Top
Saygı öztürk

Saygı öztürk

saygi@sozcum.com

02/06/2020

O gece, eşiyle vedalaşıp adliyeye gitti

15 Temmuz 2016 darbe girişiminin yaşandığı, neler olduğunun henüz belli olmadığı saatte Ankara C. Savcısı Harun Kodalak, Başsavcı Vekili Cem İşçimen'in yanı sıra Anayasal suçlara bakan savcılar adliyeye gelmişti. Aynı saatlerde İstanbul'da da Anayasal suçlara Bakan C. Savcıları da zorluklar içinde adliyeye ulaşmak için çaba gösteriyordu.

O dönem Çağlayan Adliyesi'nde Anayasal suçlara bakan Başsavcı Vekili, şimdi ise Anadolu Adliyesi C. Başsavcılığı görevinde bulunan İsmail Uçar da, adliyeye ulaşabilmek için çaba içindeydi. FETÖ'nün en son hamlesi, yıllarca gizli şekilde örgütlediği TSK'daki militanlarıyla,  kalkışmayı başlatmasıydı. Bakalım, Uçar o gece neler yaşamış:

SİLAHINI BELİNE TAKTI

“15 Temmuz darbe gecesi rutin olarak mesai sonrası ikametimizden askerin Boğaziçi Köprüsü'nü tuttuğunu, AKOMA bir grup askerin girdiğini ve bunun bir darbe girişimi olduğunu arkadaşımızın mesajından öğrendikten hemen sonra, eşimle ve çocuklarla vedalaşarak silahımı yanıma alıp, Başsavcı Vekili arkadaşlarım Fuzuli Aydoğdu ve M. Akif Ekinci ile buluştuk. Ne yapabileceğimize dair beraber kararlar aldıktan sonra, Çağlayan Adliyesi'ne gitmeye karar verdik.

Adliyeye ulaşmada sıkıntılar olduğunu öğrenmemiz üzerine Başsavcı Vekili Fuzuli Aydoğdu ile birlikte Başakşehir Emniyet Müdürlüğü'ne gittik. İlçe Kaymakam'ı Kazım Tekin bizi karşıladı ve süreci emniyet müdürlüğünden takip etmeye başladık. Orada Başakşehir Emniyet Müdürü, Kaymakam ve Belediye Başkanı ile tam bir kardeşlik ortamında koordineli şekilde çalıştık. Belediye Başkanı, bütün iş makinelerinin yolları kesmesi talimatı verdi.

DARBECİLERLE ÇATIŞIYORDU

Bu esnada Sayın Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ ve Müsteşarımız Kenan İpek'le görüşmeler yaptım. İstanbul'daki durumu aktardım. İstihbarat Müdürümüz, Terör Şube Müdürümüz ve Organize Şube Müdürlerimizle sürekli olarak irtibat halindeydik. İstanbul Emniyet Müdürlüğü cansiperane darbecilerle çatışıyor,  telefon görüşmelerinde silah sesleri duyuyordum.

Saat 03:00 sıralarında darbecilerin hazırlamış olduğu Sıkıyönetim Komutanları ve Sıkıyönetim Mahkemeleri atama listesi, Ankara Anayasal Suçlar Başsavcı Vekili Cem İşçimen tarafından gönderildi. Derhal kaymakamlık sekreteriyle darbeciler hakkında göz altı kararı yazdık ve Başsavcı Vekilimiz Fuzuli Aydoğdu ile birlikte imzalayarak İstanbul Emniyet Müdürlüğüne faksladık.

Şu tespiti yapmak gerekir ki; bütün vatansever kamu görevlileri el birliğiyle bu darbeyi akamete uğrattı. Damarlarında asil kan taşıyan Türk Ulusu, tank ve mermilerin karşısında vücudunu siper ederek karşı duruşuyla ne kadar yenilmez bir millet olduğunu tarihin şanlı sayfalarına yazdırdı.”

O gecenin isimsiz kahramanları çok.  Darbe tersine dönmüş olsaydı, işte o kahramanlar, bugün  cezaevinde olacaktı. Zaman zaman bu kahramanlıkları yazmak ve olayı unutturmamak gerekiyor. İşte Başsavcı İsmail Uçar da, o gecenin unutulmayanları arasındadır.

O makama yakışmıyorsun

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 22'nci Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın vefatının ardından Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen'in, “Ey Mevta” başlıklı çirkin paylaşımı, o makamda oturan birisine asla yakışmadı. Peki, bu paylaşımda bulunan kişi hakkında herhangi bir idari soruşturma var mı? Yok.

“Güzel ahlaktan ibaret” olduğunu bildiğimiz yüce dinimizin önderi sevgili  peygamberimizin, bütün insanlığa rehber olan söz ve davranışlarını en çok bilmesi ve içselleştirmiş olması gereken bir kişinin bu sözlerinin, bulunduğu ve temsil ettiği makama yakışmadığı açıktır.

BAKANLAR DA ANLATIYOR

Diyanet İşleri Başkanlığı, birlik beraberliği sağlamak konusunda birinci derecede etkin olabilecek özelliğe sahiptir. Bu nedenle başkanlıkta ve ülkemizin en ıssız yerlerinde görev yapan tüm din görevlilerinin bu kurumun saygınlığına zarar veren söylem ve davranışlardan uzak durması gerekiyor. Türkiye Emekli Subaylar Derneği de, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen'i kınıyor, “Merhum İsmail Hakkı Karadayı, görev yaptığı dönemde ülkemizin geleceği ile ilgili gösterdiği hassasiyetlerin ne kadar doğru olduğu da 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi ile bir kez daha kanıtlanmıştır” diyor.

Karadayı'nın en büyük üzüntüsü, davalarının bir türlü sonuçlanmamasıydı. Aklanmak, “Darbeci general” olarak anılmak asla istemiyordu. Kendisinin demokrasiye olan inancını da o dönem görev yapan bakanlar da dile getiriyordu.

Rahmetli Karadayı hakkında çirkin paylaşımlarda bulunan Burhan İşliyen'in yaptığı çirkinlik, din adamına, hele de o makamda oturan birisine de asla yakışmıyor. Başkan Ali Erbaş yakıştırıyor mu?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp