Top
05/10/2019

Etnospor’da Asya’nın kokusu var

İrfan Özfatura İSTANBUL

Halat germe, çuval yarışı, sek sek, üçtaş, beş taş, ip atlama, kaytan, topaç gibi unuttuğumuz oyunlar da Etnospor Festivali’nde... Kedi, köpek ve kuştan başka hayvan tanımayan metropol çocukları kuzuyla, sıpayla, oğlakla tanışıyor ayrıca. Yemekler de cabası...

Ben hiç ata binmedim.
Olur mu ama hem ata binen bir Peygamberin ümmeti, hem attan inmeyen bir ecdadın torunuyuz. İnsan onlara hürmeten biner, birkaç adım gider hiç olmazsa.
İyi de at nerede, hani vakit, zaman?
Etnospor Festivali’ne katılanlar bu şansı yakalıyorlar.
Atlar da nasıl insancıl, okşayın diye alınlarını uzatıyorlar adeta. Kadife gibi tüyler... Hoşlandığını hissediyorsunuz. Mübarek hayvanın dostluğu bambaşka.
Ablalar abiler minikleri de atlara bindiriyor, küçük bir tur attırıyor.
Tarihçiler ne demiş; Binici Türk’tür, gerisi yüktür.
Arjantin’in millî sporu pato bizim gökbörünün (oğlak tartu) bir başka çeşidi.
Kırgızlarla çekişmeleri merak ediliyor?

AT YA SA’D
 Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) okçuluğa da çok önem verirlerdi.
Bilhassa Hazret-i Sa’d ok atmakta çok mahirdi. Uhud Harbi’nde, binden fazla ok attı. O yayını gerdi mi Server-i âlem “At ya Sa’d! Anam, babam sana fedâ olsun” der, her oku bırakışında “İlahî bu senin okundur. Atışını doğrult” diye duâ ederlerdi.
Osmanlıda okçu tekkeleri vardır, onlar zikrle çalışır hem kollarını güçlendirir, hem kirlerden arınırlar. Okçu pirlerine kemankeş denir ki müstesna insanlardır.
846 metreye ok atarlar ki bugün bu rekor kırılabilmiş değil hâlâ.
Ama ben hiç ok atmadım.
İyi buyur gel at
Ama bilmem ki?
Okçuluk Vakfı’nın elamanları size yayı nasıl tutacağınızı, nasıl gereceğinizi anlatıyorlar. Olmadı bir daha.

VAY BE UNUTMUŞUZ
 Bu arada halat germe, çuval yarışı, sek sek, üçtaş, beş taş, ip atlama, kaytan topaç gibi unuttuğumuz oyunlar da tanıtılıyor.
Kedi, köpek ve kuştan başka hayvan tanımayan metropol çocukları kuzuyla, sıpayla, oğlakla tanışıyor sadık dostlarımızın ne kadar sevimli olduklarını görüyorlar.
Doğanları ellemeseniz iyi ederseniz ama yakından bakabilirsiniz. Onların pırıl pırıl tüylerine iri keskin gözlerine vurulacaksınız ihtimal.
Atlı okçular için denilecek tek şey var “Maşaallah”. Yaşları 8-12 arasındaki çocuklar hem iyi bir binici hem de iyi bir nişancı olduklarını gösteriyor, hızla giden at üzerinden attıkları okları ıskalamıyorlar.
5-10 sene evvel böyle bir alt yapı yoktu. Osmanlı yayı bulunmaz bir şeydi, şimdi tezgâhlarda satılıyor. Kuşak, bileklik, zeghir, sadak. İlk başlayanlar bunları kendileri imal ederdi şimdi seç seç al, yapanı da çoğalmış, rekabet sana bana yarıyor.
Güreş zaten millî sporumuz, yarının Koca Yusuf’ları kıran kırana güreşiyorlar çayırda.

LEZZETLER ARASINDA
 Sofralarda Özbek’in Buhara pilavı, Tunus’un kuskusu, Tatarın çakçakı, Kazak’ın mantısı, Nogayın çiğ böreği, Kayseri’nin pastırması…
Antep’in bakır işleri, Demirci halıları.
Hangi ot ya da tohum hangi renge boyar, size kök boya hakkında bilgiler veriyorlar.
Bıçak ve çelik üzerine konuşmak isterseniz Yatağan ve Bursalı bıçakçılar keyifle anlatıyor, mesleğin sırlarını fısıldıyorlar meraklılara.
Bu arada Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Filistin, Gürcistan, Kosova, Moğolistan, Moldova, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sudan, Tanzanya, Tunus, Ukrayna, Yemen çadırlarını gezebilir bilgiler alabilirsiniz o ülkeler hakkında.
İdil Türkleri, Bulgaristan Türkleri, Batı Trakya, Boşnaklar, Torbeşler, Arnavutlar, Kosova...
Türk çadırları dert çadırları, Kırım, Uygur, Kerküklüler “La havle” çekiyorlar büyük bir sabırla.
Afgan Türkmenleri, Güney Azerbaycan, Doğu Türkistan...
Çin zulmü, Rus zulmü, Acem zulmü...
Ne bitmez çileleri varmış ama...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp