Top
Saygı öztürk

Saygı öztürk

saygi@sozcum.com

24/11/2019

Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi

Ankara, ilginç toplantılara sahne oluyor. Başkanlığını Prof. Dr. Fikret Eren'in yaptığı Bilim Düşünce ve Strateji Derneği'nin (BİLDER) toplantısında da hemen her görüşten insan bir araya geldi ve 84 yaşındaki hukukçu Eren'in konferansını dinledi. Eren “İlkokullarda okutulan Andımız'dan kuşku duyan insanların yaşadığı ülkedeyiz” dedi ve sözlerini “Bunları şimdi değil de mezarda mı söyleyeceğim” deyip kürsüden indi.

Aynı masada ünlü iş insanlarından, Güriş'in patronu 93 yaşındaki İdris Yamantürk, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş , Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, eski rektör Şakir Akça, milletvekilleri Ümit Özdağ, Fahrettin Yokuş, Vahit Erdem, Haydar Çağlayan, Ali Helvacı da vardı. Erdem, 1985 yılında kurulan ve bugün ülkemizin yüz akı kuruluşları arasında yer alan Savunma Sanayii'nin ilk müsteşarıdır.

“PARADAN ÖNCE TEKNOLOJİ ”

Tank Palet Fabrikası'nın Katarlılarla kiralanmasını CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Peşkeş” olarak niteliyor. Ortak üretim yapılması tartışmaları devam ederken, Savunma Sanayii'nin yıllarca müsteşarlığını yapmış Vahit Erdem'e kendi dönemlerinde bu tür ortaklıkların yapılıp yapılmadığını sordum. Şunları söyledi:

“Yabancı şirketlerle ortaklıklar kurulur. Biz de teknoloji sahibi ülkelerle, savunma sanayii alanında çalışan şirketlerin ortak olmalarını sağladık. Böylece ülkemize yeni teknoloji girdiği gibi, o alanda insan yetiştirilmesini de sağladık. Tank Palet Fabrikamızı Katarlılarla beraber kullanacaksak, Katar'ın bizde olmayan tank teknolojisine sahip olması lazım. Katar'ın böyle bir teknolojiye sahip olmadığını biliyoruz. Açıkçası parası için değil, teknolojisi için ortaklık kurulur. Evet paraya da ihtiyaç var ama teknolojiniz olmadığı sürece bu ortaklık doğru değil.”

CEPTEN ÇIKAN

Mansur Yavaş, bazı projelerin hayata geçirilebilmesi için halkın, bazı kuruluşların desteğine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarının engellenmek istendiğine dikkat çekiyor. 25 yıl sonra başkan değişikliğinin getirdiği bazı sıkıntılar da var. Başkan'ın, belediyeye tam anlamıyla hakim olduğu söylenemez. Belediyede her şey yerli yerinde değil.

İşsizlik büyük boyutlarda. Mansur Yavaş'a “Hayırlı olsun” demek için gelen hemen ardından cebinden bir özgeçmiş çıkarıp uzatıyor, oğluna, kızına, gelinine, yakınına iş istiyor. Yavaş, “Şu anda iş başvurusu yapanların sayısı 100 bini geçmiş durumda. Ankara'da üretimi, istihdamı artırmadan işsizliği önlemek tabii ki zor.”

RANDEVU İSTEYENLER

Büyükşehir Belediyesi'nde “Hayırlı olsun” ziyaretleri de bitmek bilmiyor. Halen, 12 bin kişi ya da kurum adına Mansur Yavaş'tan randevu istenmiş. Başkan'ın bu kadar randevu talebini hemen yerine getirmesi de beklenemez. Mansur Bey, “Randevu veremediğim için özür diliyorum” da diyor.

İlçe ziyaretlerini yaparken bütün muhtarlar davet ediliyor. Muhtarlar isteklerini dile getiriyor. Ama onları dinleyince, sanki 25 yıldır o yerlere hiç hizmet götürülmemiş ve hepsini Mansur Yavaş'ın yapmasını istiyorlar. Belediyenin AKP ve MHP'li meclis üyeleri, Başkan'a borçlanma yetkisi bile vermiyor. Bu da hizmetleri engelleme yöntemlerinden biri. Tasarruf yaparak hizmet de belli bir yere kadar yürütülüyor.

AKP'li Kocaeli Belediyesi başta olmak üzere, Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) daha fazla borcu olan belediyelere dokunulmazken, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin şirketlerinin gelirlerine SGK tarafından tedbir konuldu. Bu durumda, şirketlerde çalışanların maaşlarının ödenmesi bile tehlikeye girdi. Eğer, belediye şirketlerinde çalışanlar maaşlarını alamazlarsa biliniz ki bu belediyenin birikmiş eski borçlarından kaynaklanıyor. Maaş alamayacak olanlar da iktidara yakınlığı ile bilinen Hak-İş Konfederasyonu'na bağlı işçiler olacak.

Bazen bir haber, bir köşe yazısı ortalığı karıştırmaya yetiyor. Meslek büyüğümüz, Türk basınının çınarı Rahmi Turan'ın haber kaynağına güvenip CHP'li bir ismin saraya gittiğini yazmasının ardından da fırtınalar kopuyor. CHP'li bir ismin saraya çağrıldığı iddiası da son derece önemli. Cumhurbaşkanlığı açıklama yaptı, böyle bir görüşmenin olmadığını duyurdu. Zaten bu konuda ısrar eden de yok. Gazetecilik refleksi bazen büyük hataya da yol açabiliyor.

Biliniz ki bu olaya Rahmi Turan'dan fazla üzülen, kahrolan başka kimse de yoktur. Gazetecilik böyledir işte. Mesleğinizde zirvede olursunuz, bir haber, bir yazı, bir söz sizi mesleği bırakma noktasına getirir. Rahmi ağabey nerede, ne söylemesi, ne yapması gerektiğini bilir. Onu biraz rahat bırakın ve sağlıkla yurda dönmesini bekleyin yeter…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp