Top
Kemal Belgin

Kemal Belgin

kemal.belgin@tg.com.tr

23/01/2020

Vatan Caddesi’nden İstanbul Havalimanı’na...

Bu yaşa geldik ya, neler neler yaşadık bir bilseniz. Rahmetli Adnan Menderes Vatan Caddesi’ni hazırlarken bir CHP’li ünlü milletvekili Meclis’te şunu söylemişti, “Ey Başvekil; oraya uçak mı indireceksin?” Şimdi yetiyor mu? Nereden mi geldim? İstanbul Havalimanı ilk işletme yılında DHMİ tarafından garanti edilen dış hat yolcu gelirini 22,4 milyon avro aşmış. Böylece toplam rakam 233,1 yerine tutmuş 255,6 milyon avro olmuş. Eh, Sabiha Gökçen için de “Oradan kim uçağa biner” diyen kafalara da geçenlerde yazdığım gibi Avrupa’da birinci olarak gereken cevabı vermişti. Aman sakın Kanal İstanbul’u yapmayınız. Neme lazım kâr falan eder...

Uluslararası hakem dersi verilir!
Fenerbahçe’nin erkek basketbolla ilgilileri tutmuşlar, Barcelona maçından sonra  Euroleague maçları için bir hakem kararları CD’si hazırlamayı uygun görmüşler. Eh ZORLU mesaisinde de futbolla, hakemlikle ilgili dersler vardı. Acaba diyorum bu yönetim ister misiniz uluslararası bir spor branşları hakem dersleri vermeye başlasın.

Okan Hoca’ya yardım!
Baktım yine iki santrforlu bir Başakşehir... Rakip de boş değil, Malatyaspor... Neyse ki kaleci takımı yaktı da tabela açıldı. Neyse, Demba Ba dördüncü kartı görüp Okan Hoca’ya düğüm maçında bol orta alanlı bir takım yapabilme şansı tanıdı.

Kart işi feci...
Vedat Muriç, dördüncü sarı kartı görüp Başakşehir maçı için cezalı duruma düşmüştü. Ama kurtulma şansı vardı, bizim TFF’nin büyük becerisi (!) sayesinde. O hâlde, bir sarı daha görüp kırmızıyla dışarı atılmalıydı ki, cezasını kupa maçında çekip, belki de şampiyonluk için önemli bir virajda takımı yalnız bırakmasın... Öyle de yaptı. Oysa takımı 2-0 galip idi. Bitime de saniyeler kalmıştı. Hani savunma adına da yapacağı bir şey yoktu. Acaba diyorum, maç berabere gidiyor olsaydı da aynı infazı yaptırır mıydı?

Sağ olasın Rıza Hoca’m!
Haftanın maçı hiç tartışmasız Beşiktaş’la Sivasspor arasında oynanacaktı. Lider takımda bazı eksiklikler vardı. Neyse... Elime takım kadroları geldiğinde çok ama çok önemli bir detayın farkına vardım. Liderin kadrosunda yedi yerli ve sadece dört yabancı vardı. Maçın sonucu mu? Bu yerlisi fazla takım, hem de deplasmanda 2-1 kazandı. İşte ben teknik direktör diye bu takımın hocasına derim. Acaba büyük büyük kulüplerimiz ders alıyorlar mı? Haaa unutmadan... Bu takımın kulüp başkanına da tebrikler!

Murat berberdeki önemli sohbet!
Bizim tarihî Moda’nın tarihî berberi Süleyman’ın oğlu Murat’la, neredeyse her gün, semtin futbol hastaları iki saatten fazla futbol sohbeti yapar. İşte 14 Ocak 2020 günü de o sohbette şöyle bir iddia atmıştım ortaya; “Beşiktaş bu hafta hem kupada hem de ligde yenilir. Malatya da öyle... Ve de bu ay bitmeden Avcı gider Sergen gelir Beşiktaş’a...” Vallahi rüyamda görmedim. Bu ülkeyi iyi tanıdığım için oldu...

Linnes, Emre ve Ömer farkı ne?
Linnes, kademeyi iyi bilen, atağa çıkacağı  zamanı iyi seçen ve topu en doğru yere vermeyi bulan bir savunma kanat adamı... Emre Akbaba, bu takımın hücum aksiyonlarında santrforuna yakın oynayan, ceza alanı içinde arayışta olan, hemen kaleyi düşünen teknik ve mücadeleci bir orta alan adamı... Ömer tüm gücüyle oynayan, rakip toparlanmadan takımı öne çıkaran, asist ve şut gereklerini yerine getiren bir takım oyuncusu... Yani mi? Galatasaray sonunda doğru yolu buldu. Bir de ünlü santrforu zor pozisyonu değerlendirmek yerine altıpas içindekileri gol yapabilse herkes rahat edecek!

Gececilere suçüstü!
Galatasaray’ın dört yıldızı müthiş (!) Denizlispor galibiyetinden sonra gece yarısı malum merkezlerden birinde posta olmuşlar. Birisi de olayı yakalayan foto muhabirinin makinesine el koymuş. Sabah saat 05.00’i gösteriyormuş. Muhabir arkadaş olayı karakola intikal ettirmiş. Bakalım şimdi ne olacak? Ama önce sadece siyasetle içli dışlı olan TGC’nin meseleyi yermesini bekliyorum. Tabii Galatasaray’dan da futbolcuları adına bir özür... Ceza mı? O 50 sene önceydi...

Bu transferler bedava mıydı?
TRT Spor, Ali Koç’u ağırladı. Yanında hesap uzmanı bir şahıs vardı. Ali Bey, maddi imkânsızlıklar sebebiyle transfer yapmayacaklarını söyledi. Daha neler neler... Ve devletin kendilerini zor durumda bırakmaya devam ettiğini... Peki, o programa katılan iki ev sahibi şu soruyu neden sormadı: “Siz göreve geldikten sonra bir buçuk yılda çoğu yabancı 30 transfer yaptınız. Neredeyse bu rakama yakın da altyapıdan oyuncuları profesyonel yaptınız. Bunun hesabını kim verecek acaba? Comolli mi, yoksa yakın arkadaşı olan siz mi?”

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları