Top
İsa Karakaş

İsa Karakaş

isa.karakas@tg.com.tr

14/10/2020

Ayrımcılık yapan patron ayrımcılık tazminatına mahkûm olur!

Her işverenin doğal olarak kendi iş yerinde yönetim hakkı bulunmaktadır. Ancak bu hak mutlak değildir. İyi niyet kuralları çerçevesinde eşit davranma ilkesi çerçevesinde kullanılması gerekmektedir. Bu açıdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Bu sınırlama işverenin iş yerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir sebep olmadıkça keyfî biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır.
Ancak bu yasak tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmeyip, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmekle sınırlı bulunmaktadır. Aksi takdirde işveren aleyhine birtakım müeyyideler uygulanmaktadır.
 
EŞİT DAVRANMAK ANAYASAYA GÖRE MECBURİ
 
"Eşitlik İlkesi” en temel anlamda Anayasa'mızda “Herkes, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” hükümleri ile kurala bağlanmıştır. Ayrıca “Ücrette Adalet Sağlanması” başlığı altında düzenlemeler de eşitlik ilkesi ile ilgilidir.
Eşit davranma ilkesi, esasen uluslararası hukukun temel kaynağı olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Ekonomik Topluluğu Anlaşması, Uluslararası Çalışma Örgütünün Sözleşme ve Tavsiye Kararları çerçevesinde hukuk sistemimizde yer almaktadır.
Diğer yandan Avrupa Parlamentosu ve Konseyinin bir Direktifinde; “Doğum iznindeki bir kadının, doğum izninin bitiminden sonra işine veya eş değer bir pozisyona kendisi için daha dezavantajlı olmayan şartlarda geri dönmeye ve çalışma şartlarında yokluğu sırasında yararlanmış olacağı her türlü iyileştirmeden yararlanmaya hakkı vardır” düzenlemelerine yer verilmiştir. Bu düzenleme ile kadın işçinin ayrımcılığa uğraması engellenmeye çalışılmıştır.
 
YARGITAY’A GÖRE AYRIMCILIK
 
İş Kanunu sistematiğinde, eşit davranma borcu, işverenin genel anlamda borçları arasında yerini almıştır. Buna karşın eşitlik ilkesini düzenleyen maddede, her durumda mutlak bir eşit davranma borcu düzenlenmiş değildir. Belli bazı durumlarda işverenin eşit davranma borcunun varlığından söz edilmiştir. Yargıtay’ın 9. Hukuk Dairesinin kararlarında “esaslı nedenler olmadıkça” ve “biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça” bu yükümlülüğün bulunmadığı vurgulanmıştır (Yargıtay 9.HD. 25.7.2008 gün 2008/ 27310 E, 2008/ 22095 K.)
İşverence, işçiler arasında farklı uygulamaya gidilmesi yönünden nesnel nedenlerin varlığı hâlinde eşit işlem borcuna aykırılıktan söz edilemez (Yargıtay 9.HD. 2.12.2009 gün, 2009/33837 E, 2009/ 32939 K)
İş Kanununda; dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiştir. Belirtilen bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerekir. Eşit davranma ilkesinin uygulanabilmesi için aynı iş yerinin işçileri olma, iş yerinde topluluk bulunması, kolektif uygulamanın varlığı, zamanda birlik ve iş sözleşmesiyle çalışma şartları gerekmektedir. Anılan yasada ayrıca tam süreli -kısmî süreli işçi ile belirli süreli- belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, devamında ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır. Bununla birlikte, işverenin işin niteliği ile biyolojik nedenlerle faklı davranabileceği bahsi geçen hükümde açıklanmıştır.
Yargıtay’a göre bundan başka İş Kanununda sözü edilen sendikal nedenlere dayalı ayrım yasağı da mutlak ayrım yasağı kapsamında değerlendirilmelidir. Öte yandan işçinin iş yerinde siyasî sebepler ve dünya görüşü gibi unsurlar nedeniyle de ayrımcılığa uğratılmaması gerektiği yönünde kararlara yer verilmiştir.
 
4 AYA KADAR TAZMİNAT
 
İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davranmasının yaptırımı İş Kanununda hâkimin takdir edeceği işçiye verilmesi gereken dört aya kadar ücreti tutarında bir tazminattır. Ayrıca işçinin bu tazminattan başka yoksun bırakıldığı diğer haklarının da talep imkânıdır. Eşit davranması ilkesine ilişkin düzenlemeler emredici nitelikte olduğundan, anılan hükme aykırı olan yapılan sözleşme kuralları geçersiz olacaktır. Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide olmakla birlikte, anılan kanunda yer alan düzenlemeye göre işçi ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksi işveren tarafından ispatlanması gerekmektedir.
           ***
"Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür." SCHOPENHAVER
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp