İki gün önce Ergenekon davasının mahkemesi vardı. Mahkeme "örgüt yoktur" dedi, herkes örgüt üyeliğinden beraat etti. Ergenekon ve benzeri davalarda FETÖ’nün birçok masum askeri kurban ettiğini, onlara kumpas kurduğunu biliyoruz. Kendi teröristlerinin önünü açmak için FETÖ bir kurunun yanında onlarca yaşı yaktı.
Bütün bunların ötesinde bildiğimiz bir şey var. 2007’de “iyi saatte olsunlar” eşi başörtülü olan bir siyasiyi Çankaya’ya çıkarmamak için her şeyi yaptı. Hâlâ kimsenin nasıl verildiğini anlamadığı 367 kararı, dönemin Genelkurmay Başkanı’nın “sözde değil özde cumhurbaşkanı istiyoruz” sözleri ve e-Muhtıra bir dönemin zihniyetini yansıtması bakımından önemliydi.
O dönem askerin Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı olarak görmek istemediğini biliyoruz. Ankara’da bazı yerlerde toplantılar yapıldığı, bazı paşaların nasıl planlar içerisinde oldukları gizli değildi. Murat Yetkin’in Radikal’deki yazıları duruyor. Şener Eruygur, Halil İbrahim Fırtına, Hurşit Tolon vb. nasıl planlar içerisindeydi Sayın Yetkin’in köşesinden bunları okumuştuk.
Ergenekon kararıyla birlikte anladık ki, Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz gibi isimler de masummuş. CHP’yi destekleyen arkadaşlarımız, vatandaşlarımız Ergenekon’daki herkes masum diyorsa gerçekten ben de susacağım. Öyle olmadığını ve eski Türkiye’ye ait bazı isimlerin dibine kadar suça bulaştıklarını biliyoruz.
Ne hazindir, bu ülkede 1970’lerdeki faili meçhuller, 1980 ve 90’lardaki bazı cinayetler aydınlatılamadı. Madımak, Gazi olayları vb’nin perde arkası aralanmadı. Necip Hablemitoğlu’na tetiği çeken bile bulunamadı. Yapanın yanına her şey kâr kaldı. Geçmişteki darbelerin hesabı doğru düzgün sorulamadı.
Her şeyi geçtim, 2007 e-Muhtırasını verenler yargı önüne çıkartılmadı. Seçilmiş meşru hükûmeti darbeyle indiririz diyenler hâlâ ortada geziyorlar. 28 Şubat davasında askerlere ceza verildi ama garip bir kararla hepsinin cezası ev hapsine çevrildi. Vicdanları yaralayan bir karardı bu. 28 Şubat’ın medya ve sivil ayağına dokunulmadı. Eğer istenirse, 28 Şubat ve 2007 e-Muhtırasına hâlâ hesap sorulabilir. Bu iki konuda ama özellikle 28 Şubat konusunda vicdanlar rahat değildir...
Bu kadar lafı niye ettik? Çünkü birkaç gündür sosyal medyada bazı görüntüler dolaşıyor. Başörtülü bir kadına başka bir kadının nasıl hakaretler ettiğini herkes izledi. Sabah gazetesinin haberinden okuyalım:
“Sosyal medyada ortaya çıkan görüntüler gündeme bomba gibi düştü. Geçtiğimiz günlerde tramvayda başörtülü kadına hakaret yağdıran kadından sonra bir yenisi daha ortaya çıktı. 90'lı yıllara ve 28 Şubat dönemine özlem duyan zihniyetin yeniden hortladığını gözler önüne seren görüntülerde devlet dairesinde sıra bekleyen başörtülü kadına, sıra bekleyen başka bir kadın âdeta nefret kustu. Görüntüler 'bu kadarına da pes' dedirtti. Saldırgan kadın 'Başörtülüler kamu alanlarında dolaşamaz, evinde dolaş' sözleriyle sözlü saldırıda bulundu.”
Bu haberi paylaşanlar haklı olarak “28 Şubat zihniyeti hortladı” demişler. Çok doğru. Muhalefetteyken iki üç belediye kazananlar bu kadar öz güvenli oluyor ve başörtülülere ağır hakaret edebiliyorsa iktidardayken neler yaparlar varın siz hesap edin. Hiç şüpheniz olmasın, daha ağırlarını yaparlar.
Tabii unutulan bir şey var: Bu ülkede 28 Şubat zihniyeti asla bitmedi. Evet, başörtülüler rahatladı, artık devlet kademelerinde çalışabiliyorlar, subay, hâkim olabiliyorlar ama hâlâ bazıları tarafından ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyorlar. Horlanıyorlar. Acı ama gerçek bu.
Bir insana giydiği kıyafeti yüzünden hakaret etmek nefret suçudur. AK Parti ve MHP gerekirse bu konuda bir kanun çıkarmalı. Bu tür hakaretleri nefret suçu saymalı. Yoksa bu azıtanların ettikleri laflar yanlarına kâr kalacak. Kalmaması gerekir. Muhafazakâr insanların da biraz daha öz güvenli olması gerekir. Size hakaret edenlere karşı hukuki haklarınızı arayın. Korkup sinmeyin!..
AK Parti 28 Şubat’ın sivil ayağının hesabını sormalı. Bu konuda belki 20 yazı yazdım. Bıkmadan bunu söylemeye devam edeceğim. Hesap sorulmayan her şey gün gelir ayağa dolanır. Darbe insanlık suçudur. Darbeye iştirak eden herkes yargılanmalıdır. Çünkü 28 Şubatçılar “bize bir şey olmaz” havasındalar. Bunun sorumluluğu AK Parti’de. Lütfen hukuku işletin.
