Top
11/08/2012

İzmir büyüktür, büyük kalacaktır!..

Foça’daki hain saldırının ardından, Mehmetçiğe kan vermek için hastane önlerine koşan İzmirliler yine tarih yazdılar.

Terör karşısında eşsiz bir vatanseverlik ve kenetlenme örneği sergileyerek, İzmir’in büyüklüğünü bir kez daha kanıtladılar.

Kendilerine “Gavur İzmir” diyerek aşağılamaya çalışanlara, unutamayacakları bir insanlık ve Müslümanlık dersi verdiler.

İşte dün güzel İzmir’de yaşananlar:

Foça’daki hain saldırı duyulur duyulmaz Vali Cahit Kıraç başta olmak üzere, tüm güvenlik ve sağlık yetkilileri hemen olay yerine gittiler. Gidenlerden biri de Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Gökay Gök’tü.

Hafif yaralılar Foça, Menemen ve Karşıyaka devlet hastanelerine sevk edildiler. Uzman Başçavuş Hasan Furkan Özmen ve 5 asker de, bir hava ambulansıyla, Ege Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldılar.

Beyin Cerrahisi Bölümü’nde ameliyata alınan ağır yaralı Başçavuş Özmen, kan kaybediyordu. Üstelik kanı, zor bulunan “O Rh Negatif” grubundandı. Ancak hastanenin bu gruptaki kan stoku yeterli değildi. Oysa bölge olarak İzmir’in yanı sıra, Aydın, Manisa, Denizli, Muğla ve Uşak’taki 155 hastanenin kan ihtiyacını karşılayan Kızılay’da, yeterli düzeyde “O Rh Negatif” kan mevcuttu. Ege Üniversitesi Kan Merkezi görevlileri sosyal medya aracılığıyla kan bağışı çağrısında bulununca, İzmir ayağa kalktı. Artık bir benzerine ancak savaş günlerinde rastlanabilecek bir bağış seferberliği başlamıştı.

Esnaf dükkanını kapatıyor, işçi patronundan izin alıyor, kamu kuruluşlarında çalışanlar, Ege Üniversitesi Hastanesi’ne koşuyordu. Kısa süre içinde hastane önünde toplananların sayısı bine ulaştı. Gelenler arasında kucağında bebeğiyle anneler, “onlara kanım da canım da feda olsun!” diyen ak sakallı yaşlılar bile vardı. İzmir, genci yaşlısı, her yaştan kadını ve erkeğiyle oradaydı… Bazıları kendisini tutamayıp “Terör kahrolsun, vatan sağ olsun” diye bağırıyordu.

Ancak üniversitedeki merkezin kapasitesi böylesine büyük bir kitleden kan alabilecek düzeyde değildi. Bunun üzerine Kızılay, 3 adet mobil kan merkezini Ege Üniversitesi’ne gönderdi. Hastane, birkaç saat içinde ihtiyacının çok üzerindeki bir kan stokuna kavuşmuştu. O saatten sonra Dr. Gökay Gök, bağışçıları Avrupa’nın en modern kan merkezlerinden biri olan Bayraklı’daki Kızılay Bölge Müdürlüğü’ne yönlendirmeye başladı.

İzmir niçin “Büyük İzmir” olduğunu gösteren, tarihi günlerinden birini yaşıyordu.
Bayraklı ve Bornova Belediyeleri de harekete geçmiş, bağışçıları taşımak için otobüs seferleri koymuşlardı.

Taksiler kan vermeye koşanları, para almadan taşıyordu.

Akşama doğru Bayraklı’daki Kızılay Merkezi’ne başvuranların sayısı 6 bini bulmuş, olağanüstü bir tempoyla çalışan personel, 750 ünite kan toplamıştı. Bu rakam ancak 3-4 bin kişinin kan vermesiyle sağlanabiliyordu.

Çalışmalar sahura kadar sürdü. Bayraklı’nın yanı sıra, 11 ayrı noktada kan alındı. Buna rağmen bağışçılar evlerine gitmiyor, sıra kendilerine gelinceye kadar bekleyeceklerini söylüyorlardı. Bu arada Manisa ve Uşak’tan bile gelenlerin olduğu gözleniyordu. Merkezin önünde park eden araç sayısı 3 yüzü geçmişti.

Ancak alınan kanlar belirli bir süre saklandıktan sonra bozulduğu için, bir yerde durulması gerekiyordu. Bağışçılara teşekkür edildi. Daha sonraki günler için randevular verildi.

İzmirliler, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte görevlerini yapmış olmanın iç huzuruyla evlerinin yolunu tutarken, Kızılay görevlileri de, uykusuz gözlerle sayıma geçtiler.

Çok yorgundular ama, çok da mutluydular. Çünkü bu olaydan önce Ege bölgesindeki 155 hastanenin 6 bin ünite olması gereken kan stokları 2 bin üniteye inmişti. Bayram öncesi tehlike sinyalleri gelmeye başlamıştı. Ama artık tehlike söz konusu değildi. Çünkü randevu verilenlerle birlikte ihtiyaç duyulan kan stokları, bayram gelmeden karşılanmış olacaktı.

Gün ağarmış, kendisinden kan alınmasını bekleyen ak sakallı bir ihtiyar, başını bastonuna yaslayarak uykuya dalmıştı.

İşte İzmir budur…

Ona “Gavur” diyenler, bu insanlık ve Allah inancı dersi karşısında utanmalıdır.

Not: Bugün bir başka güzel kentimizde, Çanakkale’deyim. Saat 19.00’dan itibaren Halk Bahçesi’nde ”İyi Uykular Sayın Seyirciler”i imzalayacağım. Aslında imza bahane, tarihin akışını değiştiren destanın yazıldığı Çanakkale’de olmak şahane…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp