Top
Zeynep Gürcanlı

Zeynep Gürcanlı

zgurcanli@sozcu.com.tr

03/06/2019

Yeşil pasaport uğruna…

AKP hükümeti, uzun zamandır “yaptım-yapıyorum” dediği “Yargı Reformu Stratejisi”ni açıkladı.
Buna en çok sevinen de Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu oldu.
Feyzioğlu'nun, Erdoğan paketin ayrıntılarını açıklarken büyük coşkuyla alkışladığı bölüm ise avukatlara yeşil pasaport verileceği “müjdesi” idi.
Peki bu gerçekten bir “müjde” mi?
Avukatlar için ilk bakışta “müjde” gibi gelebilir. Ama geriye kalan -üst düzey devlet memuru olmayan- Türk vatandaşları için “alarm zili” anlamını taşıyor.
Çünkü avukatlara “yeşil pasaport” müjdesinin verildiği reform paketi, tüm Türk vatandaşlarına vizesiz Avrupa seyahati sağlayacak temel kriter olan, yasadaki terör tanımının değişmesi konusunda herhangi bir unsur içermiyor.
Türkiye ile AB arasındaki “vizesiz Avrupa” müzakerelerinde üzerinden çalışılan 72 kriterden sona kalan 6 tanesinden biri -ve en önemlisi- “terör tanımının değişmesi.”

İfade özgürlüğü mümkün mü?

Üstelik, “terör tanınıma” ilişkin hiçbir vaatte bulunulmaması, paketin “ifade özgürlüğünün korunmasıyla” ilgili bölümlerini de gölgeler nitelikte…
Halen hapiste bulunan ya da yargılanan gazetecilerin çok büyük çoğunluğu, “basın yasası” yerine, “terör yasasıyla” yargılanıyorlar.
Kanunun terör tanımındaki muğlaklığını kullanan hakim ve savcılar, beğenmedikleri manşetleri, köşe yazılarını iddianame yapıp, “terör örgütüne destek vermek” suçlamasıyla yargılıyorlar kalan tek tük muhalif gazeteleri ve gazetecileri. SÖZCÜ davası bunun en iyi örneği.
Yargı reform paketiyle aynı hafta, gazeteci Kadri Gürsel'in -üstelik Anayasa Mahkemesi'nin hakkında hak ihaline uğradığına ilişkin kararı da ortada dururken- kendi ayağıyla gidip teslim olduğu ceza infaz kurumunun kapısında kelepçlenmesi, tutuklanıp saatler sonra denetimli serbestlikle salıverilmesi, AKP zihniyetinin reform paketine nasıl yansıyacağını da somut olarak gösterdi.
Feyzioğlu'nun sevincini gölgeleyecek bir başka konu ise son dönemde AKP hükümetinin adeta önüne gelen yeşil pasaport vermesi üzerine, Avrupa ülkelerinde Türkiye'den gelen yeşil pasaportlulara yönelik konulan “ek önlemler.”
Mesela Almanya, turistik amaçla bu ülkeye giden, dönüş bileti olmayan, geçerli bir seyahat sigortası göstermeyen yeşil pasaportlu Türk vatandaşlarını geri çevirmeye başladı bile. Bu uygulamanın yayıngınlaşması da an meselesi. Yani avukatlara yeşil pasaportun, gerçekte pek bir kolaylık getirmemesi de mümkün.
Reform paketinde yer alan “coşkuyla” karşılanan “savcı ve hakimlere coğrafi teminat” konusunda da soru işaretleri çok.
Reform paketinin açıklanmasının ertesi günü çıkan Hakimler ve Savcılar kararnamesi, AKP'nin bu teminatı “nasıl yorumladığını” da ortaya koydu. AKP'lilerin son dönemde “beğenmedikleri” kararları alan hakim ve savcıların tümü, bu yeni kararname ile -sürüldü demeyelim- “yer değişikliğine” uğradı. Kulislerde, “acaba bu coğrafi teminat sadece hükümetin pek beğendiği yargı kararlarını alanlar için gelecekte bir güvence olarak mı düşünüldü?” soruları sorulmaya başlandı.
Pakette atanmış Adalet Bakanı'nın Hakimler ve Savcılar Kurulu'ndan çıkarılacağına ilişkin herhangi bir ifade yer almaması da ayrıca “coğrafi güvenceye” gölge düşürür nitelikte.

Erişim yasakları ne olacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan reform paketini açıklarken, internet yasaklarına da değindi ve “Bir internet sitesinin tamamına değil, engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacak” dedi.
Ancak sınırlamayı yapacak “makam” konusuna hiç girmedi.
2007'de çıkarılan yasa ile internet erişim yasaklarında yargı devre dışı bırakılıp karar Bilgi Teknolojileri İletişim Başkanlığı'na tanınmıştı.
BTK bu yetkiyi de sonuna kadar kullandı.
Mesela gazetelerin kağıt baskısındaki pek çok haber ya da köşe yazısı, hakkında hiçbir adli soruşturma ya da mahkeme kararı olmaksızın, BTK kararıyla gazetenin internet sitesinde “erişime kapatıldı.” Üstelik bu konuda ne gazeteye, ne de yazıda/haberde imzası olan kişiye hiçbir bildirimde bulunulmadı. BTK'nın uyguladığı bu yasak için “hangi kritere baktığı/gerekçesi” gibi konular hep cevapsız kaldı.
Kısacası TBB Başkanı'nı pek sevindiren reform paketi, Türk vatandaşları açısından bakıldığında ancak tek bir deyişle özetlenebilir;
“Dağ fare doğurdu…”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp