Top
Kemal Belgin

Kemal Belgin

kemal.belgin@tg.com.tr

04/02/2021

Terim’in yeni formülü!

Galatasaray zorlu Gaziantep maçından 3 puanla çıkmasını bildi. Tabii ki bunda ev sahibinin yeni teknik adamının da rolü vardı. Neyse orayı geçelim. Aynı Galatasaray, Başakşehir’i de net skorla saf dışı bıraktı. Buradan yola çıkarak, Galatasaray'ın oynadığı son maçların notlarını gözden geçirmek geldi içimden... İyi ki de gelmiş. Baktım Terim Hoca geri dörtlüye değişiklik için el sürmüyor. Bir de Taylan banko kalıyor. Orta alanın geri kalan iki oyuncusu ile ön taraf hep değişikliğe uğruyor. Eh böyle olunca da Onyekuru da sahaya çıkıp maçı koparan golleri atıyor. Donk'un ciddi katkısı da unutmayalım. Muslera mı? O zaten maç başlamadan bir puanın sahibi...

Fenerbahçe'den eyvah sesleri!
Başkan Ali Koç, hatırlarsanız Kruse'yi Acun Ilıcalı'ya emanet ettiğini kendi sesi ve görüntüsü ile ekrandan açıklamıştı. Sonra mı? Baktım bir kısa arada Kruse emanetçisi ile Güney illerimizden birinde havuzda keyif çatıyor! Daha sonra mı? Alman oyuncunun kasığı bir türlü iyileşmek bilemedi. Ve tüyüp 5 milyon avro da cebe indirdi. Şimdi de Mesut Özil aynı şahsa emanet! Sizce? Bizim Kadıköy'deki yakın dostlar, "Allah'tan Mesut namazında niyazında, bu yüzden bu defa korkumuz çok az" diyorlar.

Olimpiakos-Barcelona maçının spikeri!
Geçtiğimiz haftanın son günlerinde harika bir basketbol maçı izledim. Her saniyesi heyecan, müthiş savunma ve hücum çeşitlemeleri ile dolu idi. Ama ne var ki maçın yayıncı kuruluşunun spikeri bu maça, "Çok eğlenceli" etiketi yapıştırdı. Ayıp olmadı mı be?

Denizcinin kaderi...
Bizim gemicileri barındıran bir gemi Afrika'nın denizinde haydutlar tarafından hücuma uğradı ve bizim çocuklardan 15 kişi ellerine esir düştü. Üzüldük. Bu mesele ilk değildi. Acaba benzeri dramın yaşanmaması için ne gibi önlemler alınır? Beklentim odur ki, devletimiz bu konuda çalışmalar yapıp, bu teröristlere karşı bir formül bulur. Geçmiş olsun çocuklar!

Yeter ama Sumudica!
Düne kadar başında bulunduğu takımlara olumlu futbol oynatan, böylece iyi dereceler de aldıran Rumen hoca Rizesporla çıktığı ilk maçta da kırmızı kart ile tribüne postalandı. Acaba diyorum bizim TFF bu hocaya çok ağır bir ceza ile yardımcı olabilir mi? Yani artık sahada kalmaya gayret göstersin diye... Rizespor'un çok konuşan başkanı ne düşünüyor acaba?

Ne Süleyman'dan, ne de Hürriyet'ten ses var!
Mesut Özil'in sözleşme töreninde spor yazarı Süleyman Arat çıkıp da, "İrfan Can meselesi ne durumda?" diye sorunca, Ali Koç, "Başka soruya geçelim" diyerek spor yazarını bitirdi. Gerçi o sorunun da yeri değildi ama... Ertesi gün hem şahıstan, hem de gazetesinden tık yoktu. Yazık!

Nebil Özgentürk'ün yanlışı...
Geçtiğimiz pazar şu muhalefetin ekranlarından birinde merhum Abdi İpekçi anılıyordu. Sunan da Nebil Özgentürk idi. Sözlerinin arasında sık sık zamanın en etkili gazetesi diye, tabii ki isim kullanmadı ama Milliyet'e vurgu yaptı. Ama Abdi Bey vefat etmeden iki sene önce falan Tercüman 1 milyon tirajına ulaşmış iken Milliyet ancak 200 binlerde turluyordu. Bu tablonun arkasındaki gerçeğe gelince, özellikle büyük gazeteci Necmi Tanyolaç'ın spor müdürlüğü başrolü oynamış idi. Tamam mı?

Sergen haklı, Avcı da akıllı çıktı!
Müthiş maçın sonunda Trabzonspor kazandı. Tamam... Maçtan sonra Sergen Yalçın, "Top bizi bugün sevmedi" diyerek bence en doğru maç yorumunu yaptı. Abdullah Avcı da, iki siyahi hücum oyuncusuna geniş ve uzun sahalar sunabilen taktiği ile öne çıktı. Her iki teknik adam da ellerindeki kadroların ne olduğunu, nasıl doğru kurgulanır olduğunu çok iyi bildiklerini gösterdiler.

Erol Hoca mı, yoksa başkaları mı?
Fenerbahçe, karşısında hücum tarafında pek ses vermeyen ama iyi kapanan Rizespor karşısında o harika frikik vuruşu ile öne geçtikten sonra, "neme lazım" anlamında oyunu tutmaya gayret gösterdi. En sağlam kanıtı da Pelkas çıkıp da yerine Mert Hakan girdi. Sosa mı? O Valencia ile değişti. Yani oyunu kurmaya, yönetmeye adam lazım değil, bize oyunu tutmaya adam gerek planının açık kanıtı...  Ya sonrası? Felaket! Hatay'da devreyi 1-0 önde kapatıyorsun. Bu arada sigortan Gustavo kontak kapatıyor. Yerine mi? Dördüncü forveti alıyorsun. Ya daha sonra? Rakip tek kaleye dönüyor. Ve seni, bu değişiklikte kimin parmağı varsa, hepsini Altay kurtarıyor. Asıl merakım yönetimin sorup soruşturması var mı?

Limitler tam simit oldu!
Başta tabii ki İrfan Can olmak üzere, ön planda malum büyüklerin, daha sonra da irili ufaklı diğerlerinin ara transferi bu şiddette geçirmiş olmaları gerçekten de milleti şaşırttı. Ama ya beni? Hiç de şaşırmadım. Çünkü bu ülke yasaların, talimatların, kuralların rahatça çiğnenebileceği dünyadaki belki de tek ülkedir. İşte malum limitler... Acaba Nihat Başkan ne düşünüyor derken, eski şampiyonluklardan da nasıl prim koparırım çalışması yapacağını açıkladı. Vah ki vah! Fenerbahçe'de 2001 yılında yönetime aday gösterildiğinde, Aziz Yıldırım, "Ne yani Ankara'dan gelip de kuş mu konduracak?" demişti. Konduruyor işte!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları