Top
Ümit Zileli

Ümit Zileli

ümit zileli@korkusuz.com.tr

27/09/2022

Türk milletinin ateşle imtihanı!

Aylardır en büyük Türk büyüklerinin enflasyonla dansını izliyoruz…

Bugüne dek enflasyonun düşmesiyle ilgili verdikleri tarihlerin hiçbirisi tutmadı ama olsun, onlar inatla tarih vermeye devam ediyorlar!

Son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı enflasyonun Şubat ayı itibarıyla gerilemeye başlayacağını duyurdu… Hazine ve Maliye Bakanı Nebati Bey ise düşüş için yıl sonunu işaret etti. Yani tarih konusunda da anlaşamadılar!

O arada Merkez Bankası faizlerde yine indirime gitti, “politika faizi” ünvanına sahip faiz 100 baz, diğer bir deyişle 1 puanlık düşüşle  yüzde 12’ye geriledi… O zaman ne oldu peki? Dolar tarihindeki en yüksek yere ulaştı! Enflasyon “tutmayın beni” naralarıyla artışını sürdürdü… Bankalar başta, bir kesim sevinç naraları attı! Yurttaş ise yandı, bitti, kül oldu!

Mesela gıdada “ateş pahası” olan temel gereksinimler “kor pahası” oldu, elini değen kavrulur hale geldi!

Açıyorum muhterem yandaş medyayı; “dünya liderliğinde” en üst klasmana yükseldiğimize dair masallar göze, kulağa hoş geliyor doğal olarak, asrın liderimiz Avrupa ülkelerinde market raflarının boş olduğunu, bizde ise dolu olduğunu anlatıyor, yemin etse başı ağrımaz ama ufak bir sorun var:

O raflardan ancak bir avuç kişi dilediğince alışveriş yapabiliyor!

Toplumun devasa bölümü açlık ve yoksullukla savaşmaktan raflarla ilgilenemiyor! Pazar yerlerini gezip biraz daha ucuzunu arıyor. Etle, peynirle hatta sütle bile hiç arası yok bu insanların

Dört kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk rakamları yürekleri yakıyor!

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş veriler!

Yukarıda anlattıklarım ekonomi uzmanlarının ortak görüşü…

Hatta bazı uzmanlar, henüz “en kötüsünü” görmediğimizi, hiper enflasyona hazır olmamız gerektiğini, doların uçacağını bile söylüyor.

Mesela, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu AR-GE biriminin yaptığı hesaplamalar gıda fiyatlarının maaşları çok geride bıraktığını, açlık riskinin giderek büyüdüğünü hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde önümüze koyuyor. İşte rakamlar:

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı eylülde 7 bin 667 liraya kadar çıkarken, yoksulluk sınırı da 22 bin 377 liraya yükseldi.

Bu ne anlama geliyor peki?

Son bir yılda açlık sınırı 4 bin 39 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 5 bin 869 lira arttı anlamına geliyor!

Dahası da var; ailelerin gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken toplam harcama tutarını gösteren yoksulluk sınırı son bir yılda toplam 9 bin 908 liralık artış gösterdi.

Şimdi soruyorum: Türkiye Cumhuriyeti’nde kaç tane ailenin evine 22 bin 377 lira olan yoksulluk sınırının üzerinde ücret giriyor?

Yanıt gayet açık; asgari ücretin 5 bin 500 TL olduğu, çalışanların neredeyse yarısının bu ücrete mahkum olduğu, bu ücretin 7 bin 667 TL olan açlık sınırının bile 2 bin 167 TL altında olduğu bir düzende bu ülkenin neresinden baksanız en az yüzde 80’inin yoksulluk sınırı altında yaşama sarılmaya çalıştığını uzmanlar her gün anlatmaya çabalıyor!

Yok hükmündeki emekliler!

İşçisi, memuru, öğrencisi toplumun en yaralı kesimleri…

Peki ya emekliler? Onlar yok hükmünde! Aileleriyle birlikte 30 milyona ulaşan bu devasa topluluğun neredeyse tamamına yakını açlık sınırının altında!

Bunu da ben söylemiyorum, Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş söylüyor! Bakın daha neler anlatıyor:

İktidar, izlediği ekonomik politika ile, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptı. Bankaların karı %505 olmuş. Aileleriyle 30 milyona yaklaşan emeklilerin tamamı, açlık sınırında ve perişan durumda. Hiçbir yardım ve sosyal tedbir de uygulanmıyor. Milyonlarca kamu çalışanı ve işçiler yoksulluk içindeler. Esnaf, çiftçi, köylü borç ve icra batağında…

Salman Hürkardeş’in anlattıkları on milyonlarca insanımızın haykırışıdır. Ya da Halide Edip Adıvar’ın Kurtuluş Savaşının hikayesini anlattığı kitabının adıdır. Kurtuluştan 100 yıl sonra açlığa, sefalete, yoksulluğun dibine mahkum edilen halkımızın da savaşımının adıdır:

Türk milletinin ateşle imtihanı!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp