Top
Halime Gürbüz

Halime Gürbüz

halime.gurbuz@tg.com.tr

17/11/2019

Buldum bilemedim, bildim bulamadım!..

Bilmişlik yaptığımda “Alçacık boyu var türlü türlü huyu var nedir bu?.." "Sen!” deyince ninem, aklıma geldi bilmeceler birden. Bilmeceler sadece çocuk işi değil. Hepimiz seviyoruz. Hele de eski ve yöresel olanları... E ben de toparladım enteresanları. Ha bir de; kıyamadım size yanlarında da hazır cevapları…
Dört ayaklı bir ayı üstünde kabadayı. (Sandalye)
Yazı yazar molla değil, semeri var eşek değil. (Salyangoz)
Atlayarak yürür, patlayarak ölür. (Pire)
Çıt demeden çalıya düştü. (Güneş)
Bir küçücük kumbara, ekin taşır ambara. (Kaşık)
Ey milidi milidi, dış kapının kilidi, yatsıdan sonra bize gelen kim idi? (Uyku)
Pişirirsen aş olur pişirmezsen kuş olur. (Yumurta)
Şıp benim alnıma, şıp senin alnına. (Yağmur)
Kokusu var gül değil, toz gibi ama kül değil, dağı taşı devirir dev değil. (Barut)
Etten kantar, altın tartar. (Kulak-küpe)
Kabuğu var içi yok, sopa yer suçu yok. (Davul)
Burdan attım kılıcı, Halep’te oynar bir ucu. (Şimşek)
Bir tencerem var kapaklı, etrafı saçaklı. (Göz)
Kıştan kaçmaz, yaprağı uçmaz. (Çam ağacı)
Dışı var içi yok, tekme yer suçu yok. (Top)
Cıngıllı tas, duvardan as. (Saat)
Dal üstünde kitli sandık. (Ceviz)
Hanım içerde saçı dışarda. (Mısır)
Dam üstünde takır tukur, sandım kızlar kilim dokur. (Yağmur)
Kapıları açar, kapatmadan kaçar. (Rüzgâr)
Gökte açık pencere kalaylı bir tencere. (Ay)
Yarım kaşık, duvara yapışık. (Kulak)
Tak burda tak şurda tak kapının dibinde. (Süpürge)
Küçük boylu kadife tonlu. (Patlıcan)
Küçücük yastık, içine un bastık. (İğde)
Bıttırıcık, boynu eğricik. (Nohut)
Dedemin fesi, acı gelir nefesi. (Biber)
Elde kat kat, ocakta pat pat. (Mısır)
Geriden baktım, ıldır ışık, yanına vardım yüzü kırışık. (Kaplumbağa)
Dışı katık, içi kütük. (Zeytin)
Deve tabanı, zincir sabanı, dünya yıkılsa demez yalanı. (Kantar)
Nazlı gitse izi yok, hızlı gitse tozu yok. (Arı)
Takır takır takraba, içinde var akraba. (Beşik)
Babam kandil, dedem çıra, işin yoksa beni ara. (Ampul)
Elul melul, kitli demir, vur başına, otur kemir. (Ceviz)
Karşıdan baktım çalı çeper, yanına gittim bir top şeker. (Böğürtlen)
Zenginin elinde, fakirin dilinde. (Para)
Ağzı yok karnı tok. (Yastık)
Daldan dala kırmızı pala. (Sincap)
Damdan düştü kırılmadı, bir yumruğa dayanamadı. (Soğan)
Karşıda bir kırmızı kilim, yanına vardım dilim dilim. (Kiremit)
Bin bıyıklı tahta kayıklı. (Fırça)
Âlemi döndürür felekten, dünyayı geçirir elekten; her başta bulunmaz bu yüksek dilekten. (Akıl fikir)
 
 
Ninem diyor ki; Avcı ne kadar hile bilse ayı o kadar yol bilir.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları