Top
Yılmaz Özdil

Yılmaz Özdil

yozdil@hurriyet.com.tr

31/05/2020

Kuzuların sessizliği Kuzu’nun itirafı…

Themis…

Mitolojide adalet tanrıçasıdır.

Bakiredir.

Bir elinde kılıç tutar.

Bir elinde terazi vardır.

Gözleri bağlıdır.

Bakire oluşu, bağımsızlığını…

Terazi, adaletin hakkaniyetli dağıtılmasını…

Kılıç, caydırıcı gücünü…

Gözlerinin bağlı olması ise, tarafsızlığını sembolize eder.

Dünyanın her yerinde “evrensel hukuk”un simgesidir.

Türkiye hariç!

Aslında eskiden bizde de öyleydi.

2009'da Anayasa Mahkemesi'nin yeni binası hizmete girdi.

Asrın liderimiz tarafından törenle açıldı.

O da ne?

Binanın önüne heykel dikilmişti.

Bir elinde terazi, bir elinde kılıç olan kadın heykeliydi ama, adalet tanrıçası Themis'e benzemiyordu, olsa olsa “adalet bacı”ydı.

Çünkü… Şalvarlı, göbekli, terlikli, boncuk boncuk gerdanlıklıydı.

Gözleri bağlı değildi, açıktı.

Fıldır fıldır bakıyordu.

Tarafsız kalsın, adaletinin terazisi şaşmasın diye gözleri bağlı olan evrensel hukuk “açıkgöz hukuk”a dönüşmüştü.

Ben yargıladığım kişinin kim olduğuna bakmam demiyor, tam tersine, yargıladığım kişinin kim olduğunu görürüm, ona göre hüküm veririm diyordu!

Akp'nin siparişi üzerine adalet bacı heykelini yapan heykeltıraş, eleştirilere sinirlendi… “Adalet heykelinin gözü neden kapalı değil diyorlar, yargıçların da gözü açık değil mi?” dedi.

Gayet net bir izahattı.

Zihniyet buydu.

Ve, dünya adaletsizlik rekorunun miladıydı.

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, KCK, Şike, Odatv, dinlemeler, fişlemeler, gizli tanıklar, 17/25 Aralık, OHAL, kanun hükmünde kararnameler, Sözcü davası… Themis'in yerine açıkgöz bacı heykelinin dikildiği günden beri, bu memlekette hukuk adına bi tane bile düzgün adım atılmadı.

– Fetocu savcıların altına zırhlı makam araçları verildi.

– Üniformalı teröristler için çadır mahkemeleri kuruldu.

– Mezar evler'le tanınan Hizbullahçılar sokağa salındı.

– Deniz Feneri'nde sanıklar tanık yapıldı, savcılar sanık yapıldı.

– Ayakkabı kutuları ak'landı, faiziyle geri ödendi.

– “Altı yaşında çocukla evlenilebilir” demek serbestken, “bu sapıklıktır” demek suç sayıldı.

– Kız çocuklarını imam nikahıyla koynuna alan dedesi yaşındaki sapıklara “bi kerecik” af çıkarmaya çalıştılar.

– Türkiye, insan hakları ihlalleri nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde en çok yargılanan, en çok tazminat cezasına çarptırılan ülke oldu.

– 12 Eylül darbesinde bile bu kadar sayıda tutuklu insan yoktu.

– Faili meçhul cinayetler araştırılsın önergesi, Akp oylarıyla reddedildi.

– Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 126 ülke arasında 109'uncu sıraya düştük, maalesef Myanmar'ın bile gerisindeyiz.

– Her yıl 3.5 milyon kişi hakkında soruşturma açılıyor.

– Her yıl 1.5 milyon kişi hakkında dava açılıyor.

– Şu anda Türkiye'de sekiz milyon kişi “şüpheli” sıfatıyla soruşturuluyor, bebekler dahil her 10 kişiden bir'i şüpheli şahıs!

– Her yıl 1 milyon kişiye hapis veya para cezası veriliyor.

– Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi'nin raporuna göre, dünya gazeteci tutuklama şampiyonuyuz… Çin bile elimize su dökemiyor.

– Sanatçılar mahkemelerde süründürülüyor, hapis cezaları veriliyor, karikatüristler tutuklanıyor.

– Milletvekilleri hapse atılıyor.

– Siyasi parti genel başkanları hapiste.

– Belediye başkanları hapiste.

– Gelmiş geçmiş 57 hükümetin toplamında 242 cezaevi vardı, Akp tek başına 139 cezaevi yaptı, beş yıl içinde 174 cezaevi daha yaptırılıyor.

– Baroları imha etmeye çalışıyorlar.

– 12 yaşında çocuklara cumhurbaşkanına hakaret etti diye dava açılıyor, cumhurbaşkanına hakaret etti diye şehit babasına hapis cezası veriliyor, cumhurbaşkanına hakaret etti diye şehit annesine hapis isteniyor… Aynı cumhurbaşkanı, Sivas'ta Madımak'ta insanları diri diri yakan yobaz katili “yaşına hürmeten” serbest bırakıyor.

– Televizyona çıkıp, komşularını katledeceğini söyleyene, silahlarının hazır olduğunu, en az 50 kişiyi götüreceğini söyleyene dokunulmuyor, tweetlerinden suç icat edilen Chp'li gençler tutuklanıyor.

Hal böyleyken…

Akp milletvekili ve hukuk profesörü (!) Burhan Kuzu'nun uyuşturucu baronunun tahliyesi için mahkeme hakimine telefon ettiği ortaya çıktı.

“Türk siyasetinde mahkeme hakimini arayan ne ilk benim, ne de son benim… Binlerce arayan siyasetçi var. Bunlar doğal şeyler” dedi.

Gayet pişkin…

Gayet samimi bir itiraf yani.

Ak'lar paklar, dolma yapar, börek açar ama… Hukuk bekleyen boşuna bekler, evrensel hukuk'un yerine konulan adalet bacı'dan!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları