Top
Fatih Selek

Fatih Selek

fatih.selek@tg.com.tr

21/01/2019

Kaptan, gemiye bir cisim yaklaşıyor!

Sosyal medyada #10yearschallenge adı altında bir akım başlatıldı.
Kullanıcılar on yıl önceki ile şimdiki hâllerini gösteren fotoğraflar paylaşıyor. Ünlüler destek verince iş yayıldı.
Nasıl oldu anlamadık, furya birden 'Başörtülü olup sonradan açılanların' şovuna dönüştü.
Açılma ama öyle böyle değil. Tesettürden mini eteğe...
Hâliyle bu durum tartışma ve eleştirileri de beraberinde getirdi.
BBC Türkçe'nin başını çektiği sol/seküler medya bir süredir "Başörtüsünü çıkaranlar anlatıyor" haberleri yapıyordu.
İngiliz yayın kuruluşu iki hafta önce meseleyi ısıtıp gündeme getirmişti. #10yearschallenge akımı onlara ummadıkları fırsat oluşturdu.
"Açılın, özgürleşin, kendi kararınızı verin" propagandasına öncülük edenler, bir internet sitesi bile kurmuşlar.
Adresin bir proje, anlatılanların da hayal mahsulü olduğu ortada...
Çünkü işi başörtüsünden çıkarıp ateistliğe kadar götürmüşler.
Yazıların başlıklarına bakar mısınız?
-"Başımdaki örtüyü, üniversiteden mezun olunca kep atan öğrenciler gibi çıkarıp rüzgâra bırakacağım."
-"Benim için kâbus olan bu durumdan sıyrılabildiğim için tarifsiz bir mutlulukla uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum."
-"Erkeklerin tahrik olmasını durdurmak için kadınlara nasıl giyinmesi gerektiğini söyleyen dinlere de Tanrı'ya da inanmıyorum."
-"Eteğim hafiften dalgalanırken, tadını çıkaracağım özgürlüğün."
-"Neden erkek özgürken ben hava sıcak da olsa her yerimi örtecek kadar büyük bir yüke mahkûm bırakılmıştım?"
-"İç dünyam asla görünüşüme uymuyor, açılmak istiyorum."
-"Tüm bu dinî sohbetler beni 'dinine bağlı bir mümine' yapmadı, aksine ateizme yönlendirdi."
Apaçık operasyon çekiliyor.
Ancak bunların senaryo ürünü olması başörtüsü meselesi konusunda bir kırılma yaşadığımız anlamına gelmesin. Sınırlı da olsa gerçekten açılanlar var. Birileri de surda buldukları bu delikten taarruz ediyorlar.
Çünkü anne babalarından başka dili konuşan, karakterini sosyal medyanın oluşturduğu bir nesille karşı karşıyayız.
Gençler kendilerini 'like' sayısına göre anlamlandırıyor, ne kadar beğeni alırsa o kadar değerli hissediyor.
Ayrımların, kalıpların, duvarların kalktığı; görselliğin ön plana çıktığı tek tip insan dayatılıyor.
Değerler ve fikir değil; gidilen kafenin, giyilen kıyafetin, eldeki telefonun markası konuşuluyor. Toplum dönüşüyor/dönüştürüyor. Başörtülüler de bu dönüşümden payını alıyor.
Kentleşme, dinî değerlerin içinin boşaltılması, FETÖ, üniversitelileşmenin kontrolsüz artması, beklentilerin ve yaşayış tarzının farklılaşması da etkenler arasında sayılabilir.
Ama senaryo ama gerçek, üzerimize bir cisim yaklaşıyor. Ve bunu muhafazakârların dışında herkes tartışıyor.
 
B.k böcekleri
 
B.k böcekleri ilginç hayvanlardır.
Besinlerini tamamen dışkıdan sağlarlar.
Kabukları serttir.
30 tane parmağı vardır.
Pislik toplar, pislikle yaşarlar.
Küre hâline getirdikleri dışkının içine yumurtalarını bırakırlar. Yavrulama zamanı gelince pisliği yuvasından götürüp suya atarlar.
B.k taşımada öyle mahirdirler ki kendi ağırlığının tam 1.141 katı kadar dışkı toplayabilen türleri vardır.
Genelde mide ve bağırsak parazitlerinden beslenirler.
Onlara dokunmaya gelmez. Hareket ettikçe daha çok kokarlar.
Tek bir faydaları vardır bu böceklerin.
Dışkının içindeki gazı alırlar ve azot dengesine fayda sağlarlar...
Bir haftadır bize pislik atan Sözcü gazetesi kalemşorları tıpkı bu sevimli böcekler gibiler.
Tamamen pislik taşıyor, pislikten besleniyorlar.
Yüzleri kabuk bağlayacak kadar sert.
Parmakları her yerde…
Memlekete tek bir faydaları var, gaz alıyorlar!
 
Son Kemalist silkeleyici
 
Kemalistler için bir süre önce "Cin Ali" kıvamında kitap serisi hazırlayan Sözcü yazarı Yılmaz Özdil hızını alamadı.
Özdil'in kitabı ayın 23'ünde 9'u 5 geçe 2 bin 500 liraya satılacakmış. Cildi tamamıyla elle yapılmış.
Vay vay vay! On kitap parasına yayınevi kurulur be!
Özdil, anlı şanlı iş adamlarına biner biner kitabını 'kakalayan' patronu Ertuğrul Akbay'ı geçti.
Bazı din adamlarına 20 liraya satılan kitabı için "din tüccarı" diye saldıranlar bakalım "Kemalizm taciri" Özdil'in kitabına ne diyecek?
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp