Top
Abdüllatif Uyan

Abdüllatif Uyan

abdullatif.uyan@tg.com.tr

22/02/2001

Hacı Bayram-ı Veli rahmetullahi aleyh -1-

Emanet kutu!.. "Hacı Bayram Veli"nin yaşadığı devirde, Askere çağrılmıştı, bir genç günün birinde. Yetim ve öksüz olup, kimsesi yoktu lakin, Biraz miras kalmıştı babasından garibin. Yani az bilezikle, birkaç da altınları, Vardı ki, bir kutuya koyuverdi onları. Lakin kimse yoktu ki, bıraksın emaneten, Hacı Bayram Velinin kabrine geldi hemen. Ruhuna okuyarak bildiği sureleri, Dedi ki: (Ya hazreti Hacı Bayram-ı Veli, Vatani vazifemi ifa etmek üzere, Bugünden itibaren, gidiyorum askere. Lakin şu elimdeki, bir miktar mücevheri, Emanet edeceğim, şu anda yoktur biri. Son çare geldim artık, ben zât-ı âlinize, Kutuyu, emaneten bırakıyorum size.) Genç, böyle söyleyerek çıkıverdi türbeden, Ve müsterih olarak, askere gitti hemen. Aradan birkaç sene geçmişti ki nihayet, Askerliği bitti ve köyüne etti avdet. Koyduğu emaneti almak için de hemen, Geldi tekrar türbeye, hiç vakit geçirmeden. Genç, tereddüt etmeden, türbeye girdiğinde, Gördü ki, çekmecesi durur aynı yerinde. Ve derhal yaklaşarak, dedi ki türbedara; (Efendim, şu kutuyu, yıllar önce bir ara, Askere gittiğimde, ben koymuştum bir zaman, Şimdi döndüm askerden, alıyorum buradan.) O türbedar dedi ki: (Gayet tabii evladım, Alabilecek misin, al kutuyu bakalım. Çünkü ben, bu kutuyu, geçenlerde bir kere, Alıp koymak istedim, daha emin bir yere. Lakin uğraştımsa da bütün kuvvetimle ben, Asla oynatamadım, o kutuyu yerinden. "Bu işte bir hikmet var" diyerek o aralık, Bir daha da elimi sürmedim ona artık.) O böyle dediyse de, genç uzattı elini, Ve koyduğu o yerden, aldı emanetini. Yani "Hacı Bayram"ın kerametiyle yine, Çekmecesini alıp, döndü memleketine... O bir gün buyurdu ki: (Alçak gönüllü olan, Dünya ve ahirette, rahat olur her zaman. O, ne şikayet eder, ne şikayet edilir, Çünki kula sıkıntı, yalnız kibrinden gelir. Ni'mete kavuşmağa vesiledir "Tevazu", Zira yüksek dağlardan, aşağıya akar su. Mü'minin zinetidir tevazu, hayâ, edep, Mütevazı olanlar, yükselir her yerde hep)
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp