Top
27/07/2012

Stratejik sığlık!..

Sevgili okurlarım,
Aşağıdaki satırları dikkatle okumanızı öneriyorum. Çünkü sonunda bir sürprizle karşılaşacaksınız.
“Esad yönetiminin gidip-kalması etrafında dönen Suriye meselesi, gün geçtikçe Kürtlerin ana aktörü haline geldiği daha farklı bir soruna dönüşüyor. Barzani’nin yönlendirdiği peşmergelerle, PYD’li (Demokratik Birlik Partisi) silahlı unsurların belli bölgelerde hakimiyet kurmaya başlaması, Türkiye’yi alarme eden bir durum üretiyor.
…PKK gibi bir terör örgütünün silahlı grupları vasıtasıyla kendisine özerk alanlar inşa etmeye çalışması, Türkiye açısından daha farklı bir hassasiyeti, daha öncelikli bir güvenlik sorununu ortaya koyar.
…Bilindiği gibi Esad yönetimi “denize düşen yılana sarılır” misali PKK ile farklı düzeylerde işbirliğine gidiyor; hem PKK’nın Türkiye’yi rahatsız etmesinden medet umuyor, hem de Suriye içinde yeni cephe açmama veya belli bölgelerin muhaliflere katılmasını engelleme amacı güdüyor.
…Suriye Ulusal Konseyi (Muhalifler-SUK) en ateşli mücadeleleri verdikleri anlarda başta PYD (Demokratik Birlik Partisi) olmak üzere bazı Kürt gruplarının desteğini alamamıştır. Son dönemde Suriye Kürt Ulusal Konseyi (SKUK) ile Suriye Ulusal Konseyi arasındaki işbirliğinin arttığı, SKUK ile Demokratik Birlik Partisi arasında da farklı ilişkiler geliştiği anlaşılmaktadır. Bunda SUK’un başına gelen kişinin Kürt kökenli olmasının ve Barzani’nin Kürt gruplar üzerindeki yönlendirmelerinin de etkisi olduğu düşünülebilir.
…Barzani’nin inisiyatifiyle yapılan Erbil toplantısında kurulmasına karar verilen Yüksek Kürt Konseyi şu an için PYD ile SKUK’u ortak amaçta buluşturmuş görünüyor. Silahlı unsurlarıyla bölgede denetim kurmaya çalışan PYD’nin taktik amaçlı olan bu işbirliğiyle cephe daralttığı ve zaman kazandığı anlaşılıyor.
…Dün yapılan KCK açıklaması, bu ‘geçici uzlaşma’yı ve menfaat birlikteliğini desteklediklerini gösteriyor. ‘Bundan böyle yaşanacak tüm gelişmelerin bütün Kürt kesimlerini temsil eden yüksek heyetin inisiyatifinde yürütülmesi ve sürecin yönlendirilmesi çözümleyici olacaktır’ denilen açıklama, PKK’nın açıkça süreçte aktif rol oynayacağını ve hedeflerde bir mutabakata varıldığını ortaya koyuyor.”

X              X           X

Okuduğunuz analizde PKK‘nın, Suriye‘nin kuzeyinde özerk alanlar inşa etmeye başladığı kabul ediliyor.
Peki bu tespiti kim yapmış olabilir?
Başbakan Erdoğan‘ın “malum medya” yaftasıyla tanımladığı üç-beş muhalif köşe yazarından biri mi?
Yoksa CHP‘li bir dış politika uzmanı mı?
Örneğin Emekli Washington Büyükelçisi, eski İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ yapmış olabilir mi?
“Evet”
diyenler yanıldılar?
Analizin sahibi kim biliyor musunuz?
Başbakan’ın danışmanı ve birçok konuşmasının metin yazarı olan AKP milletvekili Yalçın Akdoğan.
Yasin Doğan
takma ismiyle yayınladığı yazısında, Türkiye‘nin Suriye krizinde hiç beklenmedik bir durumla karşılaştığını itiraf etmiş. Yani PKK‘nın özerk bölge oluşturduğu gerçeğini kabullenmiş.

X                  X             X
“Bölgesel lider…”
“Küresel aktör…”
“Oyun kurucu devlet…”
Ortadoğu‘yu yeniden inşa edecek büyük güç…”
Tamam da…
Ego öylesine şişti, kibir öylesine öne geçti ki,
Burnunun dibinde inşa edilen PKK özerk bölgesini göremedi.
Stratejik derinlik dedikleri hayalperest görüş, bırakın derinlik kazanmayı, daha Suriye sınırında “Büyük Kürdistan” duvarına tosladı.
Oysa gerçeği görmek için stratejik derinlik falan gerekli değildi.
Nicedir çocuklar bile biliyordu!..

X                     X                X

Tıpkı Ziya Paşa‘nın dediği gibi:
“Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim,
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde…”
(Acemi müneccimler gökte yıldız ararken,
Gaflete düşüp önlerindeki kuyuyu görmezler!..)

** *
(Not: Sevgili kardeşim Nedim Şener, iki yıl önce kaybettiği babasından sonra, dün de annesi Hüsniye Şener‘i toprağa verdi. Başta Nedim olmak üzere tüm Şener ailesinin acısını paylaşıyor, merhumeye Allah‘tan rahmet diliyorum.)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp