Prof. Dr. Üstün Ergüder…

80 yaşında… Siyaset bilimci…

Değerli bir hoca…

Boğaziçi Üniversitesi'nin eski rektörü…

Doğal olarak kalbi, öğretim üyeleri ve öğrencilerden yana…

Demokratik bir ülkede böyle manen bir desteğin engellememesi gerekir!

Fakat burası Türkiye…

Demokrasi nerede?

Adı var ama kendisi ortalıkta pek görünmüyor!

★★★

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Prof. Dr. Üstün Ergüder'i telefonla arayıp, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki direniş konusunda uyarıda bulunması, Türkiye'de olduğu iddia edilen demokrasinin “hal–i pür melâlini” gösteriyor. Yani acınacak halini…

Daha önce de yazdığım gibi, böyle bir durumda aklıma hep şu ünlü tekerleme geliyor:

Demokrasi nerede?  Suya düştü…

Su nerede? İnek içti…

İnek nerede? Dağa kaçtı…

Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu!

★★★

SÖZCÜ'nün başına gelenler Türkiye'deki demokrasinin özeti gibidir.

Yıllardır FETÖ'nün kirli işlerini ortaya çıkartan, devleti uyaran, önlem alınmasını isteyen SÖZCÜ'nün bazı yazarları ve çalışanları, geçerli hiçbir delil ve belge olmadan FETÖ'cü oldukları iddiasıyla hapse mahkûm edildi.

Halkın ve hakkın gazetesi SÖZCÜ'ye, hiçbir demokratik ülkede olmayan bir şekilde, ağır baskı yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

Son örnek SÖZCÜ Televizyonu'dur.

Demokratik (!) Türkiye'de SÖZCÜ TV tam 362 gündür RTÜK'ten onay bekliyor!

Beş dakikada bitirilebilecek iş neden hiçbir gerekçe gösterilmeden bir yıldır bekletiliyor?

RTÜK, saraydan icazet bekliyor da ondan… Bunun başka izahı yok! Yaşasın demokrasimiz!

★★★

Gelelim Üstün Ergüder Hoca'nın başına gelenlere…

Boğaziçi Üniversitesi'nde demokratik haklarını kullanan öğretim üyeleri ve öğrenciler direnişlerini sürdürüyor.

Eski Rektör Prof. Dr. Üstün Ergüder için “O bu işlerin göbeğinde” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hocanın ‘rektör atamasını' doğru bulmadığını söyleyip, üniversite mensuplarını yazılarıyla tahrik ettiğini ileri sürüyor.

Soylu bu nedenle kendisini aradığını ve “Böyle işlere girmemesi lâzım geldiğini” söyleyip onu uyardığını belirtti.

Üstün Hoca “Benim yaşım 80, ben bu işlerle uğraşmıyorum” dedi ama İçişleri Bakanı buna inanmadı.

Bakan Soylu sert bir ifadeyle “Ben bu işlerle uğraştığınızı biliyorum. Hâlâ bu işleri kaşımak için yazılar yazıyor, tahrik ediyorsunuz. Buna prim vermeyiz ve vermeyeceğiz!” dedi.

Bakan Soylu, belli ki, Üstün Ergüder Hoca'ya çok kızmış!

Şimdi siz gelin de, ülkede akademik özgürlükten, demokrasiden, fikir ve düşünce özgürlüğünden söz edin!

★★★

CHP'li Ünal Çeviköz “Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum Prof. Dr. Üstün Ergüder'in savunduğu ve bana olduğu gibi tüm öğrencilerine titizlikle öğrettiği ‘akademik özgürlük' kavramı vaz geçilmez bir demokratik haktır” derken, yine Üstün Hoca'nın öğrencilerinden olan Gelecek Parti'li İbrahim Turhan şöyle diyor:

“Prof. Dr. Üstün Ergüder, ders almış olmaktan ve diplomamın üzerinde imzasının olmasından gurur duyduğum değerli bir bilim insanıdır. Türkiye'nin değerlerine böyle saldırılmasını şiddetle kınıyorum.”

TEBESSÜM

Temel ile Dursun sevgililerinden söz ediyorlarmış…

Çapkınlıkta çok deneyimli olan Dursun:

“Bana bak Temel” demiş “Cep telefonuna sakın sevgilinin adını yazma ha…”

“Peki ne yazayım?”

“Ne yazarsan yaz… Karının gördüğü vakit anlamayacağı bir şey olsun…”

Temel, karısı Fadime anlamasın diye sevgilisinin ismini “Batarya zayıf” diye yazmış.

Sevgilisi her aradığında, Fadime telefonu alıp şarja takıyormuş!

Liderliğin 3 niteliği: Önce insanlık, sonra öngörü ve cesarettir!