Top
08/07/2020

Yoksa rüya mı?..

Salgın öncesine kadar her sabah ilk yaptığım işlerden biri, elektronik posta kutumu açıp okurlarımdan gelen iletileri okumak olurdu.

Hatta bazen geceleri uykum kaçtığında da aynısını yapardım.

Ama son birkaç aydır, geceleri posta kutuma asla dokunmadığım gibi, sabahları da eskiye oranla gecikerek ve mecburen bakıyorum.

Çünkü her gün adeta çığ gibi artan sayıda moral bozucu ve üzücü mesajlar geliyor. Geceleri okursam uykum daha da kaçıyor. Zira sabahlara kadar bunları yazanları, çoluk çocuklarının içine sürüklendikleri çaresizlikleri düşünmekten kendimi alamıyorum.

Örneğin dün sabah, bu yazıyı kaleme almak için bilgisayarın başına geçip posta kutumu açtığımda, iç karartıcı mesajlar yağmur gibi akmaya başladı.

Örnek vermek için bunlardan birini sizlerle paylaşıyorum:

★★★

Bu satırları yazmamak için çok uğraştım ama başka çarem olmadığından ve sizin kişiliğinize olan saygımdan, belki bir yardımınız dokunur umuduyla derdimi paylaşıyorum. Mekanik tesisat ve doğalgaz işleri yaparak hayatımı kazanırken, ekonomik kriz ve salgın nedeniyle işlerim bozuldu. Düzeltebilme umuduyla borçlandım. Ancak zaman içinde para dışında da itibarımı da kaybetmeye başladım. Banka sicilim bozulduğundan, son çare olarak tefecilerden para almak zorunda kaldım. Onlar da kan emici vampirler gibiler!..

Beni, aileme zarar vermekle tehdit ediyorlar. Polise gidemiyorum, çünkü içine düştüğüm çaresizlik nedeniyle tefecilerden para almak zorunda kaldığımı aileme söyleyemedim.

Anlayacağınız büyük bir çıkmazın, hatta felaketin eşiğindeyim. Toplam borcum 67 bin lira. Aslında yaptığım işlere oranla çok büyük bir para değil ama işlerim bozulduğundan bir araya getiremiyorum.  10 yaşında bir kız çocuğu babasıyım. İnşallah iki ay sonra bir kız evladım daha dünyaya gelecek.

Sizden bir destek istiyorum. Kredi olur, borç olur, taksitle ödeyebileceğim her şey olur.

Yangın tesisatı ısıtma-soğutma, yani mekanik tesisat işleri yapıyorum. Ekibimle büyük işler bitirmiş biriyim. Yine başarırım. Yeter ki bana yardım edin…”

★★★

Ardından başka bir yurttaşımızdan benzer bir talep…

Sonra bir başkasından….

Ardı arkası kesilmeyen çaresizlik mesajları…

Bir bunlara bakıyorum, bir de ülkeyi yönetenlerin “Ekonomiyi şöyle uçurduk, böyle havalandırdık, yedi düvele meydan okuduk, fırsatlar ülkesi olduk, enflasyonu düşürdük, piyasayı şaha kaldırdık, çiftçimizi, esnafımızı faizcilere ezdirmedik” şeklinde özetlenebilecek açıklamalarına….

★★★

Ve sonra kendi kendime şu soruyu sormadan edemiyorum:

“Acaba ben mi bir karabasan yaşıyorum, yoksa o açıklamaları yapanlar, topluma gördükleri rüyaları mı anlatıyorlar?..”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp