Top
Ümit Zileli

Ümit Zileli

ümit zileli@korkusuz.com.tr

01/02/2023

“Eski Türkiye’ye dönüş mutabakatı!”

Başlık bana ait değil, yandaş medyanın gazetesi Sabah’ın Başyazarı Mehmet Barlas’tan ödünç aldım!

Birazdan nedenlerini paylaşacağım… Ancak, önce Millet İttifakı’nın “Mutabakat Metni”ne , daha doğru bir anlatımla “Hükümet Programına” kısaca değinmek istiyorum. Yanaşma takımı metni ve tabii o metnin altında imzası bulunan partileri olabildiğince karalamak hevesiyle öyle yazılar döktürmüşler ki, ben bu muhteremler adına utandım, yüzüm kızardı!

Türkiye’nin geleceğini karartma metni” demiş mesela Sabah gazetesi… “Zillet vesayette mutabık kaldı” manşeti atmış örneğin gazete demeye dilimin varmadığı kağıt parçası… Yanaşma kalemlerden biri “siyasal aşure” başlığını uygun görmüş yazısına… Örnek çok ama bu kadarı yeter. Son vereceğim başlık Mehmet Barlas’ın dünkü yazısının başlığı:

Eski Türkiye’ye dönüş mutabakatı!

Başlığı gördüğüm an, “Keşke bir an önce dönsek o Türkiye’ye” diye düşündüm. Yazıyı okuduğumda ise Barlas’ın performansından çok şey kaybettiğini gördüm! Bir zamanların TRT Haber Daire Başkanı’nın geçen yıllar içinde savrulduğu noktaya ise üzülmedim desem yalan olur!

Sırf bunlar için eski Türkiye’ye “evet” arkadaş!

Önemli başlıklara bakalım:

-Şayet, Siyasi Etik Kanunu çıkarmak, TBMM’de yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurmak, Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi’ni kurmak, kara parayla etkin mücadele etmek, Türkiye’nin itibarını sıfırlayan “Gri Liste”den çıkmak, rüşvet ve yolsuzlukta zaman aşımını kaldırmak eski Türkiye’ye dönmekse…

-Mesela, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmek, barajı yüzde 3’e indirmek eski türkiye ile yeniden hemhal olmaksa…

-Örneğin çalışan üzerindeki vergi-sigorta yükünü kaldırmak, 5 milyon kişiye yeni iş sağlamak eski Türkiye’de mümkün olacaksa…

-Varlık Fonu’nu kapatmak, Cumhurbaşkanlığının uçak sayısını azaltıp yerine yangın uçağı filosu kurmak ancak eski Türkiye’ye özgü bir eylemse…

-Kadına yönelik şiddetle toplumsal mücadele etmek, bunun için bir kişinin emriyle lağvedilen İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirmek eski Türkiye’ye taraf olmaksa…

-Lise Giriş Sınavı’nı YÖK’ü, öğretmen atamasında mülakatı kaldırmak eski Türkiye’yi kabul etmekse…

-Emekli zammında enflasyonun yanında refah payını da hesaba katmak bizzat eski Türkiye sevdalısı olmaksa…

-Parayla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı satmayı durdurmak, Suriyeli mültecilerin en kısa zamanda ülkelerine dönmesini sağlamak eski Türkiye’ye dönüş ise…

-Ve tabii, Cumhurbaşkanlığı’nı Beştepe’den, ait olduğu Çankaya’ya taşımak eski Türkiye’de gerçekleşecekse…

Ben dibine kadar eski Türkiye’ye dönüş taraflısıyım ve hançerem yırtılıncaya kadar “Evet” diye bağırıyorum!

“Köhne Çankaya” öyle mi!

Şimdi Barlas’ın vicdan sızlatan makalesine dönebiliriz…

Başta da söylediğim gibi, maalesef Sabah Başyazarı Mehmet Barlas’ın yazma yeteneği epey körelmiş… Çalakalem yazdığı aşikar olan makalesinde, Millet İttifakı’nın programını “yıkım mutabakatı” olarak niteliyor Barlas öncelikle…

Yandaş kalemşorların her fırsatta çiğnediği, artık iyice eskimiş ve gözden düşmüş “muhalefetin PKK ve FETÖ’ye göz kıptığı” sakızı, Barlas’ın yazısının da temelini oluşturuyor!

İktidarın çoğu henüz hayata geçmemiş projelerini “Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren” konular olarak satmaya çalışan Barlas, projelerden en önemlisi olarak gördüğü konuyla ilgili olarak da şu çarpıcı yorumu yapıyor:

Zaten Kanal İstanbul dahil tüm yatırımları durduracaklar!

Kanal İstanbul dışında hangi proje var, yoksa orada yapılacak inşaatları mı kastediyor anlayamadım ama okuyunca “Acaba arsası mı var o yörede?” diye düşünmeden edemedim doğrusu…

Yazar, sağlık sisteminin devasa adımlarının yok edilmek istendiğini de şehir hastanelerinin kapatılmasıyla özdeşleştiriyor. Muhterem, çoğu şehir içinde dahi olmayan her bir şehir hastanesinin maliyeti ile tam donanımlı 10 devlet hastanesi yapılabileceğini, şehir hastanelerine “hasta garantisi” adı altında yüz milyarlar ödendiğini ya bilmiyor ya da umursamıyor!

En acıklısı ise Barlas’ın Beştepe’deki Saray’la Çankaya Köşkü’nü karşılaştırdığı paragraf. Şöyle diyor başyazar:

Milletin evi olan Beştepe Külliyesi’ni kapatıp köhne Çankaya Köşkü’ne taşınacaklarmış. Böylece eski Türkiye’ye dönüş projesi tamamlanmış olacak sanırım.

Bin 150 odalı, yıllık harcaması 2021 fiyatlarıyla 113 milyon TL, yalnızca içecek harcamaları ise 2 milyon 813 bin TL olan Beştepe Sarayı’nı “milletin evi” olarak tanımlamasına çok güldüm gerçekten!

Bir Cumhuriyet’in doğuşuna, bir milletin kurtuluşuna ev sahipliği yapan Çankaya Köşkü’ne “köhne” demesi ise vicdanımı kanattı…

Para bol olunca bir muazzam tarih bile köhne gelebiliyor insana demek ki!

Acaba evinin geniş bahçesinde koşup nefesini açsa daha mı iyi olur, bilemedim!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp