Top
24/06/2020

“Tencere her iktidarı götürür!”

İktidar ne derse desin, muhterem yöneticilerimiz ne kadar görkemli tablolar çizerse çizsin, ne yazık ki ülkede işler pek parlak gitmiyor!

Bir yandan demokrasiden uzaklaşıyoruz, bir yandan da ekonomimiz ciddi biçimde alarm veriyor!

Birçok fabrika, otel ve işyeri icraya düştü…

Halkın borç yükü büyüdükçe büyüdü. Milyonlarca kişi gırtlağına kadar borç batağına gömüldü.

Çarşı-pazar ateş pahası… Mutfak alev alev!

Ankara Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsa Güven “Mutfakta tencere kaynamıyor, 92 gündür evimize ekmek götüremedik!” diyor.

TİMUR'UN FİLİ

İsa Güven'in sözleri bana 9'uncu Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel'in ünlü sözünü hatırlattı:

“Tencerenin düşürmeyeceği hükümet yoktur! Kaynamayan tencere her iktidarı götürür!” demişti siyaset bilgesi…

Türk siyasetinin 50 yılına damgasını vuran Demirel'i, 17 Haziran Çarşamba günü, ölümünün 5'inci yılında saygıyla andık.

Demirel bir fıkra anlatma üstadıydı… Onun muhalefet yıllarında anlattığı her fıkra derin anlamlar taşırdı. DYP lideri olduğu günlerde “Bu iktidar partisi Timurlenk'in filine benziyor” demiş ve şu fıkrayı anlatmıştı:

OBUR HAYVAN

“Timur, Akşehir'i zapt ettiğinde Nasreddin Hoca'nın köyüne bir fil hediye etmiş. Hayvan çok obur. Köyde ne varsa yiyip bitirmiş.

Timur çok sert bir hükümdar olduğu için kimse ses çıkaramıyormuş…

Sonunda köylüler dayanamamışlar ve Nasreddin Hoca'ya:

“Hep beraber Timurlenk'e gidip şikâyetimizi bildirelim. Bu fili başımızdan alsın. Ne olur, sen bize öncülük et Hoca…” demişler.

Nasreddin Hoca önde, köylü arkada, hükümdarın sarayına gitmişler.

Hoca içeri girerken bir de bakmış ki, arkasında hiç kimse yok. Bütün köylüler korkudan birer birer sıvışmış.

Canı sıkılan Hoca, “Durun ben size bir oyun edeyim de görün” diye söylenmiş.

Çatık kaşlı, asık yüzlü Timurlenk'in karşısına çıkınca:

“Siz bizim köye bir fil hediye etmiştiniz ya efendimiz” demiş…

Timur birden kükremiş:

“Eee, ne olmuş? Beğenmediniz mi yoksa?”

“Hayır efendim, maruzatımız başka… O fil erkek… Köy halkı bir de dişi fil armağan etmenizi istiyor. İkisi çiftleşsin, yavruları olsun, köy daha da şenlensin efendimiz…”

DONSUZ KALACAKLAR”

Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra keyifle gülerek:

“İşte” demişti “Halk Timur'un filine benzeyen bu iktidar partisi (ANAP) yüzünden sırtındaki hırkayı kaybetti, bunlar seçimi yeniden kazanırsa, bu defa milletin altından donunu da alacak, herkesi çırılçıplak bırakacak.”

Yazık değil mi ülkemize?

Gazetecilik suç değildir ama iktidar öyle düşünmüyor. Bugün gazeteciler yargılanacak.

Üç buçuk aydır Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan 6 gazeteci (Murat Ağırel, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Mehmet Ferhat Çelik ve Aydın Keser) İstanbul 34'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıkacak.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Ne yazık ki yıllardır toplumu susturmak için gazeteciden suçlu yaratılmaya çalışılıyor. Halkın bilmesi istenmeyen her haberin terör ya da casusluk faaliyeti olarak gösterilmeye çalışılmasından artık vazgeçilmesini istiyoruz. Ülkede demokrasinin yerleşmesi ve barışın sağlanabilmesi için hapisteki tüm gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmalarını gerektiğine inanıyoruz.” diye açıklama yaparak iktidarı uyardı.

Cezaevlerinde halen 84 gazeteci yatıyor. Türkiye, gazetecileri hapsetmekte rekortmen… Yazık değil mi ülkemize?

GÜNÜN SÖZÜ

“İşsizlik ve açlık” kader yoldaşlığıdır. Ülkemizde ikisi de bol miktarda var!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp