Top
İsmail Kapan

İsmail Kapan

ismail.kapan@tg.com.tr

23/11/2019

“Sakallı bebek” ölü doğdu!..

Türk medyasının sicili asparagas haberlerle maluldür… Velakin bu illet dün olduğu gibi bugün de bazılarınca sermaye yapılmaktadır. Yarınlar için de bu tehlikenin kaçınılmaz olduğu görülmektedir… Yazıklar olsun!
 
 
Kemal Kılıçdaroğlu memuriyetten emekli olup CHP saflarına katıldıktan sonra ısrarla şu yöntemi uyguladı: Altı hiçbir zaman doldurulmayan, daha doğrusu doldurulamayan iddia ve ithamlarla, karşı yelpazede yer alan politikacıları baskı altına almak, yıpratmak ve şayet başarabilirse saf dışı bırakmak… Siyaseti biraz olsun takip edenler, Kılıçdaroğlu’nun bu tarz çıkışlarla, CHP içinde hızla sivrilmeye başladığını hemen hatırlayacaktır. Mesela Melih Gökçek’e karşı ileri sürdüğü iddialar, mesela merhum Dengir Mir Mehmet Fırat’a karşı köpürttüğü ithamlar… Televizyonlarda, bununla ilgili olarak yapılan karşılıklı tartışmalarda, Kılıçdaroğlu bir kere dahi iddialarını ispatlayamadı. Fakat ispatlayamadığı iddialarını da geri çekmedi. Sayın Kılıçdaroğlu CHP’ye genel başkan olduktan sonra da, aynı üslup ve yaklaşımı sürdürmekte bir beis görmedi. Özellikle Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve aile efradına karşı bu minvalde çeşitli iddia ve ithamlarda bulunmaktan geri durmadı. Mesela Erdoğan’ın aile efradı ve akrabalarının Man Adası'nda şirketler kurduğuna dair çok keskin iddialarda bulundu ve sözde bu iddiaları destekleyen belgeler ortaya koydu. Öyle bir hava pompalamıştı ki, sanki iktidarı derhal alaşağı edecek yakıcı belgeleri ele geçirmişti… Ne var ki, açılan dava sonucu, Kılıçdaroğlu yüklü miktarda tazminata mahkûm oldu… Şimdiye kadar defalarca Erdoğan’a tazminat ödemeye mahkûm oldu. Bir kısmı hakaretten, bir kısmı da buna benzer yolsuzluk iddialarından ötürü. Gelgelelim, CHP lideri aynı yöntemde ısrar ediyor. Bazen de başkalarının iddiaları üzerinden yürüyor…
Son olarak bir şöhretli(!) gazetecinin ortaya attığı absürt iddiayı hemen sahiplendi… Şöhretli dediğimiz aynı zamanda çok kıdemli bir gazeteci. Seksen yaşında ve elli küsur senedir bu meslekte. Velakin, şöhretini daha çok skandal nitelikteki haberlere borçlu! Elli sene önce yöneticisi olduğu gazetede, bugün hayatta olmayan bir devlet adamının eşi hakkında çok çirkin bir yayın yapılmıştı… Neticede gazetenin sahibi, o günkü rakamlara göre astronomik bir tazminata mahkûm olmuş ve ülkeyi terk etmek durumunda kalmıştı… Ama bu çok kıdemli gazeteci benzer şekilde sayısız vukuat işledi. Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır. 1980’li yılların başında, televizyonda davul çaldırarak reklamı yapılan gazeteyi… “Dan dan dan, Tan geliyor Tan…”  Türk basın tarihinin en pespaye manşetleri orada yer almıştı!.. 1987 yılı yazında, bahse konu gazeteci attığı bir manşetle dip yapmıştı tek kelimeyle… Güya İstanbul Cerrahpaşa hastanesinde bir bebek uzun sakallarıyla doğmuş ve doğar doğmaz konuşmaya başlamış… Söyledikleri de bir o kadar dehşet verici imiş… İki gün sonra kıyametin kopacağını söylemiş!..
İşte bu çok kıdemli gazeteci, bir yazı yazdı. İddiasına göre, CHP’li bir isim Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne (O Saray diye yazıyor tabii…) gitmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la CHP genel başkanlığı için kulis yapmış. Özetle, Erdoğan o şahsa diyesiymiş ki, ülkenin ulusal güvenliği için senin CHP’nin başına geçmen lazım! Bu konuda sana gerekli desteği de veririm… Falan feşmekân…
Tam da şu sıralarda yani CHP’nin kurultaya hazırlandığı bir dönemde kim bilir hangi hesapla bu iddia ortaya atıldı bilemiyoruz. İşin içinde bir iş olduğu muhakkak… Ama ne?
Ankara Kulislerinde dolaşan söylenti ve yapılan yorumlara bakarak, perşembe günkü gazetemizde, bunu biz “Kemal Bey’in ince hesabı” şeklinde değerlendirdik. Cumhuriyet gazetesi ise bunu, CHP ve Kılıçdaroğlu’na “kumpas” diye verdi. FOX TV’ye çıkan Kılıçdaroğlu’na bu iki manşet soruldu. Kemal Bey, Cumhuriyet'in haberini hemen tasdik etti. “Evet, bu bize karşı kumpastır…” dedi. Fakat Türkiye gazetesinin manşetiyle ilgili soruya cevap veremedi. Başka platformlarda da, aynı kıdemli gazetecinin yazısını sahiplendi ve AK Parti’nin CHP’yi dağıtmak için ekipler kurduğunu bile söyledi. Hatta Beştepe’ye giden ismi bildiğini de ilave etti. Fakat o ismi açıklamam dedi. İddiayı ortaya atan gazeteci de isim söylemem diyor… İş böyle tırmanınca, Cumhurbaşkanı İzmir’de dün bu iddia ile ilgili çok keskin bir çıkış yaptı.
Erdoğan’ın kendi ifadesiyle verelim: “Bay Kemal senin hayatın yalan, hayatın yalan. Bak İzmir’den, milletvekili olduğun ilden sesleniyorum sana. Eğer yiğitsen ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum. Sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun? İspat ettin, ettin. Etmediğin takdirde CHP’nin genel başkanlığı bu yalancıdan kurtulsun ve çek git. Ama yapmaz…” Bakalım Sayın Kılıçdaroğlu bu meydan okumanın altından nasıl kalkacak!
“Sakallı bebek” ölü doğdu!..
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp