Top
09/08/2012

Atış serbest olsa, Olimpiyatlarda rekor kırardık!..

Türkiye Londra Olimpiyat Oyunları’na dev gibi bir kafileyle gitti.

Başbakan, Bakanlar, yöneticiler, TRT’ciler, teknik ekipler, hekimler ve sporculardan oluşan dev ekip Heatrow Havalimanı‘na büyük umutlarla indi.

Başbakan Erdoğan, “Olimpiyatlara bugüne kadarki en büyük sporcu sayısıyla katılıyoruz. İnşallah başarılı olacağız” dedi.

Başbakan ayrıca sporcularımıza moral verdi, madalya kazanmaları için eşiyle birlikte dua etti.

Ancak duaları sadece bir bronz madalyaya yetti.

Tam “Servi gibi umutlar döndü birer iğdeye!..” diye düşünmeye başlamıştık ki, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç kameraların önüne geçti.

Bakan “Londra Olimpiyatları devam ederken sporcularımızın durumunu konuşmak doğru olmaz. Ama 2020’de hem olimpiyatlar, hem de madalyalar bizim olacak!” dedi.

Yani Bakana göre olimpiyatlar da, madalyalar da şimdiden garanti!

En azından biri!

 

Eğer “nokta virgül koymadan, her konuda soluk almadan konuşma” yarışması yapılırsa, Bakan Kılıç birinciliği kimseye kaptırmaz, açık ara şampiyon olur!

Hele atış serbest bırakılırsa, olimpiyat rekoru bile kırabilir!

Böylece “Serbest atış” dalında tarihe geçebilir!

Bakan Kılıç vaktiyle Kanal D‘nin Ankara bürosunda muhabirdi.

Kendisini son olarak Samsun’da, bir haber televizyonuna konuşurken dinledim.
Bakanla TOKİ konutlarında oturan 6 vatandaşımızın hayatını kaybettiği sel felaketiyle ilgili röportaj yapılıyordu.

Daha doğrusu, adet olduğu üzere muhabir susuyor, Bakan konuşuyordu!

Yine nokta virgül koymuyor, yine soluk almıyordu.

Seyirciler de soru sormadan nasıl röportaj yapıldığını öğreniyordu!

Bakana göre, yitip giden canlardan ne AKP’li Belediye, ne de dere yatağına toplu konutlar inşa eden TOKİ sorumluydu!

Ortada rant sağlama amaçlı arazi spekülasyonu da yoktu, ihmal de!

Oysa uzmanlar, Belediyenin dere yatağını değiştirdiğini, TOKİ’nin de buraya toplu konutlar diktiğini öne sürüyordu.

İddialar vahimdi.

Bodrum katlarında canlar, rant uğruna yitip gitmişti.

Oralarda yaşayan garibanlar göz göre göre ölüme itilmişti.

Ama muhabir bunları soramıyor, sadece mikrofon tutuyordu.

Bakan da hazır mikrofonu bulmuşken “serbest atış” dalında olimpiyatlara hazırlanıyordu!

 

Atletimiz Nevin Yanıt 100 metre engellide beşinci oldu, içimiz sevinç doldu.

Onun başarısı, tesis ve malzeme sıkıntısı çeken Türk sporcusuna en uygun olimpik yarışma dalının “engel aşmak olduğunu” ortaya koydu!

Bunu söylerken İstanbul‘u gözümün önüne getiriyorum.

Her tarafın engelle dolu olduğunu görüyorum!

İstanbulluların, evlerinden çıkıp işlerine gidinceye kadar, bir yığın engeli aşmaya, çukurları atlamaya mecbur olduklarını biliyorum.

Bu gerçeğe dayanarak “uzun atlama, üç adım atlama, 100 engelli ve yüksek atlama, bize en uygun olimpik yarışma dallarıdır!” diyorum!

Otobüs ve metrobüs duraklarına ulaşmak için yarışan İstanbulluların, her gün onlarca rekor kırdıklarına inanıyorum.

 

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “2020 Olimpiyatları da, madalyalar da bizimdir!” diyor.

Buna karşılık 4+4+4”ün mucidi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ilk 4’te beden eğitimi derslerini müfredattan çıkarıyor!

Yani Bakana göre, ağaç yaşken eğilmiyor!

Bu satırlar yazılırken Londra Olimpiyatları’nda Çin 73, Amerika Birleşik Devletleri 70 madalyayla önde gidiyor. Onları İngiltere, Kore ve Rusya izliyor.

Çünkü onlar, olimpiyat şampiyonlarını keşfetmeye ilkokuldan başlıyor.

Gelişmiş ülkelerin tümü, ağacı yaşken eğiyor.

Olimpiyat gerçeği, AKP’nin istediği gençliği yetiştirmeye hazırlanan Başöğretmen Dinçer’e ilk dersini veriyor…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp