Zaman hızlı akıyor. Türk ulusunun aynı gemideki özgürlük yolculuğunun 100'üncü yıl dönümü bugün…
Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a ayak basarak milli mücadelenin ilk adımını attığı, ilk ateşini yaktığı günün 100'üncü yılını gururla kutluyoruz.
Türk'e kurtuluş müjdesini veren ve üç yıl süren ölüm-kalım savaşından sonra zafere ulaşan Mustafa Kemal Atatürk ile kahraman silah arkadaşlarını sevgi, minnet ve şükranla anıyoruz.
Ne günler yaşadık, ne zırdeliler, ne ahmaklar, ne reziller gördük!
“Kurtuluş savaşında keşke Yunan kazansaydı!” diyen hainlerin baş tacı edildiğine de tanık olduk. Atatürk düşmanı akıl hastasını ay-yıldızlı Türk Bayrağı'na sararak kahraman gibi taşıdılar!
Seçimi anasının ak sütü gibi helâlinden kazanan İmamoğlu'nun galibiyeti için “İstanbul'da seçimi Yunan kazandı!” diyen utanmazlara rastladık.
Türkiye gemisi hepimizin… Onu iftira, yalan ve dolanlarla yıpratmaya kalkışmak ihanetlerin en büyüğüdür!

Kılıçdaroğlu “Artık bizim rakibimiz Binali Yıldırım değil, Yüksek Seçim Kurulu'dur” demekte haksız mı?
Bahaneler yaratılarak İstanbul seçimini iptal eden Yüksek Seçim Kurulu'nun kararının hukukla uzaktan-yakından hiçbir ilgisi olmadığını akıl ve mantık sahibi herkes biliyor!
Kabile devletlerinde bile böyle adaletsizlik görülmemiştir!
Kılıçdaroğlu “Ben bu kurula güvenmiyorum” diye feveran ederek diyor ki:
“Aldıkları karar hukuka, vicdana ve ahlâka aykırıdır… Ve milletin iradesine darbedir. Hiçbir hukuki gerekçe yoktur.”
Doğru söylüyor. Ne çare ki, Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları kesindir ve yasaya göre buna itiraz etme şansı yoktur.
YSK'nın Karakuşî bir kararla, seçimin mağlûbu Binali Yıldırım'ı galip ilan edip “Başkanlık mazbatası”nı ona vermediğine şükredelim!
“Böyle bir davranış yasa dışı olurdu” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Haklısınız yasa dışı olurdu ama bugüne kadar yapılanlar kanuni mi sanki?
Böyle haksızlık ve hukuksuzluk hiç görülmüş müdür?
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu konuda rekor kırmış bulunuyor!

★★★

CHP, 23 Haziran seçim gecesi ne yapacak?
Son derece büyük bir hızla seçim sonuçlarını veren bir seçim sistemi kuracaklarını söylüyorlar.
Her sandıkta bir avukattan destek alınacak, Güvenli bir haber ajansıyla sonuçlar anında bütün Türkiye medyasına duyurulacak.
Kılıçdaroğlu “3,5 saatte seçim sonuçlarını vatandaşlarımızla paylaşıyor olacağız” diye iddia ediyor ve anlatıyor:
“O kadar sistemli çalışacağız ki, YSK'nın önüne gittiğinde sonuç tescilliymiş gibi olacak bir şekilde süreci yürüteceğiz.
Hem halkın gücü, hem de demokrasinin gücüyle YSK doğru karar vermek zorunda kalacak!”

İmamoğlu'ndan kopya!

İstanbul'da öğrenci kartı ve su fiyatları indirildi ya… AKP'liler “Bu indirimler Binali Yıldırım'ın seçim vaadi idi” diyorlar.
Halk bu yalana inanacak kadar aptaldı sanki!
İmamoğlu'nun projelerini hem kopya ediyor, hem de halkı aldatmak istiyorlar!
Bunlar kimin vaadidir, vatandaş görüyor, biliyor!
AKP'liler, İmamoğlu'nun “Her şey güzel olacak” şeklindeki sloganını bile kopyalayıp ‘Her şey daha iyi olacak' diye bir seçim sloganı kullanmaya başladılar.
Mübarek Ramazan günlerinde bunu yapmayın bari!

İnsan utanır biraz!

Rahmetli Ecevit'in kurduğu Demokratik Sol Parti (DSP) artık garip bir parti oldu.
DSP'li Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk, “DSP adayı Muammer Aydın'ın, Ekrem İmamoğlu'nu desteklemek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığından çekildiği” şeklinde bir açıklama yapılmasını istedi, DSP Parti Meclisi ise bu öneriyi reddetti.
Bunun üzerine Hikmet Sami Türk de haklı olarak DSP'den istifa etti.
DSP'nin oyları zaten sıfıra yakın. Onu da İmamoğlu'ndan esirgiyorlar. İnsan utanır biraz!

Tebessüm

Beyzbol sopası hayranlığı!

Beyzbol sopalarıyla hastanelik edilen meslektaşımız Yavuz Selim Demirağ iyileştikten sonra bir araştırma yapınca şunu öğrenmiş:
“Türk pazarında beyzbol sopasının çok satıldığı belirleyen Amerikalı girişimciler araştırmışlar. Bakmışlar ki, satış rakamlarında bir tuhaflık var!
Sopa çok satılıyor, top satılmıyor!
Sonra gerçeği anlamışlar. Türkler beyzbol sopasını spor için değil, arabaya koymak ve adam dövmek için alıyorlar! Polis sorarsa, basit bir spor aleti bu…
Amerikalı girişimciler bu durumu tirajikomik bularak şaşırıp kalmışlar!

GÜNÜN SÖZÜ

At çalındıktan sonra ahırın kapısına kilit vurmak neye yarar?