıların beklentileri bir kez daha gerçekleşmedi.
               ***
Ziyaretten beklediğini bulamayanlardan biri de iç muhalefetti. Erdoğan’ın ABD ziyaretinin bir “hüsranla” sonuçlanacağını ummuşlardı. Onlara göre Erdoğan, Washington’a gitmemeliydi. Gitmesi hâlinde görüşmeden kazançlı çıkacağını bildikleri için, ABD’deki Erdoğan ve Türkiye karşıtlarının tezlerini aynen tekrar ederek, iki ülkenin ilişkilerinin mevcut hâlinden daha da kötüye gitmesi için yoğun çaba harcadılar.
ABD’de Türkiye aleyhine oluşturulan siyasi iklime buradan katkı sunmaya çalıştılar. Türkiye’nin DEAŞ’a yardım ettiği yalanını, batılılar için kullanışlı hâle getirerek sürekli tekrar ettiler. En nihayetinde, ziyaretin olumlu geçmemesi ve Türkiye’nin haklı tezlerini anlatamaması için ellerinden geleni yaptılar.
Ama tüm bunlara rağmen, görüşme olumlu geçince, görüşme fotoğrafları kesip biçerek, ya da basın toplantısında soru soran gazetecileri hedef alarak, algı oluşturmaya çalıştılar. Görüşme olumlu geçtiği için karalar bağladılar.
Büyük ihtimal gelecek salı Meclis Grup Toplantılarına kadar, görüşme ile ilgi iç kamuoyuna “nasıl dezenformasyon üretiriz” diye düşünecekler. Bu konuda çalışacaklar.
Hiçbir şey bulamazlarsa, bir an önce dış politik gelişmelerin gündemden düşürülmesi ve iç tartışmalara odaklanılması için gayret gösterecekler.
Son haftalarda Erdoğan kendilerini muhatap alıp cevap vermediği için zaten oldukça öfkeliler. Meclis kürsüsünden her hafta hakaretlerinin içeriğini daha aşağı seviyelere çekiyorlar.
Erdoğan birkaç hafta daha cevap vermese, bunalıma girecekler.
Şimdi önümüzdeki ayda, Londra’da Erdoğan’la İngiltere, Almanya ve Fransa’nın liderler zirvesi var. NATO zirvesi sırasında ikili görüşmeler de yapılacak.
Yani iç politik gündeme sıra gelmeyeceği için Erdoğan, kendisine saldıranlara cevap vermemeyi sürdürebilir.
Sonuç olarak, bu ziyarette de muhalefetin beklentileri karşılanmadı. Artık şimdiden sıradaki uluslararası zirveye umut bağlayabilirler...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp