Top
28/06/2020

Pilotlar ve siyasetçiler!..

Bir pilot ne kadar başarılı ve usta olursa olsun, uçağı havalandırıp indirirken, rüzgârı dikkate almak zorundadır.

Aksini yapmakta ısrar ederse, o uçak düşer!..

★★★

Rüzgar siyasetçiler için de çok önemlidir.

Ama onlara yön veren rüzgar halktan, kamuoyundan gelir!..

★★★

Dürüstçe yapılmış anketlere, kalemini halkın gerçekleri öğrenme hakkına adamış ilkeli gazetecilerin iyi niyetli eleştirilerine ve bazı olaylar karşısında kitlelerin gösterdiği tepkilere bakıp, “Acaba nerede yanlış yapıyoruz” diyerek özeleştiride bulunmak yerine, bunları dile getirenlere kızmak, bir siyasi iktidarın toplumdan gelen rüzgara sırtını dönmesi anlamına gelir.

Hele hele iktidar gücünü kullanarak, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirip baskı altına almaya çalışmak ve bunu alışkanlık haline getirmek, yapılabilecek en vahim yanlışlardan biri olur.

★★★

Çünkü yaşayan bir organizma olan toplum, tıpkı bedenlerimizi koruyan bağışıklık sistemi gibi, baskı ve cezalandırmalara karşı direnç göstermeye başlar. Baskılar arttıkça direnç de artar…

★★★

Buraya kadar söylediklerime somut örnek mi istiyorsunuz?

YKS'nin (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) Covid-19 salgını nedeniyle önce ötelenip, pandemi sürerken tekrar geriye çekilmesine, Z kuşağı öğrencileri büyük tepki gösterdiler.

İlk seçimlerde oy kullanacak olan bu gençler, yaşadıkları ağır stresin etkisiyle, itirazlarına kulak tıkayan iktidara oy vermeyeceklerini dile getirdiler. 

Karar alıcıların böylesine radikal değişiklikleri toplumdan gelen rüzgarı önemsemeden yapmaları halinde nasıl bir tepkiyle karşılaşacaklarını gösteren demokratik davranışlar sergilediler.

★★★

Gelelim ikinci örneğe;

Hafta içinde gazetecilerin, mesleki faaliyetleri nedeniyle yargılandıkları önemli bir davanın duruşması vardı.

Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in tahliye edildikleri duruşmada tüm meslektaşlarımızın dürüstçe yaptıkları savunmalar, haklarındaki suçlamaları kamu vicdanında çürütüverdi.

Hukuk ve basın tarihine geçeceğinden hiç kuşku duymadığım bu savunmalar gösterdi ki, cezalandırmanın düşünce ve basın özgürlüğü üzerinde “Demokles'in Kılıcı” gibi sallandırıldığı algısı, bir süre sonra hem yargıya büyük zarar veriyor, hem de siyasetin beklediğinin tam tersi sonuçlar doğuruyor.

Dürüst, cesur, ilkeli ve yurtsever gazeteciler, toplumun gözünde itibar kaybına uğramıyor, aksine kahramanlaşıyorlar…

Cezaevinden çıktıktan sonra da işlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.

★★★

Siyasetçiler halktan gelen rüzgarla inatlaştıkları takdirde, tıpkı rüzgarı önemsemeyen bir pilotun uçağı çakması gibi, seçim sandığında çakılmaktan kurtulamazlar!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp