Top
17/11/2019

İşsizlik asla azalmaz!

“Allah, düşmanımı bile işsiz bırakmasın” diyenler haklıdır.

İşsizlik, yoksulluk ve sefaletin anahtarıdır!

Bir iş, iktidarın söylediği bin lâftan daha iyidir.

Şimdiye kadar yapılan vaatler hep fos çıktı ve işsizlik aldı yürüdü.

Önceki gün açıklanan rakamlar tam bir dram!

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki insanlarda işsiz sayısı 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bine yükseldi.

Tabii ki bu resmi rakam… Gerçek işsiz sayısı bunun en az iki, belki de üç katı… Çünkü iş bulmaktan umudunu keserek iş aramayanlar işsiz sayılmıyor!

İşsizlik nasıl azalır? Yeni fabrikalar kurarak, iş yerleri açıp iş imkânı yaratarak azaltılır.

Türkiye'de son 17 yılda açılan bir tane yeni fabrika var mı acaba? Oysa satılan çok! Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk döneminde kurulan fabrikalar “Özelleştirme” adı ile peynir ekmek gibi satıldı ve artık satılacak bir şey kalmadı.

Bu zihniyetle Türkiye'de işsizliğin azalması mümkün değildir!

Seyahat bitti ama yankıları bitmedi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington'da ABD Başkanı Trump ile yaptığı 1 saat 15 dakikalık görüşmesinin sonuçlarını zafer gibi gören ve televizyon programlarında bunu hararetle dile getiren fanatik yandaşlar var.

Onları dinlerken şaşırıyorum.

Bunlar olaya ya gözleri kapalı, ya da şaşı bakıyorlar!

Çünkü Washington ziyaretinde elde edilen hiçbir şey yok. Tüm sorunlar olduğu gibi yerli yerinde duruyor.

Sonuç sıfır değilse bile, sıfıra yakın!

Bizdeki yandaş medya böyle coşkulu… Peki Amerikan basını ne diyor? Onların tavrı nasıl?

Bunu, deneyimli meslektaşımız Bora Paran inceledi ve tüm Amerikan basınını tarayarak (özetle) şu sonuçları çıkarttı:

★★★

WORLD NEWS:

“Renkli geçtiği belirtilen Trump-Erdoğan görüşmesinde anlaşmazlıklar ve fikir ayrılıkları çözülemedi.

Her ne kadar Trump, Erdoğan'a iltifatlar yağdırsa da toplantı sonrasında Beyaz Saray resmi bildirgesinde ağır bir dil kullanılarak, her iki liderin aralarındaki sıcak ve dostane görüntüye rağmen, ortada çözülemeyen sorunların hâlâ kaygan ve buzlu bir zeminde kaldığı görülüyor.”

NEW YORK TIMES

(Kirk Patrick imzalı yazı)

“Erdoğan'ın kesinlikle Beyaz Saray'da ağırlanmaması gerekirdi. O kadar çok sebep var ki, bunların başında şunlar geliyor:

Türkiye'nin, Amerika'nın müttefiki ve dostu Kürt savaşçılara karşı sert tutumu. (PYD/YPG)

Rusya'dan alınan S-400 savunma sistemi.

Türkiye'de muhalif gazetelere ve yazarlara uygulanan ağır baskı ve tüm muhalefete karşı demokrasi dışı davranışlar.

Böyle bir yönetimle ne görüşeceğiz ki?

Trump, Erdoğan için ‘O sert bir adam, ona saygı duymak gerekir' diyor.

Demek ki, Trump sert ve katı adamlara sempati duyuyor. Diğerleri ortada:

Rusya lideri Putin.

Kuzey Koreli Kim Jong-un.

Çin lideri Xi Jimping.

Filipin Başkanı Rodrigo Puerte gibi…

Öteki konulara gelince; Erdoğan, Trump ve Amerika'ya gereken karşılığı veremedi. Sadece o mektup değil, Temsilciler Meclisi'nin Ermeni soykırımını onaylaması, Fetullah Gülen'in iadesi ve diğer meselelerde de hiçbir sonuç alınamadı!

Özetlemek gerekirse; ‘Toplantı boş başlayıp, boş bitmiştir!'

Trump'ın 100 milyar dolarlık ticari anlaşma sözünün dışında tüm problemler askıda kalmıştır.”

Diğer gazeteler:

WASHINGTON POST (Manşet)

“Zor durumdaki Trump, küskün Erdoğan'la görüştü.”

NEW YORKER
(Manşet)

“60 yıl sonra Türkiye yine bizim müttefikimiz ama sadece lâfta!”

WALL STREET JOURNAL:

“Trump-Erdoğan görüşmesi: İlerlemesi olmayan bir toplantı.”

CHICAGO TIMES:

“Gerginlikler gölgesinde Türkiye yüzünü Rusya'ya çevirdi!”

TEBESSÜM

Ameliyat ve keman!

Trafik kazası geçiren Temel, hastanede uzun süren bir ameliyattan sonra hayati tehlikeyi atlatmış.

Her sabah onu muayeneye gelen profesör doktor birkaç gün sonra:

“Oh, oh, maşallah… Seni çok iyi görüyorum. Hızla iyileşiyorsun” demiş.

Temel, düşünceli bir şekilde:

“Sayın profesör, size önemli bir şey soracağım” demiş…

Profesör tebessüm ederek cevap vermiş:

“Tabii ki sorabilirsin.”

“Bu ameliyat yaraları geçtikten sonra keman çalabilecek miyim?”

“Evet, tabii ki çalabilirsin!”

Temel:

“Oh, çok iyi” demiş “Normalde çalamıyordum da…”

GÜNÜN SÖZÜ

Yetişen çocuklarımız ülkemizin geleceği için tek umut, tek seçenektir!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp